AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

K Ü L T Ü R
Duru sesin peşinde

'Hayal Gibi'nin ardından 9. albümü 'Doğu Rüzgârı / Sıla' ile yoluna devam eden Göksel Baktagir, kulağımızı tırmalayan paldır küldür seslere karşın, doğanın duru sesinin peşinden gitmeyi tercih ediyor.

Doğu Rüzgârı-2'de yine birçok müzisyen var. Neden çekirdek bir grup oluşturmuyorsunuz? Konserlerde nasıl bir araya geliyor bu grup?

Müzikte neyi anlatmak istediğiniz önemli. Ben Doğu Rüzgârı albümlerinde Doğu'yu ve onun mozaik yapısını anlatma çabasındaydım. O nedenle farklı entürümanlara ve geniş bir kadroya ihtiyaç vardı. Konserler konusuna gelindiğinde ise, doğru; bu kadro bizim için aynı zamanda bir handikap.

Şimdiye kadar Nejdet Yaşar, Burhan Öçal ve Mercan Dede'yle çalıştınız. Üniversitede kariyeriniz sürüyor ve birçok çalışmada adınızı görüyoruz. Bir sürü de albüm yaptınız. Ben bu olumlu olaylara olumsuz tarafından bakmak istiyorum. Kendi enflasyonunuzu yarattığınızı düşündünüz mü hiç?

Aslında bu görüş beni yakından tanıyanlar tarafından birçok kez dile getirildi. Ancak ben buna katılmıyorum. Çünkü müzikal anlamda ilk çalışmam Okyanustaki Sesler'in ardından sürekli yeni çalışmalara giriştim. Eğer çalışmalarım Okyanustaki Sesler 1-2-3 şeklinde sürseydi ve hep kendimi tekrarlasaydım, o zaman bu yargı doğru kabul edilebilirdi. Ama öyle değil. Yeni çalışmalarımda farklı denemelerimi dengeliyorum.

Genç yaşında 'kanun virtüözü' sıfatını kazanmış bir sanatçısınız. Eserlerinizin restoranlarda çalınıyor olmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Bu beni üzse de buna engel olamam ki. Ben hissedip yaptığım şeylerin, hissedilerek dinlenmesini isterim. Bence önemli olan yaptığımız şeyin özde bir yerlere ulaşması.

Çalışmalarınız pop-arabeskin boğucu ortamındaki Türk müziği seven gençlere cesaret verdi. Bu süreç bugün Haliç Üniverstesi'nde sürüyor. Bir de yurtdışı açılımlarınız var..

Üniversitede yürüttüğüm çalışmalar benim için oldukça özel. Yurtdışında verdimiz konserler ise hayli tecrübe kazandığım çalışmalar oldu. Mercan Dede ve grubu ile çıktığımız Avrupa turnesi kapsamında 17 konser verdik. Önemli simalarla tanıştık. Ama benim kendimi bulduğum, mutlu olduğum çalışmalar gene albüm çalışmaları. Ancak bunlar da müziğimin yüzde 90'ını oluşturmuyor. Yani müzik hayatımı oldukça fazla şey işgal ediyor.

SESTEKİ IŞIĞI KEŞFETMEK

Biz insanlar paldır küldür yaptığımız müziğin ardından doğanın sesini susturduk sanki. Oysa doğa bize neler söylüyordu kimbilir. Sizin yaptığınız müzikler doğanın sesini susturan müzikler gibi değil. Hatta, siz onun sesini yeniden yakalama çabasındasınız sanki...

Kendime uzun zaman, 'Sen ne yapmak istiyorsun' diye sordum. Sonra cevabını şöyle verdim: 'Ben, sesteki ışığı keşfetme yolcusuyum.' Tesbitiniz çok doğru. Ama doğanının sesini susturmadan önce doğanın kendisini görmezden geldik biz. Beton binalar arasına sıkışmış bir besteciden ne kadar doğanın sesini ortaya çıkaracak sözler, şarkıcıdan şarkılar bekleyebilirsiniz ki? Bu gürültüden sıyrılabilmek için bazen alıp başımı uzaklara gitmek istiyorum. Ancak bu da imkanlar nispetinde. Çok uzaklara gidemiyorum tabiî, çoğu kez. Ama tıkandığım zamanlarda bazen bestelerimi doğa ile başbaşa yapıyorum.

  • RÖPORTAJ: ÖMER ÇAKKAL

  •  
    Fareler ve insanlar
    İnsanlara öfkesini, fareleri kullanarak yatıştırmaya çalışan 'hasta' biri ile farelerin filmi "Willard'ın Fareleri". Filmdeki fareler teknoloji sayesinde mimiklerini kullanabiliyor.
    Beyoğlu'nda buluşalım
    Kültür Bakanlığı, 2001'de kültür ve sanat etkinliklerini desteklemek amacıyla toplam 495 kuruluşa yaklaşık 2 trilyon liralık yardım yaptı.
    Köprü genetik bilimini inceliyor
    ÜÇ AYLIK fikir dergisi Köprü yaşadığımız yüzyılın en çetrefilli alanı olan genetik bilimini masaya yatırıyor. Baki Aydın dünden bugüne genetik bilimini ele alırken, genetiğin psikososyal ve etik boyutunu Reha Fırat inceliyor. Cevat Babuna'nın "Genetik bilimindeki gelişmeler abartılıyor" ve H. Hüsrev Hatemi'nin "Klonlama ve Etik" başlıklı yazıları derginin ilgi çekenleri arasında yer alıyor.
    Tel: 0 312 513 11 10

    Eğitimin gerçek yuvası Vuslat'ta
    EĞİTİM ve kültür dergisi Vuslat yeni eğitim sezonu başlarken eğitimi kapak konusu yapıyor. Esas öğretmeninin anne-baba, gerçek eğitim yuvasının aile olduğuna dikkat çekilen dergide, Ahmet Kalkan, Abdullah Dai, ve Dr. Nihat Tosun bu konuyu ele alırken, evlilik ve sağlıklı bir aile yuvasının temini için dikkat edilmesi gerekenler hatırlatılıyor.
    Tel: 0 216 611 01 23

    Dost kalemiyle Sühan
    ÜÇ AYLIK edebiyat dergisi Sühan üçüncü sayısı ile okurlarının karşısında. Fuzuli'nin gazeli ile başlayan dergi, İdris Ekinci ve Yadigar Türkeli'nin yüreğe değen yazılarıyla devam ediyor. Mustafa Yiğit "Şaşırt beni korkut" diyor, Timur Çayır dudak tiryakilerini anlatıyor. Tacettin Şimşek, Berat Demirci, Hüseyin Kaya şiirleriyle katılıyorlar Sühan'a.
    Tel: 0 346 225 10 15
    11 Eylül 2003
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED