T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Diş macunu deyip geçmeyin!

Eskiden ne güzeldi, hatırlar mısınız; bir çeşit diş macunu vardı. Giderdik bakkala "Diş macunu" derdik, "Hangisinden?" diye sormazdı bakkal.

Ne onun kafası karışırdı, ne bizim.

Şimdi çeşit çeşit diş macunu var piyasada.

Florürlü, floristadlı, termostadlı, çift amortisörlü, süspansiyonlu...

Etkisi klinik deneylerle ispatlanmış olan...

Mineral etkili, çift korumalı, dişleri güçlendiren, diş etini besleyen, parlatan, beyazlatan, daha çok beyazlatan, en iyi beyazlatan...

Bugün bakkala gittiğinde diş macunu diyemiyorsun kolay kolay. Çünkü o malum soru gelecek arkasından ve eğer önceden hazırlıklı değilsen, seçmekte zorlanacaksın, ver birini farketmez deyip rahatlayacaksın.

Şayet markete, süpermarkete hele hele hipermarkete gittiysen ve elindeki listede diş macunu yazıyorsa, diş macunları reyonunun önünde on dakika dikilip, bir resim sergisinde tablo seyreder gibi bakınabilirsin.

Kimse de gelip hadisene hemşerim demez neyse ki öyle yerde.

Diş macunu deyip geçmeyin. O kadar basit değil. Ben bir kere deyip geçtim hayatta, bir daha asla!

Piyasa büyük.

Bir hesap yapın da görün. 65 milyon nüfus; her biri günde şu kadar fırçalasa dişlerini, şu kadar diş macunu kullansa, günde eder şu kadar, yılda dersen ohoo...

Öyle kocaman rakamlar çıkar ki şaşarsınız.

Fakat bizde herkes dişlerini düzenli fırçalamaz derseniz, haklısınız. Bu söze verecek cevap dahi bulamam. Ama şunu unutmamak gerekir ki dişlerine bakmayan, dişçilere bakar.

Çektiği ağrılar da cabası.

Bu sebeple diş macunu firmaları, diş fırçası üreticileri, diş hekimleri, hep birden milleti bilinçlendirmeye çalışıyorlar.

Duyurular, broşürler, toplantılar, paneller, el ilanları, reklamlar... Hepsi daha sağlıklı dişler için.

Dikkatinizi çekti mi reklamlarda diş macununu fırçanın üzerine öyle bir sıkıyorlar ki, sanırsın duvardan duvara halı döşemeciler gelmiş.

Abartmayalım, neredeyse bir taze fasulye büyüklüğünde oluyor.

Onlara uysak, üç günde bir tüp macun biter.

Nedir bunun normali?

Aslında herkesin ölçüsü kendine göre.

Taze fasulye büyüklüğünü tavsiye ederler, sen kuru fasulye kadar kullanırsın. Kim gücenecek?

Neticede fasulye işte.

Ölçüde bakliyat esası üzerinden gidecek olursak, nohut büyüklüğünü de göz önünde bulundurmakta fayda var; mercimeği de unutmamalı.

Nitekim herkesin bütçesi kendine göre.

Uzun süre hapis yatmış birini tanıyorum, o da sıkıntılı yıllar boyunca edindiği alışkanlıkla pirinç tanesi büyüklüğünde diş macunu sıkardı fırçanın üzerine. Ama hiç ihmal etmez, düzenli olarak fırçalardı dişlerini.

Zaten dişlerini fırçalamayanı dişçiler fırçalıyor, haberiniz olsun.

İsterseniz bir slogan daha patlatalım:

Dişine bakmayan, işine bakamaz.

NEREDEN...

İki ordu karşı karşıya mevzilenmişler. Bugün yarın savaş başlayacak. Son hazırlıklar yapılırken, düşman ordusunun kumandanı gece vakti bizimkilerin bulunduğu tarafa gizlice gözcü gönderiyor.
"Gidin bakın ne durumdalar!"
Bizimkiler de akşam yemeğini yemişler, misvakla dişlerini temizliyorlar çoğunlukla.
Gözcüler panik halinde geri gidip şöyle rapor vermişler:
- Bu adamların niyeti kötü. Galiba bizi yemeyi düşünüyorlar!
- Nereden anladın?
- Hepsi birden dişlerini bilemekteydi.
* * *
Gülebilirsiniz.
Tebessüm de kafi.
Ama şu cümleden sonra gülmek zor.
Diş bakımından habersiz olan o heriflerin torunları, şimdi bize bu konularda ders veriyor. Bütün diş macunu ve fırçaları yabancı patentli.
...NEREYE

Diş hekimi eldiven kullanır

Diş üzerine faaliyet gösteren firmalar, diş bakımını özendirmek, fırça ve diş macunu tüketimini artırmak için büyük bütçelerle reklam kampanyalarına girişiyorlar ama, tv reklamlarının çoğunda diş hekimleri zorunlu olan eldiveni kullanmıyor.

Gerçek diş hekimi eldiven kullanır.

Kural böyle.

Fakat neleri var...

Çalışırken sigara içen diş hekimi mesela.

Ne var demeyin sakın.

Bir diş hekimi, ağzında sigarayla çalışırken, koltukta ağzı açık dişinin çekilmesini bekleyen hastanın ağzının içine sigaranın külünü düşürmüş.

DİŞTE BİR ÇELİŞKİ

Diş hekimi bir dostum iftara çağırdı geçen gün, gidemedim. Karşıdaki iftara yetişebilmek için, öğleden evvel yola koyulmak lazım bu Ramazan gününde.

Gitmesek de, katılmasak da, o iftar bizim iftarımızdır.

Şayet gidebilseydim, büyük ihtimal "diş" üzerine bir-iki laf ederdik.

Dişlerinize bakın tavsiyesi alırdık nezaketle.

Ben burada bir çelişki görüyorum, ne dersiniz?

Herkes dişine baksa, diş hekimleri işsiz kalmaz mı?


5 Aralık 2001
Çarşamba
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED