|
|
Geçmişin dili çözüldü
Tarih Vakfı'nın üç yıldır sürdürdüğü Osmanlıca seminerleri 'Dedemin Osmanlıca mektuplarını, anılarını okumak istiyorum, tarihi çeşmelerin, mezar taşlarının karşısında çaresiz kalmak istemiyorum.' diyenler için altın fırsatlar sunuyor. Seminerler geçmişin dilini çözmenize yardım ediyor.
Düzenlediği bilimsel toplantılar, geziler, seminerler, sergiler, tarihin tozlu sayfalarında gömülü kalmış bilgileri gün yüzüne çıkaran araştırmalar ve yayımladığı yüzlerce kitapla Türkiye'nin en düzenli ve en sistematik çalışan sivil toplum kuruluşlarından biri olan Tarih Vakfı, bugüne kadar ülkemizde tarih bilincinin gelişmesine katkıda bulunacak pek çok önemli çalışmaya imza attı. Tarih Vakfı'nın yaklaşık 3 yıldır düzenlediği Osmanlıca seminerleri, vakfın çalışmalarını oluşturan zincirin onlarca halkasından sadece birini oluşturuyor. Ülkemizde "geçmişini okumak isteyen" sayısız insan olduğunu ve tarih araştırmalarının yanısıra Osmanlıca seminerleri konusunda da çalışmalarını bilimsel bir düzlemde yürüten kurumların yetersizliğini düşünürsek, Tarih Vakfı'nın bu alanda doldurduğu boşluğun önemini daha iyi kavrayabiliriz. Zaten Osmanlıca seminerleri hakkında bilgi aldığımız Tarih Vakfı yetkililerinden İlhami Mısırlıoğlu da, yoğun bir taleple karşılaştıklarını ve "Osmanlıca öğrenmeye gelenlerin çoğunluğunu geçmişin dili konusunda çaresiz kalanlar olduğunu vurguluyor. Seminerlere yoğun ilgi var Tarih Vakfı Genel Müdür Yardımcısı İlhami Mısırlıoğlu, yaklaşık 3 yıldır vakıfta değişik konular üzerine konferans, seminer, sergi düzenlemenin yanı sıra çeşitli kitaplar yayınladıkları ve arşiv çalışmaları yaptıkları için zamanla Osmanlıca seminerleri düzenlemeleri için kendilerine talepler geldiğini, bu taleplerin her geçen gün artması üzerine Osmanlıca seminerleri düzenlemeye karar verdiklerini belirtiyor. Şu anda yoğun istek üzerine Ankara'da ve vakfın İstanbul Yıldız'daki binasında yeni seminerler başlatan vakıf, başlangıç, orta ve üst kur olmak üzere üç aşamalı seminerler düzenliyor. Seminerlere her yaş grubundan ve her meslekten insanın geldiğini kaydeden Mısırlıoğlu, tarih öğrencilerinden öğretim üyelerine, muhasebecilerden banka memurlarına, ev kadınlarından üst düzey yöneticilere kadar geniş bir yelpazede Osmanlıca öğrenmek için kendilerine başvuranlar olduğunu söylüyor. Ortak nokta çaresizlik
"Seminerlerimize devam eden katılımcıları birleştiren ortak nokta, hepsinin zaman zaman yaşadığı çaresizlik. Mesela buna tarihi çeşmelerin, mezar taşlarının karışısında duyulan çaresizliği örnek verebiliriz." diyen Mısırlıoğlu, genellikle dedelerinin el yazmalarını, günlüklerini okuyamayan, mezar taşlarının, tarihi çeşmelerin üzerindeki yazıları, fotoğrafların arkasındaki el yazılarını anlayamayanların Osmanlıca öğrenmek için kendilerine başvurduklarını, bunun arkasındaysa geçmişe ait dökümanları anlamada önemli bir yeri olan Osmanlıca'yı bilmemenin verdiği iç rahatsızlık ve sıkıntının yattığını belirtiyor. Ayrıntılı bilgi için tel: 0 212 233 21 61
|
|
|