AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
CSIS raporu: Irak'ta '3. Körfez Savaşı' başlıyor

1991'de Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak için Amerika öncülüğündeki uluslararası koalisyon ve Amerika ile İngiltere'nin bu sefer bütün dünyayı karşısına alarak Irak'ı işgal etmesinden sonra bölgede yeni bir savaş şekilleniyor.

Türkiye kamuoyu, Irak'a asker gönderirsek ABD ile ilişkilerimizin nasıl düzeleceğine ve bunun Türkiye için tek kurtuluş yolu olduğuna dair bir zihinsel kuşatma altında tutulurken Amerika ve dünya, Irak merkezli ve kısa süre içinde bütün bölgede ciddi etkileri olacak yeni savaşın nasıl şekillendiğini, Amerika ve İngiltere'nin bu asimetrik savaşı belki de hiç kazanamayacağını tartışıyor. Sadece ABD ve İngiltere'nin Irak'ı işgal etmesine karşı çıkan ülkeler veya Birleşmiş Milletler ve uluslararası kurumlar değil, tartışmanın en hararetlisini Amerika ve İngiltere yaşıyor.

David Kelly soruşturmasının büyük ihtimalle İngiltere Başbakanı Tony Blair'in siyasi kariyerini sona erdireceğini, ABD işgaline destek veren bütün liderlerin ve kadrolarının güven erozyonuna uğradığını, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin siyasi geleceklerinin şimdiden sona erdiğini göremeyenler, Irak'a asker gönderirken ortada "barış operasyonu" ya da "istikrar gücü" gibi bir durumun söz konusu olmadığını, Türkiye'yi tamamen "işgalci statüsü"nde bir operasyona sürüklediklerini, en önemlisi de Irak'ta ABD-İngiliz işgal yönetimini güçlendirmenin çok ötesinde Amerikalılar'ın bile "Üçünçü Körfez Savaşı" olarak nitelendirdikleri yeni bir savaşın başladığını ve Türkiye'nin doğrudan bir bağımsızlık savaşına karşı işgal güçlerinin safında savaşa girdiğini görmüyorlar mı?

Türkiye, Amerika ve İngiltere ve hep güvenlik sorunu olarak görülen iki Kürt grupla birlikte, bağımsızlık mücadelesi başlatan ve Türkiye ile hiçbir problemi olmayan Sünni Araplar'a ve bu mücadeleye katılmaya hazırlanan Şii Araplar'a karşı bir savaşa girişiyor. Bu savaşı meşrulaştırmak için Ankara'dan yükselen "barış ve istikrar adına" söylemlerinin Irak'ın yeni şartlarında ciddi bir karşılığı yok ve kamuoyu çalışmasından başka bir şey değil. Saddam Hüseyin'in oğullarının öldürülmesinin hatta Saddam'ın da öldürülmesinin Irak'ın yeni gerçekleriyle sanıldığı kadar derin bir ilişkisi yok.

Irak halkına karşı 3. Körfez Savaşı

Amerikan dışişleri ve savunma politikaları üzerindeki ağırlığı inkar edilemez bir kuruluş olan "Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi" CSIS, ABD yönetiminin yakında kendisini "Irak halkına karşı yapılacak Üçüncü Körfez Savaşı"nın ortasında bulacağına dair uyaran bir rapor yayınladı. Dışişleri, Savunma ve Enerji bakanlıklarında görev yapan CSIS'in askeri uzmanı Antony Cordesman tarafından hazırlanan ve 17 Temmuz'da yayınlanan "Iraq and Conflict Termination: The Rood to Gerilla War" başlıklı raporda, ABD'nin eski anlaşmazlıklardan ders almadığı vurgulanarak "En iyi askeri zaferlerin bile barışı kazanamadığı" belirtiliyor.

ABD'nin Irak'taki işgalini, halka karşı vereceği Üçüncü Körfez Savaşı ile bitirebileceği belirtilen raporda, ancak ABD'nin bu asimetrik savaşı kazanıp kazanamayacağının şüpheli olduğuna işaret ediliyor. ABD'nin savaş sonrası planının kötü ve başarısız olmasına ciddi eleştirilerin getirildiği raporda, yeni savaşın etnik ve mezhebi çatışmalara kadar uzanacağı öngörüsünde bulunuluyor.

BM müdahalesi gibi önlemlerin alınmaması halinde bu savaşın kaçınılmaz olduğu, ABD ve İngiltere'yi destekleyen iki Kürt grubun Kürtler'in tamamını temsil etmediği, işgalin Irak halkından destek alamadığı, Amerika'nın Irak stratejisinin fiyaskoyla sonuçlandığı, Irak'ın yeni yönetici elitinin bu ülkenin gerçeklerine göre değil ABD için neler yapabileceklerine bakılarak seçildiği, ABD ve İngiltere'ye pahalıya malolacak gerilla savaşının bu şartlarda artık bir gerçek olduğu belirtilen raporda, Washington'un Irak politikası ciddi bir analizden geçirilerek, hatalar sıralanıyor ve öneriler getiriliyor.

Türk askeri 'yeni asimetrik savaş' için

Şimdi Türkiye'nin görmek istemediği ancak başta Irak'ı işgal altında tutan ABD olmak üzere bütün dünyanın dikkatle izlediği gerçeklerden hareketle, Irak'a asker göndermenin ne anlama geldiğini yeniden düşünelim: Ortada tereddütsüz bir işgal var ve bunun başka da bir tanımı yok. BM ve uluslararası sistemin önde gelen ülkeleri bu varlığı resmen "işgal" olarak tanımlıyor ve 150 bin kişilik işgal gücünün bölgeden çekilmesi çağrıları yapıyor. İşgali sona erdirmenin tek yolu BM müdahalesi. Birçok ülke buna taraftar ancak bu müdahale için ABD ve İngiltere'nin işgali sona erdirmelerini şart koşuyorlar.

Amerika ise BM'nin Irak'a girmesine asla izin vermiyor. Zira BM ve uluslararası güçlerin, Irak'ta Irak halkına dayanan bir yönetim kurmaları demek, "Hristiyan Siyonistler"in Dicle ile Fırat nehirleri arasında kalan bu topraklara el koyna stratejisinin sonu demek.

Bir uluslararası meşruiyet kaynağı olmayan ve ABD'nin küresel jandarması olarak öne çıkan NATO'nun bile Irak'a müdahale için karar alması artık mümkün değil. Washington, uluslararası koalisyon yerine, işgal politikasını sorgulamayacak ancak jandarmalık yapmaya razı az sayıda ülkeyi bu yeni savaşın içine çekmeyi planlıyor. Yani Irak'a asker gönderen ülkeler, asla "barış" ve "istikrar" kavramlarıyla durumlarını meşrulaştıramazlar. Irak'ı işgal eden ABD ve İngiltere kadar suçlu, bu iki ülke kadar işgalci olacaklardır.

Resmi gerekçesi Saddam Hüseyin rejimini devirmek olan savaş, şimdi Irak halkına karşı bir savaşa dönüşüyor. Türkiye de, istikrar için değil, yeni şekillenen asimetrik savaşa iştirak için asker gönderiyor. Bu ise, tamamen sivil, özgürlük ve vatan savunması yapan, dünyanın bütün milletleri gibi topraklarını işgal eden bir güce boyun eğmeme hakları olan insanlara karşı kollektif bir cinayettir. Türkiye'yi bu cinayete ortak etmenin şüpheli marjinal getirisi kısa zamanda unutulacak ancak Türkiye'yi hep sempati ve saygıyla bakan Irak halkının toplumsal hafızasından hiçbir zaman silinmeyecek.


29 Temmuz 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED