T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Post-sömürü ve öteki

Postmodernizmi sömürgeciliğin yeni versiyonu olarak gören Ziyaüddin Serdar, dünyayı ahtopot gibi saran, 'öteki'ni yok sayan bu düşünce sistemine karşı mutlaka direnilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Postmodernizmi, "Batılı olmayan kültürleri batılı liberal sekülerleşmenin ve nihilistik tüketimin ateşine atmanın yollarını arayan totaliter bir rejim" olarak tanımlayan Ziyaüddin Serdar, Batı'nın yeni emperyalist modelinin postmodern düşünce tarzında gizli olduğunu söylüyor. Yazarın postmodernizm hakkında sarfettiği sözlerden anladığımız kadarıyla, Batı kökenli postmodernizm, bugün tüm dünyadaki insanların şuurunu uyuşturmuş durumda: "Postmodernizm laf olsun diye söylenmiş bir kelime olmayıp günümüzün anahtar türlerindendir. O, düşüncemizi ve politikamızı, sanat ve mimarimizin biçimini, eğlence endüstrisinin çerçevesini ve aktif olarak geleceğimizi şekillendirir. Biz onu seyredebilir, kısacası onunla yaşar ve soluruz. O bir teori, çağdaş bir pratik ve yaşadığımız dönemin bir gerçeğidir. Yavaşça fakat emin adımlarla ikamet ettiğimiz dünyayı, düşüncelerimizi, yaptıklarımızı, bildiklerimizi ve bilmediklerimizi, bilmiş olduklarımızı ve bilemeyeceklerimizi, doğamızın ve oluşumumuzun / varlığımızın çerçevelerini ele geçirmektedir. O, yeni ya da pek de yeni olmayan, kuşatıcı bir kurtuluş teorisidir."

Küresel postmodernizm

Postmodernist teorinin öznesini ve nesnesini sorgulayan Serdar, postmodernizmi, sömürgecilik ve modernitenin bir uzantısı olarak değerlendiriyor. Bu bağlamda son yılların en çok kullanılan ve gündeme damgasanı vuran kavramı olan 'küreselleşme'yi de postmodernizmin doğal uzantısı olarak gören yazar, postmodernizmin kendisini tamamlamış bir teoloji, yedi ilke üzerine temellendirilmiş bir din gibi sunulduğunu söylüyor. Yazar postmodernizmi temellendiren yedi ilkeyi ise şöyle açıklıyor: "Doğru Yok, Gerçek Yok, Sadece İmgeler, Anlam Yok, Çoğulculuk, Eşit Temsil ve Mutlak Şüphe.

Postmodernizmin çok kültürlülük ve çoğulculuk kavramlarını öne sürerek kafa karıştırdığını belirten yazar, gerçekte bu düşünce akımının tüm kültür ve gelenekleri tek bir alana indirgeyerek, gittiği her yerde baskıcı ve adaletsiz ekonomik-kültürel yapı ve yönetimler bıraktığını ileri sürüyor: "Bizim aynı şehirde Çin, Türk, Hint ve Küba yemekleri yiyebiliyor olmamız çok kültürlü bir toplumda yaşıyor olduğumuz anlamına gelmez. Gerçek çok kültürlülük, eşit iktidar ve fırsat paylaşımına dayanır, farklı ırkların ürettiği renkli incik boncukların ve yemek çeşitlerinin alışeveriş merkezlerini süslemesi gibi."

Mutlak direniş şart!

Postmodern düşünce sistemini, dünya insanlarını sarıp sarmalayan yeni bir emperyalizm türü olarak gören Serdar, artık insanlığın bu akıma karşı direnişe geçmesi gerektiğini ve bu direnişin de ancak Batılı olmayan dini ya da doğa kökenli ilahilik fikrinden kaynaklanabileceğini ifade ediyor: "Batılı olmayan ülkeler kendi yerel kültürlerinin tüm form ve çeşitlerini geliştirmeli, teşvik etmeli ve kıskanç bir şekilde geleneklerine sahip çıkmalıdır. Postmodernizme karşı gerçek direniş, Batılı olmayan ilahi geleneklerden gelir. İşte bu nedenle bu düşünce ve yaşam tarzları postmodernizmin baş hedefleridir"

Postmodernizme karşı muhakkak bir direniş gerçekleştirilmesi gerektiğini inatla savunan Serdar, bu direnişin yapıcı ve sonuç verici olması için sahip olduğumuz değerleri, entellektüel ve kültürel formda ifade edebilmemiz gerektiğini savunuyor.

Söylem Yayınları / Tel: 0 0 212 513 04 29

Ziyaüddin Serdar kimdir?

Haftalık İngiliz politika dergisi New Statesman'ın yazarlarından Ziyaüddin Serdar, kültürel eleştirmenliğin yanı sıra Londra City Üniversitesi "Sömürgecilik Sonrası Çalışmalar Kürsüsü"nde konuk profesör olarak dersler veriyor. Aylık planlama, öngörü ve geleceğe ait proje çalışmalarına yer veren "Futures" dergisinin editörlüğünü yürüten yazar, İngiltere'nin prestijli sanat ve görsel kültür dergilerinden biri olan "Third Text"in yardımcı editörlüğünü de yapmakta. Daha önce "İslâm Medeniyetinin Geleceği" ve "Hilal Doğarken" adlı iki eseri İnsan Yayınları tarafından Türkçe'ye kazandırılan Ziyaüddin Serdar'ın yayınlanmış 30'a yakın kitabı bulunuyor.

 
Üslûbu beyân, ayniyle insan

Çocuklara en güzel doğu-batı masalları
Zamane çocukları her ne kadar televizyon ve bilgisayarla kuşatılmış dünyalarında kitaba pek itibar etmeseler de onlara cicili bicili bir ambalajla hediye olarak verilecek bir masal kitabı belki de 'kitap'la dost olmalarını sağlabilir. Tam da bu noktada çocuk yayıncılığında çok önemli bir yerde duran Erdem Yayınları, okurlara oldukça zengin bir yelpaze sunuyor. Yerli ve yabancı klasikleri, çocuk psikolojisi ve pedagojiyi de dikkate alarak yeni bir bakışla yayına hazırlayan Erdem Yayınları'nda Andersen Masalları'ndan Mesnevi'den Seçmelere, Fars Masalları'ndan Türk Destanları'na pek çok başlık altında çocuk edebiyatı ürünleri çocuk okurların ilgisine sunuluyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nca ilkokullara da tavsiye edilen eserler çocukların yaş durumları ve anlayabilecekleri dil gözönünde bulundurularak yayına hazırlanıyor. Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmayı, onların edebî zevkini geliştirmeyi, Türk ve Dünya klasikleriyle tanıştırmayı amaçlayan Erdem Yayınları, anne babalar için de bir masal kitabı yayınladı. Sema Maraşlı'nın yazdığı masal kitabı, çocuklardan çok uykudan önce çocuklarına 'masal' anlatmayı seven ebeveynler için düşünülmüş. Anadolu'da yaşayan bir evhanımı olan Sema Maraşlı'nın kaleme aldığı masal kitabı, yurdun dört bir yanında büyük ilgi görüyor.
17 Mart 2001
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED