|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yer Afyon Tazlar Köyü. TEMA yetkilileri, devlet erkanı ve Asım Kocabıyık kırmızı bir kurdelenin önünde bekliyorlar. Makaslar vurulacak, kırmızı kurdele kesilecek ve gölet açılacak. Hayrettin Karaca elindeki makası bırakıp bir kız çocuğuna el ediyor. Yanıma gel manasına. 7-8 yaşlarındaki kız çocuğu merakla ve biraz heyecanla "Erozyon Dede"nin yanına gidiyor. Hayrettin Karaca çocuğun bluzundaki yazıyı gösterip el işaretiyle bu ne demeye çalışıyor. Küçük kız gülerek "bilmiyorum" diyor. "Aaa" diyor "Erozyon Dede" "bu Türkçe biliyor". Kızın annesi ve babası ve orada hazır bulunanlar Türk çocuğunun neden İngilizce tabirlerle dolu bluzlar giydiğine dikkat çekmeye çalıştığını farketmiyorlar. Espri. Gülüyorlar. O kadar. Göletin açılışından sonra ormana gidiliyor. Sofralar kuruluyor. Yemekler yeniliyor. Etraftaki köy çocuklarının kız, erkek hepsinin bluzlarında (t-shirt) İngilizce tabirler var. Amerikan bayrakları var. Erozyon Dede göğsünü Amerikan bayrağına teslim etmiş 5-6 yaşlarındaki bir erkek çocuğunu yanına çağırıyor. Çocuk bütün sevimliliği içinde "buyur" diyor. "Aa" diyor Erozyon Dede. "Bu da Türkçe biliyor. Türkçe'yi nerede öğrendin?" Çocuğun ağzı kulaklarına iyice yapışıyor. "Burada öğrendim" diyor. Erozyon Dede mesaj vermek konusunda çok azimli. Yılmıyor. Amerikan bayrağını soruyor. "Burada bunun ne işi var?" Çocuk sırıtıyor. Devam ediyor "Erozyon Dede": "Nereden aldın sen bunu?" Çocuk "Abide'den" diye cevap veriyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının yapıldığı yerin adı köylü arasında "Abide". 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına katılan köylüler "Abide"den üzerinde ABD bayrağı olan t-şihrtler satın alıp geliyor. Ulusal bağımsızlık üzerine bir sohbete başlıyor Hayrettin Karaca. Zirai bağımsızlık olmadan bir ulusun bağımsız olamayacağından bir bahis açılıyor. "Biz" diyor bir yarışma açacağız. Bluzların üzerine yazılacak özlü sözler yarışması. "My life" t-şihirtleriyle "by by Türkçe diyoruz." Hemen oracıkta bluzların bağrına basılmak üzere bir iki cümle, bir iki mısra söyleniyor. "Hamdım, piştim, yandım". TEMA Vakfı'nın bez afişindeki yazıya dikkat çekiyor biri: "Gidemediğin yer senin değildir." My Life'a nazire "ömrün uzun olsun" diyor gençlerden biri. Bedenimizde taşıyacağımız özlü sözlerin Türkçe olması hepimizi heyecanlandırıyor. Hemen oracıkta henüz açılmamış yarışmaya dahil oluveriyoruz. Hayrettin Karaca bu satırların yazarına "kitaplarını bana gönder" diyor. Adres yazmak için kağıt kalem alınıyor. O da ne! Hayrettin Karaca'nın söylediği adresi kalem yazmakta güçlük çekiyor: "Karaca Arboretum". Herkes şaşırıyor. Arboretum. Bu şaşkınlığa "Erozyon Dede" önce itiraz ediyor. "Bu bütün dillerde böyle. Yunancası, İtalyancası, Çincesi..." Bir sessizlik oluyor. Bir iki çocuk daha çağırıyor Hayrettin Karaca. Aynı muhabbet tekrarlanıyor. Bu defa tadı yok. "Haklısınız" diyor Hayrettin Karaca. "Arboretum değişmeli."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |