Amerikalılar'ın Irak'ı işgalinden bu yana Kürt konusunda yazmayı ertelemiştim. Ancak önceki gün Redikal'da İsrail gazetesi The Jerusalem Post'tan bir çeviri yayınlandı..

Gazetenin, hükümetin sözcüsü durumunda olmasından dolayı yazıyı önemsedim.

Bu yazıda Irak'taki Kürtler'in durumu anlatılmakta ve özetle şöyle denmektedir:

''Irak'ta daha az baskıcı bir politik kültüre doğru giden en bariz yol, kuzeydeki Kürtler'in kendi kaderlerini tayin etme hakkını kabul etmektir. Nasıl Filistinliler'in İsrail egemenliği altında yaşamama hakları varsa Kuzey Irak'taki Kürtler'in de dilerlerse,Arap egemenliği altında yaşamama hakları vardır.. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması kutsal, dokunulmaz bir kural değil.. Kürtler'in kendi kaderlerini tayin etme haklarının önünde duran tek engel, real politik: Kendi azınlığına baskıcı politikalar uygulayan Türkiye, Kuzey Irak'tan bir Kürt devleti çıkarılmasına hoşgörü göstermeyecektir Ancak nasıl İsrailliler'in iddiaları Filistinliler'in kendi kaderini tayin etme haklarını gölgemiyorsa, Türk iddialarının da Kuzey Irak Kürtleri'nin haklarını gölgelemesine izin verilmemeli. Zaten Irak savaşında oynadığı belirsiz roldan sonra, Türkiye'nin ABD gözünde eski ağırlığı da kalmadı.. Neredeyse tüm dünyada Filistinliler'in hakkı olarak görülen şey, Irak'taki Kürtler için de geçerli olmalıdır''

Aslında İsrail medyasında buna benzer çok yazı ve yorum yayınlanmaktadır.. Ancak bu yazıda gözden kaçmaması gereken iki vurgu çok önemlidir.. Birincisi, gazete, Kürtler'in durumunu Filistinliler'in durumu ile aynı olarak göstermeye çalışmaktadır. Yani İsrail nasıl Filistin'i işgal etmiş ise, Araplar da Kuzey Irak'ı işgal etmiş..

Oysa Irak'taki Araplar yine Irak'taki Kürtler gibi binlerce yıldır o ülkenin sahipleridir. Kürtler'in Saddam'dan çektiği ile Araplar'ın ve diğer etnik grupların çektikleri arasında hiç bir fark yoktur. Oysa Filistinliler binlerce yıl Filistin toprağında yaşıyorlardı, İsrailliler ise 1948'de bu toprakları işgal ederek kendi devletlerini kurdular.. 55 yıl geçmesine rağmen bugün İsrail'de yaşayanların % 60'tan fazlası bu ülke doğumlusu değil. Yani dünyanın dört bir yanından getirilerek Filistin toprağına yerleştirilmiştir.

İkincisi, İsrail, Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasını savunmakta ve bunun önünde tek engel olarak Türkiye'yi görmektedir. Türkiye ise, yine İsrailliler'e göre önemini kaybetmiştir.. Oysa son günlerde Türkiye'ye gelen İsrailli bakanlar ve Amerika'daki Yahudi Lobisi liderleri tersini söylüyorlardı!!

İsrail gazetesi yani devleti böyle bir yaklaşım sergilerklen İngiliz gazetesi The Times ise Kuzey Irak'a farklı bir açıdan yaklaşmaktadır. Gazete, Kuzey Irak'taki Yezidiler'in durumunu anlatmakta ve özetle şöyle demktedir:

'Toplam nüfusları 700 bin olarak söylenen Yezidiler Irak'taki en ilginç etnik ve mezhepsel gruptur. Yezidiler Saddam'ın düşürülmesinden dolayı en çok sevivenlerdir.. Yezideler'in büyük bölümü Kuzey Irak'ta yaşamakta ve ağırlıklı olarak Kürtler'dendir.. Yezideler şeytana tapmadıklarını, şeytanın bile tövbe ederek Tavus'a dönüştüğünü söylemektedirler.

Yezidiler günde iki kez namaz kılmakta ancak şarap içip domuz eti yemektedirler. Yezidiler maruldan nefret etmektedirler çünkü onlara göre şeytanın aslı maruldur. Yezidiler, Suriye, Türkiye, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan'da da yaşamaktadırlar ve toplam olarak 1,5 milyon civarındadırlar. Yezidiler Amerikan ve İngiliz birliklerini kurtarıcı olarak görmekte ve işgalin devam etmesini savunmaktadırlar..''

İsrail ve İngiliz basını bunları yazarken peki Amerikalılar Kuzey Irak'ta ne yapıyor?

Henüz Irak'ı tam olark işgal etmeyen Amerikan birlikleri kuzeyden başlayarak tüm ülkeye yayılma planlarını uygulamaya başladılar. Kuzeyden başlamalarının nedeni ise, Kürtler'in kendilerine karşı koymamasıdır..

Gelen bilgilere bakılırsa şu anda Kuzey Irak'ta 15 bin Amerikan askeri bulunmaktadır. Bu sayının yıl sonundan önce 50 bin olması hedeflenmektedir. Amerikalılar bu askerleri Türkiye, Suriye ve İran sınırlarına yığacaklardır. İşte o zaman Amerikalılar bu üç ülkeye karşı planlarını uygulamaya başlayacaktır. PKK'lıları Türkiye'ye, Halkın Mücahitleri militanları ile bazı Kürt grupları İran'a ve gerektirdiğinde benzer grupları Suriye'ye karşı..

Tabiî bu arada Amerikalılar gerekli tedbirleri de almaya başladılar.. Kürtler'in Kerkük'ü ele geçirmesine gözyuman Amerikalılar yeni Irak ordusunu kuzeyde kurmaya başladılar. Yani Amerikalılar, Kürt peşmergeleri ve daha önce Irak ordusundan kaçıp kuzeye sığınan bazı Arap subayları bir araya getirerek yeni orduyu oluşturuyorlar..

Şu anda Amerikalılar Kuzey Irak'ta 4 üssü kullanmaktadır. Erbil yakınındaki Harir, Süleymaniye kuzeyindeki Ranya ve Kerkük ile Musul havaalanlarını aktif olarak kullanmaktadırlar Suriye ve Türkiye'ye yakın olan Musul ile İran'a yakın olan Ranya üsleri çok önemlidir. Amerikalılar, şu anda Türk ordusunun kontrolündeki Bamerni üssüne de yerleşme çalışmalarına başlamıştır..

Peki bütün bunlar olurken Kuzey Irak'taki Kürtler ne yapıyor ?

Amerikalılar'ın bu bölgede yaptırdığı yoklamalarda Kürtler'in % 83'ü işgalin devam etmesini desteklemektedir.. Yani Kuzey Irak'taki Kürtler'in büyük bölümü Amerikalılar'ın Irak'ta kalmasından yana.

Umarım ve inanıyorum ki bu bilgiler doğru değildir..

Çünkü yalnız Irak'ta değil bölgedeki tüm Kürtler önceleri İngilizler'den daha sonra Amerikalılar'dan nasıl kazık yediklerini çok iyi hatırlamaktadır ya da hatırlamalıdırlar. Yoksa İsrail gazetesinin söylemi ile 'Arap işgali'nden kurtulan Kürtler bu kez Amerikan işgali altında yaşayacaklardır..

Tarih boyunca çok işgaller yaşayan Kürtler, Amerikan işgalinin bunların en beteri olacağını çok yakında göreceklerdir.

Çünkü bu işgal İsrailliler tarafından destekleniyor!!

İsrailliler'in Filistin halkına yaptıklarını gün gelecek Amerikalılar Kürtler'e yapacaktır..

Kürt halkı içinde bu gerçeği bilenlerin var olduğuna inanıyorum. Mesut Barzani'nin son günlerdeki çabaları bunu kanıtlamaktadır!!

En az Filistin halkı kadar Kürt halkı da işgale layık değildir.. Arap, Türk ve Acem halkları (ulusları) kadar Kürt halkının (ulusunun) da var olan sınırlar veya yeni oluşumlar içinde özgürce yaşama hakkı vardır..

Bunun biçimini biz gazeteciler değil, hükümetler kendi halkları adına verirler..

Bu kararların alınmasının zamanı gelmiştir..

Eğer bizler bu kararları almazsak ve alamazsak, birileri gelip hepimiz adına başka kararlar alacaktır..

Tarihte hep böyle olmamış mıdır!!

Dr. HÜSNÜ MAHALLİ

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu