|
|
Doğu Rüzgârı-2'de yine birçok müzisyen var. Neden çekirdek bir grup oluşturmuyorsunuz? Konserlerde nasıl bir araya geliyor bu grup? Müzikte neyi anlatmak istediğiniz önemli. Ben Doğu Rüzgârı albümlerinde Doğu'yu ve onun mozaik yapısını anlatma çabasındaydım. O nedenle farklı entürümanlara ve geniş bir kadroya ihtiyaç vardı. Konserler konusuna gelindiğinde ise, doğru; bu kadro bizim için aynı zamanda bir handikap. Şimdiye kadar Nejdet Yaşar, Burhan Öçal ve Mercan Dede'yle çalıştınız. Üniversitede kariyeriniz sürüyor ve birçok çalışmada adınızı görüyoruz. Bir sürü de albüm yaptınız. Ben bu olumlu olaylara olumsuz tarafından bakmak istiyorum. Kendi enflasyonunuzu yarattığınızı düşündünüz mü hiç? Aslında bu görüş beni yakından tanıyanlar tarafından birçok kez dile getirildi. Ancak ben buna katılmıyorum. Çünkü müzikal anlamda ilk çalışmam Okyanustaki Sesler'in ardından sürekli yeni çalışmalara giriştim. Eğer çalışmalarım Okyanustaki Sesler 1-2-3 şeklinde sürseydi ve hep kendimi tekrarlasaydım, o zaman bu yargı doğru kabul edilebilirdi. Ama öyle değil. Yeni çalışmalarımda farklı denemelerimi dengeliyorum. Genç yaşında 'kanun virtüözü' sıfatını kazanmış bir sanatçısınız. Eserlerinizin restoranlarda çalınıyor olmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bu beni üzse de buna engel olamam ki. Ben hissedip yaptığım şeylerin, hissedilerek dinlenmesini isterim. Bence önemli olan yaptığımız şeyin özde bir yerlere ulaşması. Çalışmalarınız pop-arabeskin boğucu ortamındaki Türk müziği seven gençlere cesaret verdi. Bu süreç bugün Haliç Üniverstesi'nde sürüyor. Bir de yurtdışı açılımlarınız var.. Üniversitede yürüttüğüm çalışmalar benim için oldukça özel. Yurtdışında verdimiz konserler ise hayli tecrübe kazandığım çalışmalar oldu. Mercan Dede ve grubu ile çıktığımız Avrupa turnesi kapsamında 17 konser verdik. Önemli simalarla tanıştık. Ama benim kendimi bulduğum, mutlu olduğum çalışmalar gene albüm çalışmaları. Ancak bunlar da müziğimin yüzde 90'ını oluşturmuyor. Yani müzik hayatımı oldukça fazla şey işgal ediyor.
SESTEKİ IŞIĞI KEŞFETMEK
Biz insanlar paldır küldür yaptığımız müziğin ardından doğanın sesini susturduk sanki. Oysa doğa bize neler söylüyordu kimbilir. Sizin yaptığınız müzikler doğanın sesini susturan müzikler gibi değil. Hatta, siz onun sesini yeniden yakalama çabasındasınız sanki... Kendime uzun zaman, 'Sen ne yapmak istiyorsun' diye sordum. Sonra cevabını şöyle verdim: 'Ben, sesteki ışığı keşfetme yolcusuyum.' Tesbitiniz çok doğru. Ama doğanının sesini susturmadan önce doğanın kendisini görmezden geldik biz. Beton binalar arasına sıkışmış bir besteciden ne kadar doğanın sesini ortaya çıkaracak sözler, şarkıcıdan şarkılar bekleyebilirsiniz ki? Bu gürültüden sıyrılabilmek için bazen alıp başımı uzaklara gitmek istiyorum. Ancak bu da imkanlar nispetinde. Çok uzaklara gidemiyorum tabiî, çoğu kez. Ama tıkandığım zamanlarda bazen bestelerimi doğa ile başbaşa yapıyorum. RÖPORTAJ: ÖMER ÇAKKAL
|
|
|