AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

K Ü L T Ü R
Kendimi bilmek için çiziyorum...

Üçüncü albümü Kulbar ve yeni kitabı Müşahadat eş zamanlı olarak yayınlanan çizer Hasan Aycın, "Birileri beni alkışlasın diye değil, kendimi bilmek için çiziyorum" diyor.

  • ÖMER ÇAKKAL
    Çizer Hasan Aycın değil, Hasan Aycın olan çizerin hikayesi Balıkesir'in Aslıhantepecik köyünde başlar. 8 yaşına kadar diz kapaklarındaki yara nedeniyle yüreyemeyen Aycın'ın bacakları, 1963'de köylerine gelen bir yaşlı ninenin bıkmadan usanmadan hazırladığı ilacın bir yıl boyunca sürülmesi sonucu sabırla iyileşir. Küçüklüğünde hikayelerle, menkıbelerle büyüyen Aycın'ın masalsı serüveni yıllar geçse de değişmez.

    1978 yılında ilk çizgisi Yenidevir'de yayınlandığında çizginin hayatına yön vereceğini aklından bile geçirmez Hasan Aycın. Gelgelelim İsmet Özel ve Cahit Zarifoğlu başta olmak üzere dostlarının tavsiyeleri çizginin onda koskoca bir serüven olarak başlamasına neden olur. Hayatı boyunca gündelik gelişmelerin uzağında durmaya çalışan Aycın'ın 'genel geçmez'i yorumladığı çizgiler, şimdi uzun yıllardır Hece ve Yedi İklim dergilerinde yayınlanıyor.

    Kulbar ile Müşahedat

    Niyetlendiğinden tam on yıl sonra çıkan ilk albümü Bocurgat'ın ardından ikinci albümü Gece Yürüyüşü ile serüvenine devam eden Aycın'ın üçüncü albümü Kulbar geçtiğimiz günlerde Yedigece Kitapları'nca yayınlandı. Eş zamanda da Müşahedat. Hece Yayınları'ndan çıkan Müşahedat, ilk bölümünde Aycın'ın masalsı biyografisini, ikinci bölümünde ise kendisi ile yapılan söyleşileri içeriyor. Kulbar ise Aycın'ın yeni çizgilerini. Hasan Aycın, Kulbar'daki çizgilerin dilinin Bocurgat'a göre daha sade olduğunu düşünüp, bunu da belki bir miktar yorulduğuna bağlıyor. Çizmek için özel bir çaba harcamadığını ifade ediyor: "O zaten bende vardır. Benim yaptığım yalnızca o çizgiyi kâğıda dökmek".

    'Herkes aynı şeyi anlamasın'

    Çizgilerinin insanlarca anlaşılmasını beklemeyen Aycın kağıda döktüklerinden herkesin farklı anlamlar çıkarmasını, herkesin kendine bakarak çizgilerde bir karşılık bulmasını tercih ediyor. Çizgi serüvenini insanlara birşey anlatmaktan çok, kendi insanlık serüveninini anlamlandırma üzerine kuran Aycın, şimdiye kadar kimseyi izlemedi ve ardından gidilmesi kaygısı da hiç gütmedi. Aycın bu konuda "Benden sonra birileri çizeceklerse, bu zaten olacaktır. Ben istemesem de bu olacaktır. Zaten ben, bu yaptığıma da bir bayrak yarışı olarak bakmıyorum" diyor.

    Dünyaya çizer olmak için gelmediğini, güzel sanatlar eğitimi almadığını hatırlatan Aycın "Niye çiziyorum?" sorusunu şöyle cevaplıyor: "Birileri alkışlasın diye çizmiyorum. Birşey çiziyorum. Çizdiklerimin içinde insanların alacakları birşey varsa alıp ona ilgi duysunlar. Yoksa ilgi falan duymasınlar. Ben kendimi bilmek için çiziyorum. Zaten insan Allah'ı bilmek için yaratılmıştır. Kendisini bilecek ki Allah'ı bilsin. Denklem bu kadar basit. 21. yy'da bunların yeri var mı? Ya 221.yy'da olsa ne yazar. Vaka değişmiyor ki. Ben yarın bir avuç toprak olacağım. İnsanlar taklit etseler ne olur, etmeseler ne olur?"

    İnsan-eylem

    İnsanı ve eylemi birbirinden ayırdığınızda, 'İnsan mı eylemin insanı olacak? Eylem mi insanın eylemi olacak? diye sorduğunuzda eylem insanın eylemi olacak denilmelidir. Öbür tarafta insanın hesabını eylem vermeyecek, eylemin hesabını insan verecek. O nedenle çizer olan Hasan Aycın değil, Hasan Aycın olan çizer önemli. Ben hayatıma, yaşadıklarıma çizdiklerime hakim olmak, hükmetmek zorundayım. Onlar bana değil.

    Çizgi-şiir

    Şiirin ezberlenebilmesi ve bir mısrasının bile onun bütününden izler taşıması karşısında, çizginin parçalarının bir anlam ifade etmemesi çizginin şiire göre bir dezavantajı. Yine de tüm yazılı ifadelerde muhatabınız birtakım karşılıklar bulabilir. Oysa çizgiden farklı kültürlerde yetişmiş farklı insanlar hiçbir şey anlamayabilir. Çizgi olmasaydı kendimi şiirle anlama ve anlamlandırma yolunu seçerdim. O yüzden şairleri biraz kıskanırım.

    Kolay-zor

    Zor çizerim, kolay değil. Tanık oluyorsunuz. Yeryüzünde acı veren tablolar var. Yaşıyor, görüyorsunuz. Bunlar gözünüzün içine kadar giriyorlar. Bunlara bulaşmamak, bunlar hiç olmuyormuş gibi yazmak, çizmek benim güç yetirebildiğim birşey değil.



    Felsefi Hermenötik

    Richard E. Palmer'in felsefî hermenötikin 19. yüzyılın başlarında Schleiermacher ile başlayan gelişimini, alanını ve tanımını ele aldığı kitabı Hermenötik, İbrahim Görener'in çevirisiyle Anka Yayınları'ndan çıktı.
    Bilgi tel: 0 212 513 30 30

    Hedefteki Türkiye

    Hakan Yılmaz Çebi'nin IQ Yayıncılık'tan çıkan "21. Yüzyıl Savaşları ve Hedefteki Türkiye" adlı kitabı iç ve dış politikalara ilişkin konularda, farklı kesimlerden isimlerin görüşlerini aktarıyor.
    Bilgi tel: 0 212 520 91 13

    Talat Halman anlatıyor

    Cahide Birgül, pekçok ilkin yanısıra ilk Kültür Bakanı da olan şair-çevirmen Talat Halman'la yaptığı nehir söyleşiyi "Aklın Yolu Bindir" adıyla kitaplaştırdı. Kitap İş Bankası Yayınları'ndan çıktı.
    Bilgi tel: 0 212 249 01 01

    Maymunun kara kürkü

    Kenan Aşmaz'ın ilginç ve komik bir hikayeyi, karakterlerine yakışan bir dille anlattığı kitabı "Maymun Kürkü" Mercek Yayıncılık' kitapları arasından çıktı. Yazar kara mizahın ve İstanbul'un dar sokaklarında aynı anda dolaşıyor.
    Bilgi tel: 0 212 512 37 54


  •  
    SIMPLY RED AÇIKHAVA'DA!
    Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin Açıkhava Sahnesi konserleri bugün Simply Red konseriyle başlıyor. Garanti Bankası sponsorluğunda düzenlenen konser saat: 21.00'de yapılacak. Seksenli yıllarda İngiltere'den çıkarak tüm dünyada yıldızlaşan soul-pop grubu Simply Red, "If You Don't Know Me By Now", "Something's Got Me Started" ve "Fairground" gibi parçalarıyla yakaladığı başarısını "Home" adlı yeni albümüyle sürdürüyor. Grup, konserde yeni albümden parçalar da yorumlayacak.
    Karşı Pencere'ye 5 ödül daha
    Yönetmenliğini Ferzan Özpetek'in yaptığı "Karşı Pencere" adlı filme ödül yağıyor. Film, İtalya'daki yabancı basın merkezi tarafından verilen "Globo d'oro" sinema ödüllerinde, 'en iyi film' dahil 5 dalda ödül kazandı. Dünyanın dört bir yanından 500'e yakın yabancı gazetecinin üye olduğu yabancı Basın Merkezi'nin her yıl geleneksel olarak verdiği sinema ödüllerine, bu yıl, yönetmenliğini Ferzan Özpetek'in yaptığı "Karşı Pencere" filmi damgasını vurdu. Film, en iyi film, en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu, en iyi kadın oyuncu ve en iyi müzik dallarında ödüle layık görüldü. Karşı Pencere filmi İtalya'nın Oscarları olarak adlandırılan "David di Donatello"dan da en film dahil 5 dalda ödül almıştı. Türk oyuncu Serra Yılmaz'ın da rol aldığı film Ekim ayında diğer Avrupa ülkelerinde de gösterime girecek.
    Track 03 Bilgi Atölye 111'de
    İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı öğrencilerinin bir yıl içinde ürettiği işlerden geniş bir seçkinin sunulduğu sergisi Bilgi Atölye 111'de açıldı. Sergi 25 Temmuz'a dek haftanın 7 günü 24 saat açık kalacak. Track 03 sergisinin teması "Derinlik". İkonografisi, afiş ve web tasarımından mekan düzenlemesine kadar derinlik temasından yola çıkarak sualtı metaforları üzerine kurulan sergide öğrenciler sadece ödev ve işlerini değil, sergileme becerilerini de ortaya koyuyorlar.
    Koçbank'tan Küba rüzgarı...
    Koçbank'ın izleyicilerden büyük ilgi gören "Carlos y su Cubaneo", konserlerini bugün başlayacak Ege ve Akdeniz turnesiyle sürdürüyor. Maslak, Caddebostan sahil, Bağdat Caddesi ve Bahçeşehir bölgelerinde İstanbullular'a sıcak günler yaşatan Carlos y su Cubenao'nun solistliğini ve direktörlüğünü Küba'da dünyaca ünlü birçok müzisyenle çalışmış olan Carlos Garcia Mayedo yapıyor. Carlos Garcia ve arkadaşları, 4-5-6 Temmuz Bodrum Marina, 11-12-13 Temmuz Marmaris Eski Liman, 18-19-20 Temmuz Antalya, 25-26-27 Temmuz Alanya Çarşı, 1-2-3 Ağustos Çeşme'de halka açık ve ücretsiz izlenebilecek 15 konser verecekler.
    Irak Türkmenleri'ne kitap kampanyası
    Irak'ta yaşayan Türkmen çocuklar için İstanbul'daki yayınevleri seferber oldu. Kerkük Vakfı ile Irak Türkmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen Türkmenler'e kitap gönderme kampanyası sonucunda çok sayıda kitap gönderildi. Türk Edebiyatı Vakfı, Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı, Erdem Yayınları, Ufuk Ötesi Gazetesi, Eğitim Bilim Dergisi, Çelik Yayınları, Ötüken Neşriyat yetkilileri tarafından bağışlanan kitaplar, dernek ve vakıf yetkilileri tarafından Irak'ta, Kerkük başta olmak üzere diğer şehirlerde yaşayan Türkmen çocuklara eğitim ve öğretim amacı ile ulaştırıldı.
    4 Temmuz 2003
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED