T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yenilik adına, yemlenme dönemi...

Bizim şu sosyal ve siyasal yapımız, bir asırdan fazladır, aynı yerde seyir edip duruyor!..

Her ne kadar, değiştik, değişimi çabuklaştırıp Avrupalı olduk, diyenlerin propagandaları sürüp gelmişse de, ortada seyr eden oyun ve senaryonun pek bir farklı tarafı yoktur...

Sayın Cumhurbaşkanları, halkın iradesi ile TBMM'de hükümet olmuş bir iktidarın, yaptığı "yasama görevi"nin ürünü olarak, kendilerine sunulan "yasa değişiklikleri"ni "veto" tarzındaki tavırlarına bir mana vermek mümkün değildir. Bunda ısrar edilirse, o zaman "Şair Eşref" şad olur, karşımıza bir "hürriyet havarisi" olarak dikilir. Nitekim, ilk Kanun-i Esasî için dedikleri ile, bugünkü arasındaki tezat ve fark ne acep diye sorarlar mebuslara:

"Yutmayın 113. bendi ey Mebuslar!
Hazm olunmaz, doksan üç tarihinin mâcunudur!
Meclis'in ilk ictimaında hemen tadil edin,
Eski Kanun-i Esasî bir polis kanunudur."

Bizdeki 58. Hükümet'in, Batılı normlara göre "hukukun üstünlüğü"nü gaye edinen bir yapılanma için çaba sarfederken, bir sürü engelle karşılaşması, anlaşılır gibi değildir:

Bir yanda Başbakan Gül, Ortadoğu ülkeleri ile temasa geçerek, Türkiye'nin saygınlığını, etkisini arttırıp, Körfez'de ikinci bir faciaya neden olacak hesap ve entrikaları bertaraf ederken, öte yanda AK Parti lideri Erdoğan da Türkiye'nin Batı'dan başlayan etkinliğini Uzakdoğu'ya kadar yaymaya çalışa dursun, içteki "sızıntı kalemler" her fırsatı "ganimet" bilip, hükümetin bir-iki ay içinde tepe üstü gitmesinin gayretinde, Sayın Cumhurbaşkanı'na "jurnalleri"ni sürdürüp, patronlarının kasalarına "petro-dolarları" akıtmayı hedeflemektedirler...

Değil mi ki, bir sürü gazeteci-yazar, ya mahkemelerde yargılanıyor veya hükümlü-tutuklu olarak, cezaevlerinde kaderin bir cilvesi olarak, "kader mahkumları" ile Türkiye'nin geleceğinde "etkin demokratik eylemciler" olarak temel taşları oluşturuyorlar.

Amma, ortada değişen bir durum da yok!.. Yıllarca ülkenin fikir ve düşünce hayatında en ağır sorumlulukları yüklenip, mahkeme mahkeme dolaşıp, cezaevleri koğuşlarında fikrinin çilesini çekenlerin özgürlükler adına ödedikleri diyetin, hiçbir işe yaramadığını bugünkü icraat ve tatbikat göstermektedir!.. Çünkü, bir kısmında halâ "mütareke basını" gibi bir hal ve tavır var: Mandacılık yapıyor ve Wilson'un yerinde duran Bush'a "gel bizi rahat ettir" diye hulus çakıyorlar!.. Bunun ana etkeni de "petro-dolar aşkı" olsa gerek... Yayın ve propaganda için, "iki yüzlü para"ya ihtiyaçları var!..

Çünkü, halkın önünde ve gazete sütunlarında kavga eder görünür, sonra "gece kulüpleri"nin loş masalarında kadeh tokuşturup, fikir üretirler (!)

Fakat, tavırları ve verdikleri raporların sonucu, herhalde Şair Eşref'i ürküttüğü kadar, bugünkü değişimi isteyenleri korkutmuş olamazdı:

"İstemem devlet aleyhinde evimde kıyl ü kâl!
Korkarım jurnal ederler herkesin nâmusu var.
Askerîden, şeyhden, kıssîsden, küttabdan,
Hazret-i Şah'ın cihanda it kadar câsusu var."

İçinde bulunduğumuz iç ve dış ahvalde iktidar çevrelerinin etrafında bir sürü "jurnalci" olduğu kadar "ABD muhibbi kalemler"in olması gibi bir "doğallık"tan ürkmemelidir...

Yalnız, AK Parti kurmaylarının dikkat etmesi gereken husus, liderlerinin Çin dönüşü uçaklarının gösterdiği "arıza" karşısında, cesaret ve soğukkanlılığı, iç meselelerde de göstermelerini bekleyen milyonlarca insan var!..

Çünkü, Başbakan Gül, içte devlet bürokrasisi ile boğuşurken, dışardan iyi bir gözlemle, gidişâtı kontrol etmesi ve aksaklıkları "ibret aynası"ndan görmesi gereken sir Erdoğan gerçeği var!..

Hiyerarşik bir yapıda, bürokrasinin sürtüşmeler ile, jurnalci istihbarat çalışmaları, hükümeti aşarak Köşk'e ulaşırsa, vay bu iktidarın haline!

Çünkü, "hürriyet-i fikriye" adına, mütareke basının arkasında bir Aznavur Ohannes Efendi vardı, şimdilerin başında ve arkasında kim var, onu da bu iktidarı devrip, etrafı bulandırmaya çalışanlara sormak veya onlardan "istihbar" etmek lazım gelir, sanıyoruz!..

Yalnız, etrafta "yem torbası" ile dolaşanları gördükçe, ufak-tefek ipuçları yakalamaktan da kendimizi müstağni kılamayız!..

Zira, bu düzen sürdükçe daha nice "haccav"lar, Şair Eşref'in yolunu tutar, bizi de peşinden sürükler...

* Geçmiş olsun, dileklerimizle, Sayın Erdoğan ve uçaktaki ülkeye hizmet aşkı ile dolu tüm insanlara mutlu bir Türkiye için, nice hizmetleri nasib etmesini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederiz!.. S.A.


www.sadikalbayrak.com

19 Ocak 2003
Pazar
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED