AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

H A Y A T
O ŞİMDİ SİGORTACI

Türk sinemasının unutulmaz jönlerinden biri olan Göksel Arsoy, şimdi reklamcılık ve sigortacılık yapıyor. Arsoy, sinemamızın dününü, anılarını ve "Türk sinemasının en güzel yıllarını ben yaşadım" dediği zamanları anlattı.

  • ÜRÜN DİRİER
    Türk sinemasının bir dönemine damgasını vuran jönlerinden biriydi Göksel Arsoy. Her filmiyle yazlık sinemaları ağlamaklı hıçkırık seslerine boğan, kadınlı erkekli herkesi duygu seline kaptıran, genç, yakışıklı, romantik, yani tam anlamıyla bir jöndü, zamanın Altın Çocuğu'ydu. Peki, zamanın Altın Çocuk lakaplı jönü Göksel Arsoy, şimdi nerede, ne yapıyor? Hâlâ gözleri mavi mavi parlayan 66 yaşındaki aktör, sinemaya başladığı yılları ve "Türk sinemasının en güzel yıllarını ben yaşadım" dediği zamanları anlatıyor: "Beni sinemaya takdim eden kişi rejisör Sırrı Gültekin'di. Belgin Doruk, Bülent Orhan, Kenan Pars, Kenan Bükey, Ahmet Mekin gibi pekçok ismi o tanıştırmıştır beyaz perdeyle." Arsoy, o büyülü pencereden içeri dalar ve yıllar boyu milyonlarca Türk izleyicisinin kalbi, iç sesi, dili olur. 22 yaşında 'Kara Günlerim' filmiyle başladığı yolda, 'Samanyolu' filmi ile yıldızlaşır.

    PİLOT OLMAK İSTEDİ AMA...

    Kayseri Hava Üssü'nde doğup büyüyen Arsoy, üste Amerikan filmleri izleyerek büyümüş. Türk filmi pek izlememiş. Amerikan artistlerine hayranlığı olsa da hep jet pilotu olmak istemiş. Babasının pilot olmasına izin vermemesi üzerine İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne giren Arsoy, sinema dünyasına girince 60'lı, 70'li ve 80'li yılları, yani sinemanın ve sahnenin en güzel yıllarını yaşadığını söylüyor. Sinemanın televizyona karşısında tutunamaması üzerine 1982'de Göktaş Reklamcılık ve Göktaş Sigortacılık Hizmetleri adlı şirketini kurar.

    Kuşkusuz Arsoy'u unutulmaz kılan yapımlardan biri de Altın Çocuk serisidir. Altın Çocuk Londra'da serisi Türkiye'de, James Bond tarzı ilk aksiyon film çalışması sayılabilir. Kendisini en heyecanlandıran filmin Şafak Bekçileri olduğunu anlatıyor Arsoy: "Jet uçağı kullanmak beni müthiş heyecanlandırmıştı. Filmlerimin içerisinde bundan sonra en sevdiklerim Samanyolu, Yıldızların Altında, Evcilik Oyunu, Altın Çocuk, Zavallı Necdet ve Yaprak Dökümü'dür. Son sinema filmim ise, 80'lerin sonuna denk düşen 'Dost Bildiklerim'. 97'de de 'Mirasyediler' diye bir dizi film çekmiştim."

    Şu anda şirketlerinin başında bir işadamı olarak hayatını kazanan Arsoy, 4 yıldır da Herkes İçin Spor Federasyonu'nun başkanlığını yürütüyor. Halka sağlıklı yaşam şartlarını anlatmak için şehir şehir dolaşan Arsoy, eşi Soley, kızı Aşkım ve oğlu Gökhan ile birlikte mutlu bir aile hayatı sürüyor.

    BELGİN DORUK'LA YÜRÜMEMİZ YETERDİ

    Türk sinemasında Belgin Doruk'la birlikte birçok filmde rol alan Göksel Arsoy, Samanyolu filmiyle ilgili şunları söylüyor: "Bu filmde rahmetli Belgin Doruk'u mutlaka hatırlamak gerekir. Bu filmle, Türk sinemasında ilk defa ikili tip ortaya çıkmış oldu, yani sinemamıza star sistemini getiren biz ikimiz olmuştuk. Belgin Doruk'la elele dolaşalım, ormanda yürüyelim, o bile yetiyordu izleyiciye. Herkes kendisini bizim yerimize koyuyordu ve mutluydu. Bu mutluluğun bugün hâlâ devam ettiğini görüyorum. Çünkü, hemen hemen rastladığım her insandan, 'bu gün filminizi seyrettik, dün televizyonda sizin filminiz vardı' gibi cümleler duyuyorum."

  •  
    Yağlı balık kalbi korur
    İngiltere Cardiff Üniversitesi Biyolojik Bilimler Yüksekokulu öğretim üyesi Prof. Dr. John Harwood, Türkiye'de Avrupa'ya göre kalp hastalıkları görülme oranının yüksek olduğuna işaret ederek, haftada en az 2 kez yağlı balık tüketerek, riskin azaltılabileceğini bildirdi. Sağlıklı yaşam ürünleriyle tanınan İngiliz Seven Seas Şirketi ile Türkiye'deki iş ortağı Abdi İbrahim İlaç Firması'nca "Sağlıkla Yaşam İçin Omega-3" konulu konferanslar vermek üzere Türkiye'ye davet edilen Prof. Dr. Harwood, sağlıklı yaşam için tüketilmesi gereken "Omega-3" yağ asidinin balık yağı ve balık ciğeri yağı ile keten tohumu yağında bulunduğunu söyledi.
    Diyarbakır'ın en iri karpuzu 42 kg.
    Diyarbakır'da düzenlenen "Karpuz Yarışması"nda, 42 kilo 120 gram ağırlığında karpuz yetiştiren Mehmet Kan birinci oldu. Vali Yardımcısı Abdulkadir Yazıcı, Tarım İl Müdürlüğü Çiftçi Eğitim Şubesi'nde düzenlenen "Karpuz Yarışması"nda, Diyarbakır'da karpuzun bir simge haline geldiğini söyledi. Diyarbakır denilince akla hemen karpuzun geldiğini kaydeden Yazıcı, "Karpuz, bu kent için halen önemini korumaktadır. Bu nedenle yetiştiricilere destek olmalıyız" dedi.
    Kaplumbağalar Zeugma'ya döndü
    Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Taşkavak, Zeugma Antik Kenti'nin bulunduğu bölgede, Birecik Barajı suları altında kalmaktan kurtarılarak İzmir'e getirilen kaplumbağaların, yavrularıyla birlikte yuvalarına geri gönderildiğini bildirdi. Prof. Dr. Taşkavak, "Yaklaşık 2 yıl çiftlikte kalan kaplumbağaları geçen yıldan itibaren gruplar halinde geri götürmeye başladık. Yaz ayları boyunca kaplumbağaların yeni yuvalarındaki durumlarını inceledik. Eski yuvaları baraj suları altında kaldığı için yeni yuvalarında doğaya hemen uyum sağladılar" dedi.
    11 Eylül 2003
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED