T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 30 OCAK 2006 PAZARTESİ | ||
|
2006 yılına girerken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı, Türkiye'nin taraf olduğu davalar hakkında bir değerlendirme yapmıştır. Ona göre, Türkiye hakkında verilmiş kararlardan iki tanesi çok önemlidir. Bunlardan bir tanesi, Apo'nun adil olarak yargılanmaması sebebiyle davasının yeniden görülmesi kararı, diğeri ise Leyla Şahin hakkında verilmiş türban kararıdır. Ancak, AIHM'nin 2005 yılında bundan daha önemli bir kararı vardır ki bunu taktirle karşılamak gerekir. AİHM'nin Türkiye hakkında verdiği karaların pekçoğunda siyasi etkenler mevcuttur. Güney Kıbrıs vatandaşı Louzidu davasının siyasi bir karar olduğu bizzat AİHM Başkanı tarafından da kabul edilmiştir. Ancak siyasi etkenlerle alınmış başka pekçok karar vardır ki, bunun üzerinde durulmamıştır. Siyasi kararlar
AİHM kurallarına göre dava açacak kimsenin evvela iç hukuk mekanizmalarını sonuna kadar kullanması gerekmektedir. Buna rağmen bu mahkeme Türkiye aleyhine açılmış ve iç hukuk yolları sonuna kadar işletilmemiş birçok davayı kabul ederek Türkiye'yi mahkum etmiştir. Davacıların gerekçeleri şudur: Türk mahkemelerinde adil yargılama yoktur. Bu sebeple iç hukuk yollarına başvurulsa bile alınacak kararlar adil olmayacaktır. AİHM, bu iddiayı kabul ederek bu tarz davaları karara bağlamıştır. Bu gerekçeyle davaların kabul edilmesi hukuk nosyonuyla bağdaşamaz. Bu kararlar hukuki değil siyasidir. AİHM, son aldığı bir kararla bu içtihadını değiştirmiştir. Bundan sonra, Türkiye'de mevcut hukuki yolları tamamlamadan açılacak davalara bakmayacaktır. AİHM'nin 2006 yılına girerken aldığı en önemli karar budur. Mahkeme Başkanı'nın beyanlarına göre halen Türkiye aleyhine açılıp görülmekte olan davalardan üç bin kadarı iç hukuk yollarından geçmemiştir. Bu davalar reddedilecektir. Ancak bundan evvel aynı şekilde Türkiye aleyhine verilmiş kararlar vardır. Türkiye bunlardan çoğunu ödemiştir. Bu haksız yapılan ödemeler ne olacaktır? AİHM'nin gözönüne aldığı kıstasları kendisine uygularsak, Türkiye de iç hukuk yollarına başvurmadan mahkum edildiğine göre adil yargılanmamıştır. Bu davaların da yeniden görülmesi gerekmektedir. İç hukukta iadeyi mahkeme mekanizması vardır. Mahkemelerce verilen karar kesinleştikten sonra kararı etkileyecek yeni bir delil bulunur, yeni bir kanun çıkarılırsa, mağdur olan tarafın iadeyi mahkeme yani davanın yeniden görüşülmesini istemek hakkı vardır. Dava yeniden görülerek iade sebebi haklı görülürse karar ortadan kaldırılır. Bir hukuki mekanizmanın noksanlığı
AİHM Türkiyeden bazı davaların yeniden yargılanmasını istediği halde, neden kendi kurallarına kendisi uymaz. Avrupa Konseyi Hukuk Komisyonu'nda Louzidu kararının siyasi olduğunu söyleyen başkana şu suali sormuştuk. Karar hukuki olmayıp siyasi olduğuna göre, mahkemenin iadesi yoluyla neden bu karar düzeltilmiyor? Başkanın cevabı şu olmuştu: "Mahkemenin usulleri arasında böyle bir mekanizma yoktur." Bu cevap doğrudur amma şu suali de sorabiliriz: Böyle bir usul yoksa bile neden bu mekanizma kurallar arasına konulmamaktadır? Türkiye'nin tutacağı iki yol vardır: Bu şekilde verilen kararlara karşı mahkemenin yeniden görülmesini istemek veya AİHM kuralları arasına bu hükmü koydurmaya çalışmak. Louzidu'ya tazminat ödemek yerine bu yol zorlanmalıydı. Nitekim Hukuk Komisyonu'nda üye olarak yaptığımız çalışmalarda da bu tezi savunmuştuk. Bu yolda alınan karar memnuniyet vericidir. Ancak bu kararlardan yerine getirilmeyenler varsa, bu tezde ısrar edilmelidir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |