|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Borç kısır döngüsüyle kurtuluş reçetesi yazanların yaptığının, eğer ihanet değilse en hafifinden vahim bir hata olduğunu söyleyen Ali Bayramoğlu, IMF'yi halkı kandırmakla suçladı. Hükümetin ekonomik programının 2000'de duvara toslamasından sonra yeni bir ekonomik programın gündeme geldiğini ve bu vesileyle Derviş'in Türkiye'ye getirildiğini hatırlatan Bayramoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Programın adı 'Güçlü Ekonomiye Geçiş' ti. Derviş geldikten sonra ne 'güçlüye' ne de 'ekonomiye' geçebildik. Derviş'ten önce Türkiye'nin iç borcu 45 katrilyon iken, 8 ay sonra bugün 110 katrilyona çıktı. Dünyanın hiçbir ekonomisi bu borç yükünün altından kalkamaz. Eğer bu sorunu görüp önlem almazlarsa sonumuz Arjantin gibi olacaktır." Enflasyonun yüksek çıkmasının nedeninin son dönemde uyarılmaya çalışılan tüketici talepleriyle ilgili olmadığına, asıl nedenin maliyetlerdeki artış olduğuna dikkat çeken Bayramoğlu, enflasyonun yüzde 80'i bulduğu ortamda, piyasada suni olarak oluşturulan beklentinin aksine, Merkez Bankası'nın kısa vadeli faizlerde indirime gitmeyeceğini kaydetti. Bayramoğlu, küçülmenin açıklanan resmi rakamların bir hayli üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Aslında gerçek bunun çok üzerindedir. Türkiye'de yüzde 20'lere varan bir küçülme vardır" dedi.
Kredi borçlara gidecek
En büyük küçülmenin ticaret (-11,3) ve sanayi (-8,5) sektöründe olmasının Türkiye'nin 2002 yılını da zor geçireceğini göstermekte olduğunu dikkat çeken Bayramoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin asıl problemi enflasyon değildir. İç borç kısır döngüsüdür. Ekonomide kalıcı iyileşme sağlayabilmek için bu kangrenin kesilmesi lazımdır. IMF'den gelecek diye sevindiğimiz 10 milyar dolar, 2002 yılında ödememiz gereken 13 milyar dolarlılık dış borç ödemesine gidecektir."
|
|
|
|
|
|
|