AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

H A Y A T
Koroner kalp hastalığını erken tanıyalım

Koroner kalp hastalığı, dünyanın her yerinde sağ kalımı ve hayat kalitesini en çok etkileyen hastalık grubu olarak bilinir. Koroner kalp hastalığının erken teşhisi ve tedavisi sağ kalımı ve hayat kalitesini olumlu yönde etkilemektedir.

Koroner kalp hastalığı tüm gelişmelere rağmen, ne yazık ki hâlâ dünyada ölüm nedenleri sıralamasında birinci olma özelliğini korumaktadır. Koroner kalp hastalığı bazı durumlarda ciddi belirtiler vermeyebilir. Bunun sonucu olarak da önemli oranda ani ölümler ortaya çıkabilir. Bu nedenle koroner kalp hastalıklarını erken tanıyalım diyor ve İstanbul Medipol Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Doğan Erdoğan'a soruyoruz.

Koroner kalp hastalığı nedir?

Koroner kalp hastalığı, kalbin bir ya da daha fazla damarında, kalbin enerjisi için gerekli olan oksijen ve diğer substrat ihtiyacını karşılamasını engelleyecek düzeyde darlık veya tıkanıklık olmasıdır.

Kimler risk grubundadır?

Koroner kalp hastalığının en önemli risk faktörleri; şeker hastalığı, yüksek tansiyon, sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı ve kan yağ dengesinin bozuk (dislipidemi) olmasıdır. Diğer risk faktörleri, sedanter hayat yaşamak, şişmanlık, ailede koroner kalp hastalığı hikayesinin olması, yaş (erkek 45 yaş üstü, kadın 55 yaş üstü), cinsiyet (erkekler daha risklidir) ve alkol tüketimidir.

Koroner kalp hastalığının en önemli belirtisi nedir?

Koroner kalp hastalığının en önemli belirtisi göğüs ağrısı(angina pectoris)dır. Bunun yanında nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, soğuk terleme vs. de olabilir.

Her göğüs ağrısı koroner kalp hastalığı belirtisi midir?

Her göğüs ağrısı koroner kalp hastalığı belirtisi değildir. Eforla veya emosyonel stresle ortaya çıkan, göğüs kafesi arkasında yaygın olarak hissedilen, yanıcı veya baskı karakterinde olan, 5-15 dakika süren ve dinlenince geçen, ayrıca çoğunlukla gece uyku sırasında ortaya çıkan, uykudan uyandıran ve beraberinde soğuk terleme olan ağrılar koroner kalp hastalığının belirtisi olabilir.

Koroner kalp hastalığının tanı yöntemleri nelerdir?

Koroner kalp hastalığının en önemli tanı yöntemi anamnezdir (hekimin hasta hakkında hastanın kendisinden bilgi alması). Diğer tanı yöntemleri fizik muayene, risk faktörlerini değerlendirmek amacıyla yapılan laboratuar incelemeleri ve istirahat elektrokardiyografisi (EKG)'dir. Bu değerlendirmelerden sonra efor testi, ekokardiyografi (EKO) ve koroner anjiyografi ile ileri tetkik yapılabilir.

Koroner kalp hastalığının tedavi yöntemleri nelerdir?

Koroner kalp hastalığının tedavisi öncelikle risk faktörlerinin düzeltilmesi ile başlar. Bu aynı zamanda hastalığın oluşmasında birincil koruma sağlar. Diğer tedavi yöntemleri; ilaçla tedavi, daralan veya tıkanan damarın balon şişirme (anjiyoplasti) ve/veya kafes yerleştirme (stent) yöntemi ile açılması ve cerrahi tedavi (by-pass)dir. Bazı uygun hasta gruplarında başka tedavi yöntemleri de uygulanabilir. TEL: (0216) 340 33 33

KALP CHEK-UP'I PROGRAMINDA NELER YER ALABİLİR?

DETAYLI:

  • Kardiyolojik muayene

  • İstirahat EKG'si

  • Eforlu EKG

  • Kan şekeri

  • Kolesterol

  • Trigliserit

  • HDL

  • LDL

  • TSH

  • Kan sayımı

  • SGOT

  • SGPT

  • Ekokardiyografi.

    STANDART:

  • Kardiyolojik muayene

  • EKG

  • Kan şekeri

  • Kolesterol

  • Trigliserit

  • Efor testi

    Koroner kalp hastalığının belirtileri:

  • Göğüs ağrısı

  • Nefes darlığı

  • Çarpıntı

  • Baş dönmesi

  • Soğuk terleme

  •  
    Menisküs yaralanmasının modern tedavisi: ARTROSKOPİ
    UYKU GEN BELİRLİYOR
    Uykucu diye bilinen insanlar, uykuyu çok sevdiklerinden değil, gen haritalarında bulunan tek uyku geninin yönlendirmesiyle erkenden yatıyorlar. Utah Üniversitesi bilim adamlarının yaptıkları araştırmalar sonucu elde ettikleri verilere göre, erken yatıp erken kalkmanın sağlıkla hiçbir ilgisi yok. Bu tamamen uyku geninin işi ve nesilden nesile miras kalıyor. Uyku bozukluğu çekmek veya bazı insanların ''gece kuşu" bazılarının ise uykucu diye tanınması yine bu genin özelliğiyle ortaya çıkıyor.
    KASIK FITIĞI ORGAN ÇÜRÜTÜYOR
    Yenidoğan bebeklerde görülen kasık fıtığının en kısa sürede tedavi edilmesi gerektiği, aksi takdirde barsak düğümlenmeleri, barsak ve yumurtalık çürümeleri ve daha ileri boyutta hayati tehlikeye sebep olabileceği belirtildi. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Söylet, kasık fıtığı tedavisinde geç kalınması durumunda organ çürümelerine yol açabileceğini söyledi.
    Şişmanlar, dişlere dikkat
    ABD'de yapılan araştırmalarda, şişmanların diş hastalıklarına karşı daha az dirençli olduğu belirlendi. Bilim adamları, 10 bin hasta üzerinde yaptıkları araştırmalarda, dişeti rahatsızlığı olanların yüzde 50'sinde şişmanlık problemi bulunduğunu tespit ettiler.
    17 Mart 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED