|
|
Popülere anti-popülist bakış
1991'den bu yana teori ve pratiği birarada ve uyum içinde ele alan düşünce, siyaset ve sosyal bilim dergisi Tezkire, son sayısında popüler kültüre anti-popülist bir dille yaklaşıyor.
Gündemi ıskalayan saf teorik çabalar ne kadar yanlış ise gündeme angaje olmuş, kendi gündemini belirleyememe hali de bir o kadar yanlıştır. Yayın hayatına atıldığı 1991 yılından bu yana çıkardığı her sayıda teori ile pratiği uzlaştırmaya, birbirine uyumlu hale getirmeyi hedefleyen düşünce, siyaset ve sosyal bilim dergisi Tezkire, son sayısında da bunun bir örneğini veriyor. Tezkire eylül/ekim sayısında "Popüler Kültüre Yaklaşmak"ı deniyor. "A'dan Z'ye popüler kültür" "Popüler Kültür"ü konu edinen dosya, Kaveh L. Afrasiabi'nin İran'daki İslâmi siyasal popülizmi ayrıntılı ve analitik bir biçimde ele alan yazısıyla açılıyor. "İran'daki katılımcı demokrasi ve özerkliği, güçlü elitin demagojik popülizminden devralma ve onu popülist gündeme eklemleme" arayışındaki bir kurtarıcı reformizmin gerekliliği Afrasiabi'ye göre kimi olumsuz gelişmelere, dahası İran'ın gelecekte Lübnanlaşmasına da yol açabilir. İslâmi siyasi popülizmin İran'daki biçimlerinin seyri, Türkiye her ne kadar İran değilse ve "olmayacak"sa da, buradaki müslümanlar için de takip edilmesi gerekli bir husustur. En azından Türkiye'deki bazı Kemalist-laikçi söylemlerin İran'ı bir "ayna-imgesi"ne dönüştüren tutumları düşünülürse farklı siyasal popülizm ve hafıza siyasetlerinin gelecekte benzer rotalar çizmesi beklenebilir. Genellikle, İran Sineması'nın uluslararası başarılarının İran'daki yönetici elitler tarafından bu sinemanın bir "yönetmen sineması" olarak kurgulanıp desteklenmesinden kaynaklandığı söylenmektedir. Bununla birlikte son yıllarda İran sinemasında yaşanan starlaşma eğilimlerinin ve bu eğilimler çerçevesinde gelişen tartışmaların yetkin bir analizini oylumlu yazısıyla bize sunan Cihan Aktaş'a göre İranlı kadınlar bugün önemli ölçüde bir "model sorunu" yaşamaktadırlar. Hz. Fatıma'nın İranlı kadınlar için sinema ve televizyon aracılığıyla bir model oluşturmasına dönük çabalar birçok güçlükle karşılaşmıştır. Starlaşan İranlı kadın sinema oyuncuları etrafındaki tartışmaları bu nokta etrafında bize aktaran Aktaş'ın yazısının önemi İran sinemasında kadın starların ortaya çıkışıyla ve etkinliklerini kabul ettirişleriyle birlikte "model sorunu"nun popüler kültür açısından aldığı yeni yönelimler ile popüler kültür ve toplum arasındaki etkileşimi ele alış tarzında belirginlik kazanıyor. Sinema ve popülerizm Sinema ve gerçeklik arasındaki iktidar ilişkilerini sorgulayan başka bir yazı da yazarımız Şerif Esendemir'e ait. Esendemir yazısında Vizontele ve Sarhoş Atlar Zamanı gibi son dönemde başarı kazanmış filmleri Heidegger'in teknoloji eileştirisinden ve Slavoj Zizek'in çalışmalarından esinlenerek birbirine zıt özelliklerg österen ve farklı yollardan gerçekliği şeyleştiren görsel metinler olarak okumayı deniyor. Bu anlamda Esendemir'in popüler kültür çalışmalarına yaptığı katkı sömürgeci söylemin geliştirmiş olduğu "konuşamayan Doğu" imajının sinematografik metinlerle ve popüler kültürel araçlarla aşılma çabalarını ele alma tarzında yatmaktadır diyebiliriz. Tezkire, Erol Mutlu'nun çevirisiyle, Türkiye'de yeni yeni adı duyulmaya başlayan Slovaj Zizek'in 'Matrix' filmini ele aldığı bir yazısını da sunuyor. Dilaver Demirağ "Karagöz-Pokemon'a Karşı" yazısıyla, Ertan Özensel, popüler kültür ile inanç turizmi arasındaki ilişkileri konu edinen ampirik çalışmasıyla dosyayıyı zenginleştiriyor. Ve popüler kültürün önemli alt başlıklarından biri olan futbol konusunda İlker Özdemir, Fatih Terim özelinde bir analiz sunuyor. Emmanuel Levinas'la ölümünden bir müddet önce Richard Kearney tarafından yapılan röportaj ise etik ile ontoloji arasındaki "priority" meselesini sorgulayan bir muhtevayı haiz. Tezkire / Tel: 0 312 419 69 31 Gündeme derin bakış
Bu sayıdaki gündem sayfalarında Murat Çemrek'in Fazilet Partisi'nin kapatılması üzerine yazdığı bir değerlendirme yazısı yer alıyor. Çemrek yazısında "Cumhuriyet'in en uzun günü olan 28 Şubat 1997"den bu yana yaşadıklarımızla FP'nin kapatılma kararıyla sonuçlanan dava sürecini bir arada ele alarak FP sonrası siyasal gelişmeleri yorumlamaya çabalıyor. Bu doğrultuda Gelenekçilerle Yenilikçiler arasında yaşanan tartışmalara ve medyanın bu tartışmalardaki manipülatif etkilerine dikkatlerimizi çekiyor. Ercan Şen AK Parti'nin kuruluşu münasebetiyle, 'Kamusal Bulanıklık ve Yalan Kültürü' başlıklı yazısında, Türkiye gündemini kendine özgü üslubuyla yorumluyor.
|
|
|