AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bir ülke yoksul olduğu için yoksuldur

Bir ülkenin omurgası, o toplumun üretici gücünü oluşturan orta kesimdir. Orta kesim bütün ülkelerde toplumun merkezini oluşturur. Orta kesim, her ülkede toplumun en dinamik, en atılgan ve en üretgen kesimine dayanır. Orta kesimin canlılığı yoksul ile varlıklı kesim arasında köprü işlevi görmesinden kaynaklanır. Yoksul kesimden orta kesime, orta kesimden varlıklı kesime geçişlerin hız ve yoğunluk kazandığı toplumlarda üretici güç sağlıklı ve dengeli bir biçimde büyür.

Türkiye orta kesimi olmayan bir ülkedir. Çünkü Türkiye yoksul kesimdeki yoğunluğu orta kesime kaydırmasını başaramadı. Türkiye orta kesimi yoksul kaldığı için yoksuldur. Yoksul kesimdeki insanlara eğitim veremediği ve bütün dünyada geçerli bir meslek kazandıramadığı için, Türkiye orta kesimini güçlendiremedi. Bunun için de, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda uluslararası standartlarda ürün, hizmet ve bilgi üretecek merkezden yoksundur. Türkiye'deki yoksullukla birlikte yolsuzluğun da kaynağı merkezsizliktir.

Yıllar önce R. Nurske "Bir ülke yoksul olduğu için yoksuldur" demişti. Onun yoksul ülkelerin ekonomik yapısıyla ilgili gözlemi, yoksulluğun kaynaklarına ilişkin araştırmalara hız ve yoğunluk kazandırdı. Hindistan'da büyükelçilik de yapan J.K. Galbraith da "Yoksulluk kendi kendine devam eden yapısal bir sorundur. Çünkü en yoksul ülkeler, yoksulluğu ortadan kaldıracak hizmetlerde de en yoksul olanlardır" demek zorunluğunu duydu. Ona göre "Gelişmeyi önleyen en önemli unsur özellikle insana yapılan yatırımlardaki yetersizliktir."

İster tarım, ister sanayi, isterse de bilgi toplumu olsun, tarihin her döneminde yoksulluğun, başka bir deyişle, üretim güçsüzlüğünün ana kaynağı eğitimsizlikle gelen mesleksizlik olmuştur. Toplumları yoksul düşüren en önemli etken, sermayesizlik değil, eğitimsizliktir. Dünyanın her yerinde yoksulluk eğitimsizliği, eğitimsizlik de yoksulluğu büyütür. Yoksulluk ve eğitimsizlik, çelik bir çember gibi, toplumları kuşatıyor. İnsanlar yoksul oldukları için eğitimsiz kalıyor, eğitimsiz kaldıkları için de yoksulluktan kurtulamıyor.

Türkiye'de de, yoksulluk ve eğitimsizlik kendi içinde kırılması oldukça güç bir çelik çember oluşturdu. Yeteneksiz yöneticiler, orta kesimin zayıflığı, mesleksizlik, yolsuzluk, devlet bağımlılığı ve dünyadaki gelişmelerden habersizlik, sözkonusu çelik çemberi daha da kırılmaz bir yapı kazandıran unsurların başında geliyor. Türkiye'nin en acil ve en önemli sorunu bu çelikten çemberin kırılmasıdır. Türkiye'nin yolunu açacak ne varsa hepsi de bu çelik çemberin dışındadır.

Yoksulluğun çelik çemberi, eğitimi, daha doğrusu öğrenmesini öğrenmeyi, ekonomik siyasal ve kültürel hayatın vazgeçilmez bir eylemi haline getirmeden kırılmaz. Çünkü sorunlar sermaye kaynaklarının kıtlığından değil, insan kaynaklarının kıtlığından kaynaklanıyor. Eksik olan sermaye ya da teknoloji değil proje ve eliyle birlikte gönlünü de taşın altına koyacak insan.

Ülkelerin üretim gücü büyüten sermaye yoğunluğu değil, bilgi ve birikim yoğunluğudur.

Yoksulluğun çelik çemberini kırmak, her zaman doğal kaynaklardan daha çok beşeri kaynakların işi olmuştur.


18 Haziran 2003
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED