T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Savcılar var, hakimler var

"Beyaz Enerji" değil, "Bembeyaz Enerji Operasyonu" mübarek!

Nasıl da sapır sapır dökülüyorlar.

Fakat 'esas adam'ın kılı bile kıpırdamıyor.

"İstifa edecek misiniz?" sorusunu hakaret gibi algılıyor.

Bu tablo karşısında aklı olan soruyor:

- Bir bakan, bu şartlarda istifa etmeyecekse, hangi durumda istifa edecek?

Ankara'da savcılar olduğunu bilmek, ne güzel.

Eminiz ki hakimler de var.

Savcı Talat Şalk, dosyayı sağ salim tamamladı ya...

İnanın endişeliydim başına bir şey gelir mi diye.

Yüksek rakamlı rüşvetlerin telaffuz edildiği çevrelerde her an bir sürpriz görülebilir. Ve bu tür sürprizler genellikle kötü sürpriz olur.

Gribe yakalanmak gibi mesela!

Geçti o çağlar

Ülkemizin en muhteşem kahkaha atan bakanıydı Çağlar.

Eğlenceyi severdi.

İmparator gibi yaşamaktan hoşlanırdı.

'Baba'nın en yakın adamıydı.

Başbakan'a giden yol, önce ona uğramak zorundaydı.

O yüzden kendisine 'Önbaşbakan' denirdi.

Ama artık geçti o çağlar.

* * *

Demirel haklı.

Bir vatandaşımızın yaban ellerde zora düşmesine sevinemeyiz.

Keşke hiç yaşanmasaydı bu hadiseler.

Yıllar önce, Gümülcine'nin köyünden göçmen olarak geldiği Bursa'da ufak bir lokanta açsaydı.

Zenginliğe heves etmeseydi.

Siyasetle ilişkisi dört-beş yılda bir sandık başına gidip oy vermekten ibaret olsaydı.

O takdirde, ülkenin kaderi önemli ölçüde değişebilirdi.

* * *

Demirel, Çağlar'ın durumuyla ilgili düşüncelerini açıklarken şöyle bir cümle kullandı:

- İnfazsız yargılarla insanları mutsuz etmek, insanları rahatsız etmek, her zaman mümkündür.

Herhalde 'yargısız infaz' demek istemişti.

Şey bişey

- Eyvah irtica geliyor diye bağırmanın tam zamanı!

- Fakat herkes uyandı be azizim... Artık yemezler!

- Eli kulağında, her an gelebilir desek?

- Saçmalama! Millet uyandı dedik ya!

- Ne yapalım? Gündem üstümüze üstümüze geliyor.

- Orijinal bir konu bulup gündemi saptırmamız lazım.

- İşte biz de onu söylüyoruz, irtica olmaz diyorsun.

- Başka, başka!..

- Banu Alkan'dan rica etsek, yeni bir reklam çekse?

- Kurtarmaz.

- Kadir İnanır için şöyle böyle desek? Hani etek falan da giydiydi ya...

- Geç aslanım geç!

- Hah! Buldum! Savaş çıkacak diyelim.

- Ne savaşı?

- Ne bileyim, ülkemizin bombalanma ihtimali var diye bir şey atalım ortaya!

- Biraz şey olmaz mı?

- Evet, biraz şey olur. Doğru.

- En iyisi biz daha şey bişey düşünelim.

- Düşünelim abicim.

Demirel'i ne şekilde anmalıyız?

Demirel'in hoşlanmadığı bir kelime var: "Eski." Bilhassa kendisine "Eski Cumhurbaşkanı" denilmesini iyi karşılamıyor. Haber metinlerinde o yüzden "Dokuzuncu Cumhurbaşkanı" şeklinde geçiyor.

Ancak bu sıfatın bazılarına hiç yaramadığı görüldü. Özellikle tepelerde bulunanlara.

Filipinler'in "dokuzuncu" devlet başkanının rüşvet yüzünden tutuklanmasından sonra, belki Demirel "Eski Cumhurbaşkanı" denmesini tercih eder.

Kılıf

Minareyi çalan kılıfını hazırlar diye bilirdik ama bu defa ölçüyü yanlış almışlar galiba.

OUTLOOK EKSPRES, KIZILAYDAN GEÇER Mİ?

O pe ras yon

Doğrusu "Operasyon" efendim, "Oparasyon" yahut "Oporasyon" değil.

Bazı devletlülerimiz, kameralar karşısına geçip açıklama yaparken, yanlış kullanıyor.

Böyle olunca da bilmeyenlerin kafası karışıyor. Haydi şimdi birlikte çalışalım.
Bakınız, şu şekilde:
O
Ope
Opera
Operasyon

Zanık

Savcılar, Anayasa'ya uymak zorunda. O yüzden bakana "sanık" denemiyor. Öyleyse "zanık" densin.


27 Nisan 2001
Cuma
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED