AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İlhan abi heveslenmesin, ÇEAŞ'tan ekmek çıkmaz...

ÇEAŞ ve Kepez olayı, "kişisel olarak" beni hiç ilgilendirmedi... Cem Uzan'ı da tanımam, "Uzan" etiketi altında sıralayacağımız isimleri de tanımam.

Bir tek şeye üzülürüm:

Bizzat Cem Uzan'ın hırçınlıkları ve ölçüsüz, yasa tanımaz davranışları yüzünden bazı meslektaşlarımızın işsiz kalacak olması...

Elbette benim güzel arkadaşım, Allah korusun patronun iflas miflas ederse, "bir yazıhane tutar, iki masa bir telefon bir bilgisayar kiralar, sıfırdan tekrar başlarsın işe"; yeteneğin de, kalemin de, hırsın da elverir buna.

Ama ne lüzum var.

İşte RTÜK soruşturma başlattı bile; ünlü "Bursa söylevi" yüzünden Star TV, Kanal 6 ve Star'ın yan kanalları inceleme altında; ihtimal ki ağır bir ceza çıkacak, bir ay kapatmadan yayın lisansı iptaline kadar...

İyi mi oldu yani?

Bakın, (sizin deyiminizle) "Enerji Bakanlığı'nın işgaline" Cumhurbaşkanı Sezer de onay verdi. "Yürütmeyi durdurma" talebini yerel mahkeme dikkate bile almadı.

Üstelik daha kötüsü geliyor:

Adalet Bakanlığı izin verirse (ki, mutlaka verecektir), Uzan'ın Bursa konuşması hakkında soruşturma başlatılacak; Bursa Emniyet Müdürlüğü mezkur konuşmanın metnini ve görüntülerini önceki gün Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim etti.

Bu ne anlama geliyor?

Şu anlama geliyor:

Cem Uzan, başındaki onca gaileden sonra, bir de bu TCK'nın ünlü 159. maddesinden yargılanacak.

Hüküm giyerse siyasi hayatı sona erecek. Basındaki bir kısım şeamet tellalının Erbakan'a yıkıştırdığı gibi, bundan sonra muhtar bile seçilemeyecek.

İyi mi olacak?

Yıllarca bu köşede ve değişik platformlarda bağırıp durduk, "gelin sözbirliği edip şu 159. madde ayıbına karşı çıkalım, parlamentoyu daha demokratik bir ceza yasasına icbar edelim" diye, hiçbiriniz tınmadınız; tınmadığınız gibi, 159. maddenin gadrine uğrayıp üç yıl köşe bucak gizlenmek zorunda kalan meslektaşınızdan kuru bir "geçmiş olsun"u bile esirgediniz.

Buna rağmen, hâlâ belden aşağı çalışıyorsunuz.

Hâlâ asker-sivil karşıtlığına dair anakronik mevzulardan medet umuyorsunuz.

ÇEAŞ-Kepez meselesi, bir asker-sivil meselesi değil...

Rejim meselesi hiç değil...

İlhan Selçuk da boşuna heveslenmesin, buradan ekmek çıkmaz.

Bitti artık.

Kapandı.

O devirler geçti.

Bakın Hasan Celal Güzel ne diyor?

"Uzanlar'ın ÇEAŞ ve Kepez'i ele geçirişleri çok ilgi çekici bir zorbalık örneğidir. Aynı hukuk dışı despotizmi, YDP'yi ele geçirip haksız yere genel seçimlere girerken de göstermişlerdir. Bu zorbalıkları sırasında, ne yazık ki bazı hukuk mercilerini istismar ettikleri de görülmüştür. ÇEAŞ ve Kepez'in işletilmesinde, Uzanlar'ın imzalanan sözleşmeye uygun hareket etmedikleri de, EPDK'nin tesbitlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Ancak; iptal işleminin uygulanmasında, Enerji Bakanlığı'nın aceleciliği, Bakanlar Kurulu Kararı'nın gecikmesi ve EPDK'nin açıklamasının bir gün sonra yapılması gibi acemiliklerin ve usul hatâlarının bulunduğu görülmektedir. Lâkin bu durum, ÇEAŞ ve Kepez'deki hukuka aykırı uygulamaların mahiyetini değiştirecek değildir."


18 Haziran 2003
Çarşamba
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED