T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yardımsever polis

Yoğun kar yağışının olduğu günlerde Sivas'tan İstanbul'a dönen Mahmut Güneş kardeşimiz, Kırıkkale civarında polislerin arabayı durdurduğunu söyledi.

- İyi akşamlar beyefendi.
- İyi akşamlar.
- Aracınızın bir farı yanmıyor, farkında mısınız?
- Evet, biliyoruz. Yenisini aldık fakat takamadık.

Tam ceza ödemeye hazırlanırken, polis "Yok" demiş, "ceza yazacak değilim. Getirin takalım."
Çıkarmışlar far ampulünü, polis takmış ve göstermiş onlara.
- İşte böyle takılır, dikkat edin.
Bizimkiler şaşırmış. İlk defa rastlıyorlarmış ceza kesmeyen ve yardımcı olan bir polise.
Polis sormuş:
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Çok teşekkür ederiz, sağolun, çok yardımcı oldunuz.
Ayrılırken polisimiz "dikkatli kullanmalarını" da tavsiye etmiş "hayırlı yolculuklar" dileyerek.
Teşekkür üstüne teşekkürle yola devam etmişler.

BİLGE

Bir bilge, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki: - Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?

Öğrencilerden biri, "Uzaktaki sürüye bakarım" demiş, "koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."

Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."

Bilge adam uzun süre susmuş.

Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.

Bilge şöyle demiş:

Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "kızkardeşim" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "erkek kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki sabah olmuştur, aydınlık başlamıştır... (Sümeyra Yılmaz'a teşekkür.)

İPİN UCU KAÇINCA

Örtü literatürüne yeni bir kavram daha girdi, Bursa Valiliği sayesinde: "Dini siyasallaştırma amacıyla peruk takmak".

Daha nice kavramlar bizi bekliyor. Resmî dairelerde dini bir hava oluşturmak için gülsuyu kullanmak...

Sabahları "günaydın" demek yerine "merhaba" demek... Hatta daha aşırı gidip 'dinsel selam' vermek... Cuma günleri öğle tatiline beş dakika erken çıkarken, "önemli bir randevum var" demek yerine, açıkça "Cumaya gittiğini" söylemek...
(Murat Kayacan)

AYNEN TERCÜME

Come with ball my brother Come with ball:
Topla gel abicim topla gel.

Chicken translation:
Piliç çevirme

Leave the door december:
Kapıyı aralık bırak.

Clean family girl:
Temiz aile kızı.

Your hand is on the job your eye is on playing:
Elin işte gözün oynaşta.

Sensitive meat ball:
İçli köfte.

Urinate quickly, satan mixes:
Acele işe şeytan karışır.

There is no saturation to her observations:
Onun gözlemelerine doyum olmaz.

Man doesn't become from you:
Senden adam olmaz.

Enter the desk:
Sıraya gir.

Master !! do something burning-turning in the middle:
Usta !! Ortaya yanar-döner bişey yapsana.

Exploded egypt has escaped to my bosphorus:
Boğazıma patlamış mısır kaçtı.

In every job there is a no:
Her işte bir hayır vardır.

She is such a mother's eye girl:
Çok anasının gözü bir kız.

Kutsal topraklar

Prof. Zekeriya Beyaz, Mekke ve Medine'nin yönetimi Suudiler'den alınmalı görüşünü dile getirdi geçenlerde.

Bir arkadaşımız bu fikri destekliyor.
Beyaz hocayı oraya vali tayin edelim, başörtülüleri sokmasın.

Benzerlik var mı?

- Türkiye Arjantin'e benziyor.
- Hayır benzemiyor.
- Benzeyebilir.
- Benzemez.
Tamam Arjantin'e benzemiyor. Ya Titanik'e benziyor mu?


24 Ocak 2002
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED