|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Elli yaşındaki sinema yönetmeni ve sabık sürgün Bahman Farjami, Devrim Sonrası Sansür Kurulu tarafından yasaklandığı için yıllardan beri ülkesinde film çekememiştir. Sevgili karısının ölümünün ardından zor günler geçirmektedir. Aşırı kilolu ve sürekli yorgun olan bu hırçın "auteur" yönetmen hep doktora gider -ama dostları ve akrabaları teker teker öldüğü halde ne verilen ilaçları alır, ne de sigara içmemesi gerektiği öğüdüne uyar. Kalbiyle ilgili sorunlar ve bir dizi garip tesadüf onu Azrail'in yakınlarda olduğu konusunda ikna eder. Sağlıksız fikirleri de İran'da cenaze törenleri üzerine yeni bir belgesel çekmeye başlayınca büsbütün şiddetlenir. İç armoniler ve çok karanlık bir mizahla tınlayan Kafûrun Kokusu, Yaseminin Rayihası şu sıralardaki İran filmlerinin o ilginç natüralizmini aşarak dürüstlük, bürokrasi ve film yapma üzerine daha kişisel, Fellinivari bir tavır almayı deniyor. Bu kışkırtıcı biçimde kendi kendine göndermeler yapan filmde, kendisi de 20 yıldır İran'da film çekemeyen yönetmen Bahman Farmanara başrolde oynuyor: "Açılış monoloğundaki 'Ölümden korkmuyorum. Beyhude geçen bir hayattan korkuyorum' cümleleri aslında filmimin özetidir. Benim kültürümde kafûr, ölümle ve cenaze törenleriyle bağlantılıdır." 1980 yılında İran'dan ayrılıp Kanada'ya yerleşen ve orada başarılı bir film dağıtımcısı olan sanatçı 22 yıl aradan sonra, bu filmi çekmek için İran hükümetinden izin kopardı.
|
|
|
|
|
|
|