T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Piyale Madra her gün bu büyük işin altından nasıl kalkar?

Ben kendi payıma her gün hiç değilse bir 10 bin vuruşluk yazı döktürüyorum! Aslında olacak şey değil tabii ki... Ne yapalım, "Türkiye'nin çok özel jeo-politik durumundan kaynaklanıyor" diyelim de konu kapansın! Ayrıca biliyorsunuz; basınımızda yıllardır her gün binlerce vuruşu geride bırakan ünlü "velûd" yazarlarımız da eksik değil. Mesela yazarımız Fehmi Koru, "Taha Kıvanç" ve kendi imzasıyla hemen her gün kaleme aldığı binlerce vuruşluk yazılarıyla okurlarını "reel politika"dan "kitâbiyyat"a onlarca alanda gezindirmiyor mu?

Peki her gün binlerce olmasa bile şöyle 3-4 bin vuruşluk bir köşeyazısı kaleme almak zor meslek mi? Bu mesleğin dünyada bir eşi benzeri olmadığı için bu "performans"ı başka dünyalardan örneklerle karşılaştırabilmek mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye'ye mansus bu pratiği yine Türkiye şartları içinde değerlendirmek gerekiyor. O halde, soruyu bu şartlar altında cevaplayalım: Hayır, aslında o kadar da zor bir meslek değil; hep söylendiği gibi memleket nasıl olsa köşelere taşınmak için bekleyen "konular"dan geçilmiyor. Ben bu yüzden, her ne kadar bazı köşeyazarlarının her gün 3-4 bin vuruşluk bir köşeyazısı üretmek için çok çırpındıkları söylense de, yapılan işin abartılmamasından yanayım.

Buraya kadar okuduğunuz satırlar sözü Radikal'den Piyale Madra'nın çizgilerine getirmek için bir "giriş" mahiyetinde yazıldı. Piyale Madra'nın çizgileri sanırım çoğunuzun yabancısı değildir. O gerçekten de "Radikal'in filozofu"dur. (Bu çerçevede "filozof" sıfatını bir zamanlar Cumhuriyet'ten Behiç Ak için de kullandığımı iyi hatırlıyorum.) Piyale Madra'nın işi çok zor; her gün yepyeni bir "resim"le karşımızda. Piyale Madra "Piknik" ile tanıştığımız çizerlik mesleğini "Ademler ve Havvalar" ile öyle yerlere taşıdı ki, kimse kırılmasın ama artık Radikal bir yana, Piyale Madra bir yana!

Piyale Madra'nın her gün çok iyi, sık sık çok çok iyi bu hikayeleri ve çizgileri nereden bulduğunu, nasıl akıl ettiğini doğrusu ben anlamıyorum. "Ademler ve Havvalar", üzerinde öyle çalışılmış, öyle düşünülmüş hikaye ve çizgilerden oluşuyor ki, bizim gibi her gün yazı karalamanın bu yaratıcılığın yanında lafı bile edilemez!

Sanatçı olmasının yanında o bir "sosyolog", o bir "psikolog", o bir "sosyal psikolog" ve tabii herşeyden önemlisi o bir "filozof"....

"Ademler ve Havvalar" ile bir kez olsun karşılaşanın bile hatırlayacağı gibi Piyale Madra bize Türkiye'nin "şehirli, eğitimli, iyi gelirli" kesiminden hikayeler anlatıyor. Kahramanlarının kimliği bu saydıklarımdan ibaret değil tabii ki... Her gün karşılaştığımız "Ademler" ve "Havvalar" aynı zamanda "gündelik hayatları" üzerine çokça düşünen, yapıp ettiklerini tekrar tekrar gözden geçiren örnekler. Piyale Madra'nın kahramanları öyle "büyük laflar" eden, veya bazı çizerlerin kahramanları gibi okuyucuya "ders veren", "nutuk atan" tipler değil. Onlar hayatlarını "politik olarak doğru" ilkesine mümkün olduğunca uygun sürdürmeye çalışan, iyi, hoşgörülü, bilgili kahramanlar. (Mesela önümüzde duran örnekte "Müthiş biri. Hem çevreci, hem feminist, hem barış hareketini destekliyor. Hem de etnik kimlik ve eşcinsel müdadeleyi destekliyor" diye takdim edilen kahraman gibi!) Ama tabii ki hayat bu özelliklere sahip olmakla bitmiyor! Bütün bu olumlu özellikler ya da "erdemler" tabii ki yine insanoğluna özgü olan "bencillik", "kıskançlık", "sadakatsizlik" gibi olumsuz özellikleri hayattan hepten silmeyi başaramıyor...

İyi bir okuyucusu ve seyircisi olarak, "Ademler ve Havvalar"da gözlediğim ve Piyale Madra'nın bir biçimde gidermesini beklediğim bir "eksiklik"ten de söz edeceğim: Her sabah Radikal'i açınca vakit geçirmeden ulaştığımız bu köşeye makul ölçüde "politik-ideolojik" nitelikte hikayeler de giremez mi acaba? "Ademler ve Havvalar"ın kahramanları arada bir, hemen her gün karşılaştığımız ve içinde inanılmaz ölçüde "hümur" barındıran "politik-ideolojik" hallerimize de göz atamazlar mı acaba? Bilmem belki de yanılıyorumdur...

Yazıyı bağlayalım: Bence ünlü Fransız meslektaşını bile neredeyse geride bırakan Piyale Madra, her gün bu kadar güzel hikaye ve çizgiyi nasıl bulur, bu işin altından nasıl kalkar, gerçekten anlaşılır gibi değil!


22 Ocak 2003
Çarşamba
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED