Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

1985'te Tahran'da mahsur kalan 215 Japon'u kurtaran THY uçağının kaptan pilotu tatildeyken İstanbul'a gelen Japon belgeselciler, yardımcı pilotu bulup 'kahraman' ilan etti. Kaptan pilot Suyolcu, "Japon Başbakanı bana gelmeliydi" dedi.

1985 yılında Irak-İran savaşı sırasında Saddam'ın füzeleri altında Tahran Havaalanı'na inerek mahsur kalan 215 Japon vatandaşını kurtaran Türk Hava Yolları uçağının kaptan pilotu Orhan Suyolcu, Japon Başbakanı Juniçiro Koizumi'nin, "kahraman kaptan" diye uçağın yardımcı pilotu Ali Özdemir'i ziyaret etmesinden kırgın. Suyolcu, "unutulmasından" da Japon televizyoncuları sorumlu tutuyor: "Ben tatildeyken İstanbul'a gelmişler. Beni bulamayınca Ali Bey'le görüşmüşler." Emekli olduktan sonra İstanbul'a yerleşen kaptan pilot Orhan Suyolcu, Ulus'ta bulunan THY Sitesi'nde Yeni Şafak'a 1985 yılında yaşanan kurtarma olayının detaylarını anlattı. Yaptıkları işin bir ekip çalışması olduğuna dikkat çeken Suyolcu, Japonya Başbakanı'ndan şahsen bir teşekür beklemediğini ancak, ekibi adına kendisine teşekür edilmesini beklemeninin de en doğal hakkı olduğuna dikkat çekti. Suyolcu, "Ben tatildeyken Japon televizyoncular gelmiş; bu konuda belgesel hazırlıyorlardı. Ben gelemeyeceğimi söyledim. Onlar Bodrum'a gelebilirdi ama gelmediler. Ali Bey'le görüşmüşler. Başbakan da Ali Bey'e plaket vermiş. Oysa ekibin kaptanı bendim ve bunu biliyorlardı" diye kırgınlığını da dile getirdi. Suyolcu, durumu bir mektupla Japon Büyükelçiliği'ne de bildirdiğini anlattı.

BİZİ TURGUT ÖZAL GÖNDERDİ

Kaptan pilot Suyolcu, Japonları kurtarma olayını da şöyle anlattı: "Japonya'nın Tahran Büyükelçisi, Türk Büyükelçisi ile irtibata geçerek, vatandaşlarının tahliyesi için yardım istiyor. Durum Özal'a intikal ettiriliyor. Biz bunun üzerine Tahran'a uçtuk. Adeta bir kapkaççı gibi motorlar çalışır vaziyette bekledik. Yolcuların bize doğru koştukları gördüğümüzde işin ciddiyetini anladık. Yolcular korkudan titriyordu. Uçaksavar sesleri duyduk. Yolcuların binmesinin ardından, stresli bir yolculukla Tahran-Ankara-İstanbul uçuşunu yaptık. Bu bir ekip çalışması idi. Japon Başbakan'ın bir kişiye değil ekibimize, dolayısı ile ekip lideri olarak bana teşekür etmesi gerekiyordu."