AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Pompalı tüfek

Böyle aile kompozisyonlarından başka hikayeler çıkardı aslında... Sık sık eşini döven, çocuklarıyla iletişimi olmayan huysuz, densiz bir babanın riyasetindeki aileler savrulurdu genellikle. Böyle bir ailede erkek çocuklar tinerci olur kız çocuklarının her uzvu büyük şehrin bir yerinden toplanırdı.

Çağlar ailesinde böyle olmamış.

Çünkü evin kızı Cevahir okuma fırsatı bulmuş, bir şekilde, doktor olmuş...

"Bir şekilde" demek, elinizden birisinin tutması demek Türkiye gibi bir ülkede... Bir hayır kurumunun... Bir vakfın... Gazeteler ona "tarikat" derler genellikle..."Şucu, bucu" diye marka basarlar üzerine...

Doktor olmuş Cevahir kızcağız, şefkat olmuş, Vakit gazetesinden, muhtemelen kendisini tanıyan bir bayanın yazısından öğrendim. "Şuhut'ta hasta bir çocuğun sümüğünü silmek ne büyük sevaptır" dermiş bu şefkat anıtı doktor hanım. (Vakit, 3 temmuz 2003, Nurdan Topoğlu'nun yazısı.)

Cevahir sonra, anneciğini kurtarmak istemiş babasının problemli dünyasından, kardeşlerini kurtarmak istemiş. İstanbul'da bir sığınak oluşturmuş ailesine...

Sonrası biliniyor, arkasından ateşlenen bir pompalı tüfek ve Cevahir'in yere cansız uzanan tazecik bedeni...

Dram büyük, çünkü katil; baba...

Ama cinayet ve dram bununla bitmiyor Türkiye'de...

Olayın medyaya yansıması cinayeti 32 kısım tekmili birden bir medya cinayeti haline dönüştürüyor.

Haber, Cevahir'in başörtülü fotoğrafına eşlik eden "tarikat cinayeti" başlıkları ile veriliyor gazetelerde. Sanki Cevahir kız tarikata girdi ve olanlar bu yüzden oldu. Sanki cinayetin azmettiricisi Cevahir kızın tarikat bağlantısı oldu!!!

Daha dün, cinayetin üstünden kaç gün geçtikten ve işin bütün mahiyeti anlaşıldıktan sonra bile, üstelik Hürriyet gazetesinde olay "Tarikatın yok ettiği aile" başlığı ile veriliyor. Tarikat bir aileyi yok etmiş! Allah Allaaah! Başlığın altında "Eşi ve dört çocuğu da ölüm listesindeydi... Eve kadın getiriyordu... Bu adam 2. Apo devlet onu assın,, Doktor arkadaşları: Babasını abarttığını düşünüyorduk" gibi alt başlıkların yer aldığı haberin ana başlığı "Tarikatın yok ettiği aile" şeklinde konulmuş. Yani haberde yer alan bilgilerin tam aksine bir başlık çıkmış. Terbiyem müsade etse bu yazıişleri hünerine söylenecek çok söz var ama, söyleyemem. Bildiğim kadarıyla Doğan Medya Grubunun bir "Etik Komitesi" var. Şu başlığı eminim görmüşlerdir ve ahlak damarlarında bir kanama olmuştur.

İşin içinde gerçekten varsa, "Tarikat", "Cemaat", Vakıf", "Işık evi" her neyse, ne yapmış bu aileye?

Olsa olsa, bir doktor çıkarmış bu sancılı yapının içinden... Bir sığınak olmuş bir genç kıza... Her uzvu büyük şehrin bir yerlerinden toplanma riski taşıyan bir genç kızın elinden tutmuş, kız çocuklarının çok zor okuduğu bu memlekette eğitimle buluşturmuş ve onu şefkat abidesi bir insan haline getirmiş.

İnsan kurtarmak ne zamandır suç oluyor bu ülkede?

Suç oluyor çünkü, medyada birilerinin zihin formatı, korkunç bir alabora yaşıyor.

Evet "Cevahir kız" olayı da uymalıydı o formata, olmadı. Baba tarikatçi olmalıydı, kötü yola düşen kızını vurmalıydı. Ya da tarikatçilerin ağına düşen kız, ana-babasının evini dağıtmalıydı. Ne bileyim ben, Cevahir Fadimeleşmeliydi, falan!!!

Olmadı, "tarikate giren kız" herkes tarafından sevilen şefkat abidesi bir doktor oldu, annesini ve kardeşlerini sorunlu bir babanın tasallutundan kurtarmak istedi ve öldürüldü... Bir kahraman öldürüldü ve medyanın formatı tutmadı. Medya çarpıcı biçimde kendisini, senaryonun kötü rollerinin yanında, ya da kahramanlarının karşısında buldu.

Evet, medyada kimileri bir zihni alabora yaşıyor. Formatların eskidiğinin bile farkında değil.

Belki de şöyle bir anaforun içinde: Eline "Fadimeler, Kalkancılar" geçsin istiyor. İmam Hatiplerden, başörtülülerden, camilerden, Kur'an Kurslarından kötü roller düşsün. Ve o, 28 Şubat öncesine benzer bir andıçlama yapsın. Tehlikeyi ortaya konsun ve kurtarıcılar gelip kurtarsın!

Bu beklenti, Dr. Cevahir olayında fena halde çuvallıyor. Dr. Cevahir'in masumiyeti, deyim yerinde ise onları çarpıyor.

Medya, tıpkı kızını vuran baba gibi, elinde pompalı tüfekle kamuoyu önünde arzı endam ediyor...

"Tarikatın yok ettiği aile" başlığı, tıpkı başka gazetelerdeki benzerleri gibi azgın bir pompalı tüfeğe dönüşüyor.

Siz sorma ihtiyacı duymaz mısınız: Hürriyet gazetesinde kim kullanıyor o pompalı tüfeği?


4 Temmuz 2003
Cuma
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED