T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
ABD'nin postmodern sömürgeciliği

Darbenin postmoderni olur da sömürgeciliğin olmaz mı! Bir zamanlar başkentin kritik mekanları tanklarla çevrilir, sakıncalı kişiler enterne edilir, radyo veya televizyondan millete hitap edilerek "büyük bir fedâkârlık ve vatan-millet-severlik duygusunun sevki ile yönetime el konduğu, ülkenin kurtarılacağı, artık her şeyin eskisinden daha iyi olacağı..." ilan edilirdi. Bundan önceki darbe "muhtıra verilerek" yapıldı. Tavsiye niteliğinde olması gereken kararlar hükumete dayatıldı, milli irade hiçe sayıldı, siyasi iradeye el kondu ve her ay, patronun çalışanlarına hesap sorduğu gibi iktidar hesaba çekilmeye, azarlanmaya, uyarılmaya... başlandı. En sonunda iş biraz daha gevşedi (post artı post modern hale geldi), kokteylde aba altından sopa gösterildi. Bu süreç inşaallah giderek sona erecek ve ülke normalleşecektir (Normalleşme konusunda ilgi çekici bir değerlendirme için Sayın Prof. Eser Karakaş'ın, 9-1-2003 tarihli Gazetem.net'te çıkan bir yazısını tavsiye ediyorum).

Eskiden sömürgecilik de bir ulus devletin, ordularını ve arkasından yöneticilerini bir zayıf (ama sömürülecek zenginlikleri bulunan) ülkeye, orayı ıslah etmek ve medenileştirmek gibi bahanelerle sokup istila etmesi, sonra da yıllarca sömürmesi şeklinde oluyordu. Şimdi, ulusaşırı, küresel yayılmacı şirketlerin örtük yönetimindeki devletler, bunların da başında ABD, evrensel değerler veya tehditleri istismar ederek ülkelerin iç işlerine karışıyor, işine geldiğinde buralarda karışıklıklar çıkarıyor, yönetimleri değiştiriyor, bunları ülkelerin kendilerine yaptıramazsa askeri operasyon düzenleyerek bizzat yapıyor, istediği işbirlikçi yönetim (rejim önemli değil, yönetim) oluşunca da sömürü düzenini kurup işletiyor.

Mark Thomas'ın Noam Çhomsky ile yaptığı ve sf.indymedia.org adlı internet sitesinde (ve bizim gazetede) yayınlanan ve aşağıya bazı kısımlarını aktaracağımız söyleşi, ABD'nin Irak'a saldırı, küresel enerji harekatı, petrol ve silah lobisinin çalışmaları, yeni Ortadoğu projesi, savaş karşıtlığının yaygınlaşması ve yeni emperyalizm konularında ilginç değerlendirmeler içeriyor:

"-Devasa bir savaş makinesi olan Amerika, daha nereye kadar savaşı kendi silah ve ekipmanlarının bir reklam ve tanıtım aracı olarak kullanacak?

"-Savaş endüstrisi aslında Hi-Tech (yüksek teknoloji) endüstrisidir. Devletin ekonomideki bir tür kılıfı-ambalajıdır askeriye. Ben MIT'te çalışırken (Massachusetts Institute of Technology- Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) birkaç sektör hariç her şey bu plana göre işliyordu. MIT gibi yüksek teknoloji üreten kurumların mali kaynağı askeri ihaleler ve kontratlardan sağlanır. Ayrıca bu gibi kurumlarda yüksek teknolojinin gelecek nesilleri yetiştirilir.

"Amerika'nın petrol kaynaklarını kontrol etmek istemesindeki önemli nedenlerden biri de buradan elde edilen kazancın geri dönebilmesidir. Tek amaç petrolden elde edilen kâr değildir. Amerikan ve İngiliz silahlarının en büyük alıcıları dünyadaki iki önemli petrol üreticisi olan S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'dir. Elde edilen kazanç Amerika'daki yüksek teknolojinin en büyük finansmanını sağlamaktadır. Bu para doğruca ABD hazinesine oradan da Amerikan ve İngiliz ekonomisine pompalanmaktadır.

"Irak, 1958 yılında petrol üretimi üzerindeki Anglo-Amerikan mülkiyet haklarını kaldırdığı zaman İngilizler çılgına döndü. Bu yıllarda Britanya, hâlâ Kuveyt'ten gelen petrol kazancına mahkumdu. En büyük kâbusu ise Irak'ta meydana gelen millileştirmenin Kuveyt'e sıçramasıydı.

"Bu tür kaygılardan hareketle ABD ve İngiltere, Kuveyt'e sözde otonomi vermeyi kararlaştırdılar. Kuveytliler'e kendi resmi kurumlarınızı açabilir, bir bayrağınız varmış gibi davranabilirsiniz dediler. Ama bir sürpriz gelişme karşısında şiddetle müdahale edeceklerini ilave ettiler. ABD aynı şartları Suudi Arabistan ve Emirlikler için uygulayacağını açıkladı. Yani Amerika ve İngiltere'nin Ortadoğu politikalarındaki işbirlikleri o günlerden belirlendi."

Gelecek yazıda "Bu kurtlar sofrasında bizim ne işimiz var" başlığı altında konuya devam edeceğiz.


19 Ocak 2003
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED