T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hayatın tadını kaçırdık

Herkesin 'yaşam tarzı' kendine. İstanbul'da intihar eden bir gençle ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan 21 kişi, kapkara giysileri yüzünden ayrımcılık gördüklerini söylemişler. "Neden böyle giyiniyorsunuz?" sorusuna verdikleri cevap şu: "Bu bizim yaşam tarzımız…" Polis, gözaltına aldığı bu kişileri sorguladıktan sonra serbest bırakmış zaten.

Güzel. Demek ki, intihar eden bir insanın hayatıyla ilgili bir soruşturmada bile, "Bu bizim yaşam tarzımız" savunması gerekçe olarak kabul görüyor. Ne kadar sevinsek az. Türkiye henüz 'fikir suçu' kavramını geride bırakamadı, ama olsun, 'Satanistlik' iddiasına muhatap kişileri hoşgörmeye başlaması bayağı bir ilerleme.

Gözaltına alınanların, suçlansalar bile, 'Satanist' olup olmadıklarını bilmiyoruz; ancak öyle iseler, Türkiye, 'Satanistlere' hoşgörüyle bakan dünyada belki de tek ülke. Bu tür 'sıradışı' inanç ve örgütlenmelerin kendilerini en serbest hissettikleri ülkelerde bile, 'Satanist' olmak 'suç' kabul edilir. Türkiye bu bakımdan garip: Başka ülkelerde serbest olan 'alışıldık' inançlara sınırlama konulabildiği halde, intihara sürüklediğinden kuşku duyulduğunda oralarda asla hoş görülmeyen 'sıradışı' inançlar bizde müsamaha görebiliyor…

Türkiye intihar vakalarını yoğun biçimde yaşamaya başladı. Bu satırları yazarken (dün), biri erkek diğeri kadın iki kişi, birbiriyle irtibatsız olarak geldikleri Boğaz Köprüsü'nden aşağıya atlamaya kalktılar. Kimi onlar kadar şanslı çıkmıyor ve kendini öldürmeyi becebiliyor. Korkarız ki, Türkiye, yakında, İskandinav ülkelerindeki intihar oranlarını yakalayacak.

Son vaka, İstanbul'da yaşayan hatırlı bir ailenin iyi bir okulda okuyan kızıyla ilgili olduğu ve 'Satanizm' gibi ne de olsa ilginç bir boyut taşıdığı için, günlerdir konuşuluyor. Yoksa, iki satırlık haber olamadan toprağa gömülen müntehirler çok. İntihar edenlerin sıkıntılı büyük kent insanları olduğu dönemler de geride kaldı; Batman ve Diyarbakır gibi görece 'tutucu' illerde intihar edenler de hayli yekün tutuyor. İntihar, belli ki, bazı zihinlerde doğal bir çıkış yolu, bir çözüm olarak görülüyor.

Oysa, en aziz olan şey insan canıdır; bu sebeple, bütün din ve uygarlıklarda, bir insanın kendi canını kendisinin alması da, en az bir başkasını öldürmesi kadar, hor görülür. İntiharlar, sosyolojik, psikolojik ve teolojik izahı olan ruh hallerinin sonucudur ve bu sebeple toplumlar, tek bir intihar vakasını bile 'alarm' olarak değerlendirirler; bir ülkede intihar vakalarının artması ise 'toplum sağlığı' açısından yanlışlıklar yapıldığına delâlet eder.

İntihar vakalarının çoğalması, 'Satanizm' sıradışılığının alenileşmesi bizim toplumumuz açısından acaba ne anlam ifade ediyor? Bu gelişmeyi hangi toplumsal dinamiklerle açıklayabiliriz? İntiharlar eğer iyi yolda olmadığımızın işareti olarak kabul edilirse, bu olumsuz gelişmeyi durdurmak için neler yapabiliriz, yapmalıyız?

Bu soruların cevaplarını aslında hepimiz biliyoruz. Artan intihar vakaları toplumsal yapımızla, hukuk sistemimizle ve son zamanlardaki ekonomik sıkıntılarla yakından ilişkili. Olayın bireyler arası ilişkilere dönük bir yüzü de var. Ufacık bir tökezleme, küçük bir baskı, basit bir hayal kırıklığı intiharı akla getirmeye başladı. İntiharı 'kahramanca' bir eylem olarak gören (Satanizm burada devreye giriyor işte) sapık inançlar da rağbet görmeye başladı.

Bunlar, taşları yapıştırıp köpekleri serbest bırakan toplumlara özgü ârâzlardır. Sağlıklı inançların önünü kesip insanları mâneviyattan yoksunlaştırırsanız, ya da destek sistemleri çökmüş kişileri sapık inançlıların eline bırakırsanız, intiharların önünü açmış olursunuz…

Türkiye epeydir böyle bir yanlış yolda. Bunun farkına varmamız için daha ne kadar insanımızın kendi elinden ölümü araması gerekiyor?


24 Ocak 2002
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED