T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

'Sembolik başbakan'

Başörtüsü yasağının Türkiye'nin kanayan yarası olduğunu ifade eden mağdur öğrenciler, "Biz yasağın kalkması için ne yapılması gerekiyorsa yaptık. Şimdi sıra Meclis'te"dediler.

ABD Büyükelçisi Robert Pearson'un önceki gün görüştüğü Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcıları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli'ye "Derviş'in arkasında mısınız?" diye sorması, hükümet ortaklarını sıkıntıya soktu. FP'den yapılan açıklamalarda Ecevit 'sembolik başbakan' olarak nitelendirilirken, Kemal Derviş 'fiili başbakan' olarak değerlendirildi.

ABD Büyükelçisi'nin temaslarını değerlendiren FP'li Abdullah Gül, "Türkiye için bu kabul edilebilir bir durum değildir. Hükümetin Türkiye'yi düşürdüğü durum yüzkarasıdır. Türkiye'yi tam bağımlı hale getirdiler. Bu gelişmeler ulusal bir itirazla karşılaşması gerekir" dedi.

Abdullah Gül, ülkemizde 'tek kişilik bir hükümetin' olduğunu ifade ederek, "Bu Kemal Derviş hükümetidir. Başbakan sembolik bir Başbakan'dır. Hiçbir siyasi sorumluğu olmayan tek kişilik hükümet var. Hükümet bütün meşruiyetini kaybetti. Halk desteği tamamen erozyona uğradı. Bütün yetkilerini tek bir kişiye devretmekle bunu da gösterdi. Düyun-u Umumiye resmen tescil edilmesidir" dedi.

Türkiye bağımlı hale geldi

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson'un Başbakan Bülent Ecevit ve koalisyon liderleri ile görüşmesinin ABD açısından normal olduğunu belirten Gül, "Çünkü Türkiye'ye para vereceklerdir. Ama bu Türkiye açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Hükümetin Türkiye'yi düşürdüğü durum yüzkarasıdır. Türkiye'yi tam bağımlı hale getirdiler. Bu gelişmeler ulusal bir itirazla karşılaşması gerekir" diye konuştu.

Kemal Derviş'in Ecevit'in DSP'ye katılması teklifini redetmesinin önemli olduğunu ifade eden Gül, şöyle konuştu:

"Bu olay hükümeti bitiren bir olaydır. 'Sizin hükümetinize girip de kendimi sizin hükümetinizle özdeşleştirmem bana olan bütün itibarı bitirir' anlayışını ortaya koyar. Hükümeti oluşturan siyasi partilerden birine girmeyi kendisi için zül addetmektedir. Kendisine itibar kaybettireceğini açıkca söylemektedir. Ortakların ve özellikle DSP'nin ne kadar itibarsız olduğunu göstermektedir.

Hükümetin ulusallığı

Son gelişmeleri değerlendiren FP Genel Sekreteri Suat Pamukçu da, Kemal Derviş'in Devlet Bakanı olmasından sonra ortaya "ulusal program" kavramının atıldığını anımsatarak, "Programı bırakın, bu hükümetin ulusal olup olmadığı tartışılır noktaya gelmiştir" dedi.

Anayasa'ya göre, Meclis dışından birinin başbakan olamadığını anımsatan Pamukçu, Derviş'in fiilen başbakanlık yaptığını iddia etti. Pamukçu, vatandaşların Derviş'e inancı olmadığını öne sürerek, "Vatandaşlar 'Kemal Derviş kazanın dibini götürmeye geldi' diye konuşuyorlar" dedi.

Ecevit: İddialar doğru değil

Başbakan Bülent Ecevit, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson'ın ziyareti sırasında, aralarında geçen diyaloglarla ilgili iddiaların doğru olmadığını bildirdi. Başbakan Ecevit, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: "Bazı gazete ve televizyonlarda, ABD Büyükelçisi'nin bana 'Derviş'e desteğiniz tam mı?' diye soru yönelttiği, benim de tam destek sözü verdiğim iddia ediliyor. Bu iddianın gerçekle ilgisi yoktur. Ne Sayın Büyükelçi bana Sayın Kemal Derviş'le ilgili böyle bir soru yöneltmiştir ne de benim haberdeki gibi bir yanıtım olmuştur. Bu asılsız haberin düzeltileceğini umarım."



17 Mart 2001
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED