İngiltere, İtalya, İspanya, Almanya gibi Avrupa'nın futbolda ileri ülkeleri artık Türkiye'de de günü gününe izleniyor. İzlerken kimbilir nasıl keyif alıyorsunuz. Top alışverişleri, insana gol kadar haz veren ara pasları, kalelerin köşelerinden "örümcek alan" frikik golleri ile kimbilir nasıl coşuyor ve birbirinize nasıl anlatıyorsunuz. Biz ulusca futbolu seviyoruz. Ve istiyoruz ki, Türkiye'de de futbol bu kaliteyi yakalamalı. Zaten hedefi şampiyonluk olan ve isimlerini Avrupa'da da duyurmak isteyen kulüplerimizin isteği de bu. Yoksa çuvalla parayı yabancı yıldız oyunculara ve teknik adamlara neden verelim.

Daum ve Fenerbahçe

Takım olmanın güçlüklerini yaşayan Süper Lig kulüplerinin başında hiç kuşkusuz Fenerbahçe geliyor. Bu sezon en yakın rakibinin 4 puan önünde olmasına karşın taraftarını futbol adına tatmin edemedi. Derbilerde Beşiktaş ve Galatasaray'a kaybetmeleri de liderliğini gölgeleyen önemli sonuçlardı. Daum'un kazanılan maçlardan sonra bile, hedef adam haline gelmesi yeterli teknik adam olmadığı görüşünü ön plana çıkardı. Bundan böyle Başkan Yıldırım ve yönetim kurulunun şapkalarını önüne koyup, takımın iyi futbol oynamasını sağlayacak olan Alman hocaya uyarıda bulunması gerekiyor. Alınacak kötü sonuçlarda herkes konuşur. Önemli olan bugünden görmek ve uyarmak.

Faturayı Beşiktaş yönetimi öder

Yazılı ve görsel basının sezon başından beri Beşiktaş ile ilgili tüm eleştirilerini yakından izliyorum. Ben de dahil tüm yorumların bir sonraki hafta için hedefi tutturamadığını görmek, bir anlamda yanılgıya düşmekti. Yönetim kurulunda oluşan son çatlak da bu gelişmenin ürünüdür. Del Basque Beşiktaş için doğru isim miydi? Transferlerle şişirilen kadro bu lig için yetersiz miydi? Yoksa yeterliydi de gerektiği gibi faydalanılamadı mı? sorularının karşılığı ne olursa olsun doğruydu. Her durumda tek sorumlu yönetimdir.

Yarışa yeniden başladılar

Beşiktaş'ın ilk 8 haftada topladığı puan 6'da kalmıştı. Bir de Beşiktaş'ın son 9 haftada topladığı puana bakın. Tam 23... Bu, Siyah-Beyazlı takımın son 9 hafta baz alınması durumunda tüm rakiplerini geride bırakıp lider olduğunu gösteriyor. Fenerbabahçe'yi yenen, Galatasaray ile berabere kalan Beşiktaş için "başarısız" diyebilir misiniz? UEFA sınavlarını bir tarafa bırakıp, yerden yere vurulan Del Basque'yi gönderme cesareti gösterebilir misiniz? Hayır... Çünkü Beşiktaş yarışa yeni başladı...

Trabzon'u Güneş ısıtır

Sezona şampiyonluk parolası ile başlayan ve iyi de işler yapan Trabzonspor'a beyaz sayfa... Alınan kötü sonuçlardan sonra taraftar taşkınlığı, muhalefetin haklı çıkışı bir sarsıntıya da neden olmuştu. Herşeye rağmen Trabzonspor'un şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduğunu görmemek büyük hatadır. İşte kongre ve Atay Aktuğ'un ilk kez uygulanan bir sistemle başkanlığı 3 yıl daha sürdürecek olması belki büyük bir şanstır. Sayın Aktuğ "Şenol Güneş'i getireceğim" diyor. Doğru adrestir. Trabzonlu'yu en iyi Trabzonlu bilir. Yeter ki, Şenol hoca kabul etsin ve yeterli desteği görsün.

Hagi'ye kulak verin

Şampiyonluk yarışını renklendiren takımların başında hiç kuşkusuz Galatasaray geliyor. Son haftalarda yaşanan gol sıkıntısı her ne kadar ön plana çıksa da, kararlı bir yol izleyen Teknik Direktör Hagi bir kalemde Ümit Karan'ı sildi. Demek ki, bir bildiği var. Yönetimin bu karara karşı çıkması anlamsız. 100. yılında sadece Fenerbahçe galibiyeti ile mutlu olabiliyorlarsa kendi tercihleri. Ama bunun yetmeyeceğini taraftar yönetimden iyi biliyor. Hagi'nin istediği transfer yapılmalı.

Haftanın Yorumu: Salih Sezer

« Geri Dön