AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bırakın sermaye kuş gibi ürksün

Yıllardır hep aynı nakarat. Ne zaman ki, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine gidilir, büyük sermaye çevrelerinden koro halinde hep aynı nidalar duyulur:

-Sermaye bir kuş gibidir. Ürkütmeye gelmez..

Ürkütürsek ne olurmuş..

-Efendim kaçar...

Artık yeter!..

Kaçarsa kaçsın, ürkerse ürksün...

Kuş ürkmesin diye diye bu hale geldik. Yolsuzluk ve usulsüzlüklere boğulduk.

Bakın enerji sektöründen çok yüksek voltajlı yolsuzluk belgeleri geliyor.

Meğer Türkiye elektriksiz, doğalgazsız kalmasın derken, Ruslar'ı ve aracılarını zengin ediyormuşuz. İşin çöpçatanı da bir kısım siyasetçiymiş.

Meğer, "Türkiye karanlıkta kalacak" diye bas bas bağıran siyasetçilerin amacı başkaymış.

Vatan gazetesinin dünkü manşetinde yer aldı:

Türkiye enerji darbogazı ile karşı karşıya ya, ENKA Holding'e derhal 3 dev santral kurdurmuşlar.

Bu santrallerin üreteceği elektriği de 20 yıl boyunca alma garantisi vermişler.

Hem de yüzde 45 kâr payı ile.

Enerji Bakanı Güler, bu tezgahı kurt kapanı olarak nitelendiriyor.

ENKA'nın sahibi Şarık Tara'yı uzun yıllardır izlerim. Moskova'da dev projelere imza attı. Ruslar'la arası iyidir.

ENKA, Turgut Özal döneminde öylesine destekler görmüştü ki, bir ara adı En Kayrılan Holding'e çıkmıştı.

Şarık Tara, daha sonra bu muhabbetini Mesut Yılmaz ile de sürdürdü.

Uzanlar'a gelince.

Bakıyorum, santrallerine el konulunca, hükümete bu konuda destek yağmaya başladı.

Elektrik dağıtımı ve üretimi ile ilgili 3 dernek gazetelere tam sayfa ilan vererek, Uzanlar'ı suçladı.

Büyük sanayicilerden ise cılız sesler çıktı. Sabancı'nın bir yöneticisi ve TÜSİAD Başkanı alçak sesle hükümetin kararına destek verdi.

Oysa isterdim ki, bir kısım üyeleri usulsüzlük ve yolsuzlukların bağrında olan büyük işadamları, yıllar önce bu yaraya parmak bassınlar.

Hükümetleri de üyelerini de karşılarına almak pahasına bir savaşa girişsinler.

Bunu da temiz toplum ve demokrasi adına yapsınlar.

Yapmadılar.

Birbirlerini kolladılar. Belki de "Ben konuşursam, benim hakkımda da konuşurlar" diye düşündüler.

Ey büyük sanayici ve işadamları...

Kuşu ürkütmeyelim diye diye bir gün gelecek, kuşun tüylerini tamamen yolduracaksınız.

Geç kalmadan, ürkütmek pahasına hiç değilse şu kuşun tüylerini kurtarın.

Köşeleri siyaset yazarları tutmuş

Yıllar önce çalıştığım bir gazetede okur anketi yapılmıştı. En fazla okunan haber türlerini ve yazarları belirlemek için.

Sağlık, eğitim, spor gibi konular ilk sıralarda yer almıştı.

Siyaset ise en fazla okunanlar listesinde altıncı sıradaydı.

Sonra ne mi oldu?

Hiç!

Gazetenin yayın politası aynen devam etti.

Çünkü yöneticiler, ciddi gazeteciliği siyasi gazetecilikle kafalarında bütünleştirmişlerdi bir kez.

Ağır ol molla desinler misali...

Elleri, gazeteyi okurun istediği yönde değiştirmeye bir türlü gitmedi. (Ama tiraj gitti..)

Gazeteler üzerinde araştırma yaparken gördüm ki, siyaset yine en kral iş.

Haberde de, köşe yazılarında da bir numara.

Dün dedim ya size, üşenmedim araştırdım, 17 gazetedeki 408 yazarı tek tek taradım.

Gördüm ki, tam 160 yazar sadece siyasi konularda yazıyor.

Bunların toplama oranı yüzde 39 gibi çok yüksek bir düzeye ulaşıyor.

Bir de eğitim ve sağlığı da kapsayan sosyal konularda yazanların oranına bakın. Sadece yüzde 10.

Dini konularda yazan yazar sayısı ekonomi yazarlarının sayısına eşit. Oranları yüzde 9.

Spor yazarlarının oranını tam olarak saptayamadım. Çünkü bu mevsimde, çoğu köşeler kapalı. Malum ya, futbol liglerine ara verildi.

Sezon açılınca onları da bir bir sayarız.

Yanlış anlaşılmasın.

Siyasi haberciliğin düşmanlığını yapıyor falan değilim. Siyaset hayatın bir gerçeği. "Apolitik" insanlar pek de aydın sayılmaz.

160 tane siyasi köşe yazarı az mı çok mu?

Bir onu merak ediyorum.

İkincisi:

Siyaset yazmak bu kadar kolay mı?

Üçüncüsü ise:

Köşe yazarlarının yüzde 40'a yakınının siyaset yazmasının tirajlarla yakın bir bağlantısı var mı?

Hepsi bu...

Şilili okurumdan deprem dersleri

Klasik bir ifade kullanırsak, -Şili nere Türkiye nere... Güney Amerika'nın batı kıyısında boydan boya uzanan bir ülke...

Uçakla gitmeye kalksanız, aktar-devir 24 saati geçer.

Ama çağımızın harikası internet, bu uzak ülkeye bile anında bağlıyor bizi.

Ahmet Çelik Tektunalı, o ülkede okumuş yazılarımı. Bana bir e-mail göndermiş.

Önce onu tanıyalım.

İTÜ İnşaat Fakültesi 1985 mezunu. Okul bitince master yapmak için İngiltere'ye gidiyor. Orada tanıştığı Şilili bir kızla evleniyor.

Sonra Türkiye'ye dönüş. 10 yıllık devlet hizmetinden sonra eşi ve çocuklarıyla birlikte Şili'ye göç ediyor.

1998'den beri orada yaşıyor.

Bu ilginç hikayeden sonra, gelelim Tektunalı'nın asıl anlattıklarına:

"Şili Türkiye gibi bir deprem ülkesi. O yüzden bu alandaki eğitimi çok sıkı tutuyorlar. Örneğin burada inşaat mühendisliği eğitimi 6 yıl. Deprem konusundaki eğitimi çok ciddi tuttukları için eğitimi uzun.

Ben de burada proje mühendisliği yapabilmek için Şili Üniversitesi'nde 6 ay süreyle deprem dersleri aldım. Sonra da sınava girdim. Aksi takdirde, projelere imza atmam mümkün olmayacaktı."

Adamlar işi mühendislik bazında ele almışlar. Biz ise her depremden sonra sadece müteahhitlere sövüp saymakla yetiniyoruz.

Şili'den gelen bu örnek bize bir ipucu olur mu dersiniz?

SORU HATTI

Net gelir hesabı hangi formülle yapılır?

Soru: Bankaların mevduata verdikleri faiz oranları kafamı karıştırıyor. Örneğin kimi banka yıllık mevduata yüzde 40, 3 aylık mevduata da yüzde 38 faiz veriyor. Hangisi avantajlı. Bu oranların net getirisi nasıl hesaplanır?

Cevap: Bu soru birçok okurumdan geldi. Genelde, kafaları karıştıran nokta, 3 aylık mevduatın yıllık getirisinin nasıl hesaplanacağı..

Örnek vereyim:

Diyelim bir banka 3 aylık mevduatın faizini yüzde 40 olarak açıklamış. Bu demek değil ki, 3 ayda paranız, bu oranda gelir getirecek. Açıklanan oran yıllık üzerindendir. Yani, yılda 4 tane 3 ay olduğuna göre, yüzde 40'ı dörte böleceksiniz demektir. Bu durumda yüzde 40'lık faizin 3 aylık getirisi yüzde 10 alacaktır. Ancak bu da brüt faizdir. Netini bulmak için brüt faiz oranını 0.824 ila çarpmanız gerekecektir. 10X0.824=8.24. Bu işlem sonucu bulduğunuz rakam 3 aylık mevduatın net getirisidir. Yıllık net faizi de aynı yöntemle hesaplayabilirsiniz.


18 Haziran 2003
Çarşamba
 
ŞEMSİ YÜCEL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED