T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kuyuya atılan taş nasıl çıkarılacak?

Hükümetin büyükşehirlerde Emlak Vergisi'ni yüzde 100 artıran yasa değişikliği, artırılan gayrimenkul rayiç bedelleri ile 18 milyon insanı tam bir "mutsuzluğa ve umutsuzluğa" sürükledi. Bu hesapsız kitapsız gidiş, Emlak Vergisi'nin büyükşehirlerde 100 katı oranlarda artmasını da gündeme getirdi.

Büyükşehirleri "yaşanmaz" hale getiren bu durumdan kurtulmak için şimdi çareler aranıyor. Kimi "Takdir Komisyonları çok kısa sürede toplanıp yeniden belirleme yapabilir" derken kimi de Bakanlar Kurulu'nun yetkisini kullanarak oranları yarı yarıya indirmesini öneriyor.

Bu konu uzmanlık alanım değil. Bunu en iyi bilenlerden biri, yılların muhasebecisi Yahya Arıkan. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, "Emlak Vergisi'nde genel beyandan vazgeçilmesi halinde, emlak sahiplerinin 10 – 15 kat artan vergileri ödeyememe kâbusu sona erer" diyor.

Yahya Arıkan, Emlak Vergisi'ne yurt çapında büyük tepki gösterilmesinin asıl nedeninin, belediyelerin açıkladığı "metrekare birim değerlerinin yüksekliği ve bunun da vergilerde büyük artışlara yol açması" olduğunu söylüyor. Arıkan'ın bu konuda anlattıkları şöyle:

"Emlak Vergisi tam 18 milyon kişiyi ilgilendirmektedir. Genel beyan ile, emlak sahiplerinin hepsi önümüzdeki Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yeniden beyanname vereceklerdir. İstanbul'da yaptığımız incelemeler metrekare fiyatlarının çok fazla yükseltildiğini ortaya koymaktadır. Böylece, yeni beyan döneminde rayiç bedeller de çok artacağı için vergilerde geçen yıla göre 25 kata varan artış söz konusu olmaktadır. Bu konuda iki örnek vermek istiyoruz:

1. Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki 150 metrekare büyüklüğünde betonarme karkas 1. sınıf konutun 2001 yılı vergisi 27 milyon 960 bin liradır. 1998 yılı genel beyanında 9 milyar 750 milyon lira olan matrah, 2002 yılında 132 milyar liraya çıkmakta, vergi de 264 milyon liraya yükselmektedir. Bir yıl içindeki vergi artışı tam 10 kata ulaşmaktadır.

2. Kadıköy Söğütlüçeşme Caddesi'ndeki, 40 metrekare betonarme karkas 2. sınıf işyerinin 2001 yılı vergisi 4 milyon 106 bin liradır. 1998 yılı genel beyanında 694 milyon TL olan matrah, 2002 yılı genel beyanı ile 25 milyar 270 milyon liraya çıkmaktadır. 2002'de ödenecek vergi 101 milyon liradır ve tam 25 kat artış söz konusudur.

Emlak bedellerindeki artış, aynı zamanda emlak alım satımında ödenecek harçların da artmasına neden olmaktadır. Bu da bedelleri yükselen emlakın fiyatlarının daha da yükselmesine yol açacak, piyasada alım satımları zorlaştıracaktır.

Ayrıca kiralarda da şok artışlar yaşanacaktır. Emlak Vergisi matrahında, bilindiği gibi yıllık artışlar yeniden değerleme oranının yarısı kadar olmaktadır. Ayrıca, hükümetin, bu oranı yeniden değerleme oranına kadar yükseltmeye veya sıfıra indirmeye de yetkisi vardır. Emlak vergisi matrahının yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması, mükellefleri zorlamayan, makul artışlar olarak kabul edilmektedir.

Yeni yasa ile bilindiği gibi büyükşehirlerde konutların vergi oranı binde 1'den binde 2'ye çıkarılmıştır. Yani yüzde 100 oranında artırılmıştır. Eğer, vergilerde matrahın yine yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması söz konusu olursa, yüzde 100'lük zam ile vergide geçen yıla göre yüzde 150 dolayında bir artış söz konusu olacaktır.

Örneğin, İstanbul'da geçen yıl 58 milyon lira olarak ödenen bir vergi, bu yıl 147 milyon lira olacaktır. Daha lüks bir konutun, örneğin geçen yıl 203 milyon lira olan vergisi bu yıl 514 milyon liraya çıkmaktadır. Bu vergilerde yüzde 152 oranında artış vardır. Aslında, Türkiye'nin bugünkü koşullarında Emlak Vergisi'ne yüzde 150 zam yapmak, emlak sahiplerini haksız ve kabul edilemez bir yükün altına sokmaktır. Başbakan Bülent Ecevit'in vergi oranlarının düşürülmesi talimatı bu nedenle yerindedir. Ancak, oranların düşürülmesine rağmen, genel beyan yapılacak olursa, yeni saptanan metrekare değerleri yüzünden ödenecek vergiler yine bir önceki yılın birkaç katına çıkacaktır. Bu ise ekonomik bunalım yüzünden büyük sıkıntılar içindeki mükellefin emlak vergisini hiç ödeyememesi anlamına gelecektir.

Sorunun çözümü, genel beyandan vazgeçilmesidir. Hükümet, Emlak Vergisi Yasası'nda küçük bir değişiklik yaparak genel beyanı kaldırırsa, milyonlarca kişinin bu vergilerin yüksekliği nedeniyle her gece gördüğü kâbus sona erer.

Hükümetin, halkın çığlığına kulak vererek sağduyulu ve hızlı karar almasını bekliyoruz."

Yahya Arıkan bir "uzman" olarak bunları söylüyor. Attığı taşın nereye düşeceğini kestiremeyen hükümetimiz bakalım bu taşı kuyudan nasıl çıkaracak?


24 Ocak 2002
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED