AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
AYŞE OLGUN / İSTANBUL
Ne beni ne kızını aradı 17 yaşındayken cezaevine girmiş. O günler cezaevinin önünde eşinin yatıp kendisine ve çocuğuna gelecek vaadlerde bulunduğunu anlatıyor ama mahkeme sonuçlandıktan sonra eşini bir daha görmemiş. Büyük stres yaşadığı cezaevinde 9 ayın sonunda Gülşah'ı dünyaya getirmiş. Hastaneden bebeği kucağına alıp geri döndüğünde ise koğuş arkadaşlarının sürpriziyle karşılaşmış. "Ranzanın altında kızıma beşik yapmışlardı'' diyor. Kızına 'bahtı ona benzemesin' dediği en yakın koğuş arkadaşı Gülşah'ın adını koymuş. "Akıllı bir kız olsun" diye de ilk gün koğuştaki herkes küçük Gülşah'ı emzirmiş. Sahip çıkanı olmadığı için cezaevinde çok zor günler yaşadığını anlatıyor anne. "Eşime bize para göndermesi için defalarca mektup yazdım, aylar sonra bir zarfın içine bir milyon koyup göndermiş" diyen anne, eşinden umudu kesince kızına bez almak için para karşılığında koğuştakilerin çamaşırını yıkamaya başlamış. Kızı yürümeye ve konuşmaya başlayınca 'daha rahat ederiz' düşüncesiyle kreşi bulunan Bandırma Cezaevi'ne nakillerini istemiş. Ama Bandırma'ya geldikten bir hafta sonra kreş kapanmış. Bu yüzden oyuncaklarla oyunlar kurup yaşıtlarıyla oynamak yerine Gülşah, avludaki karıncalarla ve kelebeklerle arkadaşlık ederek büyümüş. Özgürlüğe ilk adım Gülşah 6 ay önce İntisar'ın ailesiyle tanışınca özgürlüğe de böylece ilk adımını atmış. Gülşah'ın hayatında baba diye sesleneceği kimse olmamış ama anne yönünden diğer çocuklardan çok daha şanslı. "Benim iki tane annem var" diyen Gülşah çıkan karışıklığa çocuk aklıyla güzel bir çözüm bulmuş ve İntisar'ın annesi Hüda Kaya'ya annesi cezaevinden çıktıktan sonra 'annecik' diye seslenmeye başlamış. Gülşah'ı ailesiyle tanıştıran İntisar Saatçioğlu, Gülşah'ı ilk kez dışarı çıkardıkları günü İntisar'ın annesi Hüda Hanım, şöyle anlatıyor: "Dışarı çıktığımızda Gülşah büyük bir şaşkınlık ve korkuyla dışarı baktı arabaya bindik ve araba hareket edince korkup ağlamaya başladı. Sakinleştirmemiz zor oldu." Kadınlar koğuşunda büyüyen Gülşah önceleri erkek sesinden ve erkeklerden de çok korkuyormuş. İlk günler komşular için 'yan koğuştakiler', markete 'kantin', balkona 'avlu' ağaçlara 'büyük çiçekler' diyen Gülşah şeker almak için tek başına bakkala bile gidebiliyor. Hüda hanım, ailece onu bu yaşadıklarından yola çıkarak bir çizgi film karakteri olan Hayy'a benzetip öyle seslendiklerini gülerek anlatıyor.
Kelebeklere benzedim
Gülşah 4 buçuk yaşında ve bütün yaşıtları gibi en çok parkta oynamayı seviyor. Salıncağa oturunca ela gözlerini kocaman kocaman açıp gülücükler dağıtıyor. Bu kısacık ömründe gördükleri arasında en çok kelebeklere hayran kalmış. Bembeyaz
kanatlı kelebeklere... Soğuk havaya aldırmıyor, "artık
gidelim" deyince de başlıyor ağlamaya.. "biraz daha
oynayalım'' diye tutturuyor fotoğraf çekmek için gittiğimiz parkta.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |