T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Adil yöneticiye öğütler

Miladi 12. yüzyılda Halep şehrinde yazıldığı tahmin edilen Bahr'ül-Fevâ'id adlı siyasetnâmede hükümdarlığın şartının on olduğu belirtilmektedir:

1. Hükümdarlığın ilk kuralı, güne dua (namaz) ile başlamak ve Kur'an okumaktır; zira hadislerde belirtilmektedir ki kim her gün Kur'an'dan ikiyüz ayet okursa, Allah onu kötülüklerden muhafaza buyurur.

2. İkinci kural, her gün az da olsa sadaka vermektir. Sadaka belayı def eder.

3. Hükümdar her sabah uyandığında şöyle azmeder: "Bugün alabildiğine adil olacak, iyi işler işleyecek, şu kadar sadaka dağıtacağım, zira bu hayatımın son günüdür. Burada daha fazla kalamayabilirim, o halde işlerimi yarım bırakmamalıyım." Ve kendisi için istemediği hiçbir şeyi, tebaası için de arzu etmez.

4. Bütün engelleri kaldırıp, ahaliyle doğrudan konuşur, ricâcıları dinler; bunu asla aşağılatıcı bulmaz, zira bir mü'minin ihtiyacını gidermek kabul edilmiş yetmiş hacdan ve yediyüz secdeden evlâdır. Bazı hükümdarlar oruç tutup lüzumsuz ölçüde ibadetlere dalar ve kapılarını halka kapatırlar; bunlar cahillerdir, ahiretteki mükâfattan da mahrum kalacaklardır.

5. Beşinci kural halka şiddet değil şefkat göstermektir. Hükümdar elde kılıç dolaşırsa, ahali gün yüzü görmez. Halkına cömert davranıp ihsanda bulunan hükümdar Hz. Peygamber'in şefaatine erer, böyle davranmayansa lânetine müstehak olur.

6. Altıncı kural hükümdarın bütün tebaasını memnun etmeye gayret etmesidir. Peygamber şöyle buyurdu: "Hükümdarlarınızın en iyisi sevdikleriniz, en kötüsüyse düşman saydıklarınızdır."

7. Yedinci kural hükümdarın halktan önce Allah'ın rızasını kazanmasıdır. Allah ondan razı olursa, insanların hasımlığı ona hiçbir zarar veremez; ama Yüce Allah ondan hoşnut değilse, hiçbir insan yardımına koşamaz. Hakikatı söylemeye dili varmayan, insanlık için yüzkarasıdır; hakikatı söylemekten korkan ise şeytandır.

8. Sekizinci kural, kurtuluşa erebilmesi için, hükümdarın adaletli olması ve adalete aykırı söz söylememesi gerektiğidir. Adaletsizlik yapan veya yapılmasını emrederse, mahşer günü Allah'ın divanından sürülecektir. Peygamber şöyle buyurdu: "İki kişi arasında hüküm verip de adaletsiz davranan kimseye Allah da, Resulü de lânet etsin."

9. Dokuzuncu kural hükümdarın âlimlerle sık sık buluşmasıdır. Onlar Allah'ın emir ve nehiyleri hususunda kendisini irşad etmeli ki, ebed" saadete erişebilsin.

10. Onuncu kural zalimlerin ve bilhassa kendi askerlerinin halka kötülük yapmalarına fırsat vermemesidir. Kıyamet gününde hükümdar, onların yaptıklarından da sorumlu tutulacaktır. Tevrat'ta şöyle yazılıdır: "Vezirlerinin işlediklerinden hoşnut olan hükümdar, kötülükte onların ortağıdır; komşusunun günahlarına göz yuman, onlara ortak olur." Hükümdar bunları bilmeli.

Çağdaş hükümdarlara "ilanen tebliğ" olunur.

KIYAMET GÜNÜ AYRICALIĞI

Peygamber Efendimiz, insanlar için "hiçbir gölge ve sığınağın kalmayacağı" kıyamet gününde şu kişilerin gölgeleneceğini haber vermiştir:

Halkına adil davranan başkan.
Rabbine ibadette neş'e bulan genç.
Kendi pazarda, kalbi camide olan işadamı.
Allah için dost olmuş iki kişi.
Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kimse.
Nefsinin baskısına rağmen, helali olmayan güzel bir kadının davetini reddeden kimse.
Sağ elinin verdiğini sol eli duymayan (insanlara yardımı çok gizli yapan) kimse.


19 Ocak 2003
Pazar
 
MUSTAFA ÖZEL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED