|
|
Kopenhag zirvesinde Türkiye'yi temsil eden yetkililer, müzakere tarihini alabilmek için yoğun diplomasi trafiği yaşıyor. AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, Başbakan Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın başkanlık ettiği Türk heyeti, gün boyunca Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, AB Dönem Başkanı Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen ve İngiltere Başbakanı Tony Blair ile ikili temaslarda bulundu. AB'ye iletilen mesajlar Bu aşamadan sonra yapılan görüşmelerin, "müzakerelerin hangi koşullarda ve hangi tarihte başlayacağı ve Türkiye'nin ne zaman üye olacağı" konuları üzerinde yoğunlaştığı ifade ediliyor. Görüşmelerde "özel bir muamele beklenmediği, ancak ayrımcılık da istenmediği" vurgusu yapılırken, AB'ye "doğru bir karar verin, inandırıcılığınızı kaybetmeyin" mesajı da verildi. Türkiye'nin beklentisi Kaynaklar, bu çerçevede Türkiye'nin beklentisinin, 2003 raporundan sonra hiç vakit geçirmeden müzakerelere başlayabilmek için 2004 başlarında bir tarih verilmesi olduğunu belirttiler. Türkiye, Kopenhag zirvesinin sonuç bildirisinin Türkiye'ye ilişkin bölümünde, müzakere takvimi konusunun açık ve anlaşılır biçimde dile getirilmesini bekliyor. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda "dönüşü olmayan bir sürecin" içinde olunduğunu belirterek, "Eşik aşıldı" ifadesini kullandılar. 'Tarih verilsin Kıbrıs çözülür' Başbakan Abdullah Gül'ün Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis ile yaptığı görüşmede, Simitis'e "Türkiye'nin istediği tarih verilirse, Kıbrıs konusu ve diğer sorunlar çözülür" dediği öğrenildi. Gül, Simitis ile yaptığı görüşmede, Kopenhag'a gelmeden önce AB'nin eski zabıtlarını okuduğunu, bütün zabıtlarda da Türkiye'ye "Kopenhag kriterlerini tamamlayın bu iş olur, istediğiniz tarihi alırsınız" denildiğini ifade etti. "Kimse küçük hesap içinde olmasın, üzerimize düşeni yapmasaydık burada olmazdık" ifadesini kullanan Gül'ün, Türkiye'de "Açık, dürüst, mert" bir liderlik anlayışının bulunduğunu Simitis'e aktardığı kaydedildi. Gül'ün, Türkiye'ye "küçük oyunlar" yapılması halinde "Bildiğimizi yaparız" dediği kaydedildi. Simitis'in ise Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'ın dışarıda, Başbakan Gül'ün de içeride yapılması gerekenleri yerine getirdiklerini ifade ettiği bildirildi. Rasmussen: 2004'te tekrar görüşelim AB Dönem Başkanı Rasmussen "Avrupa Konseyi 2004'te Türkiye'nin politik kriterleri yerine getirdiğine karar verirse müzakere mümkün olduğu kadar erken başlayabilir" dedi. Rasmussen Kopenhag zirvesinde, AB'ye üye ülkelerin liderlerin katıldığı dün geceki yemekli toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, "Yapıcı toplantı gerçekleştirdik. İlerleme kaydettik. Tatmin edici sonuç aldık. Türkiye konusunda vardığımız karar şudur: Avrupa Birliği Türkiye'ye olumlu ve güçlü bir mesaj göndermek istiyor. Türkiye'nin ilerlemelerini anlıyor, kaydediyoruz." dedi. Yeni hükümetin kararlılığını gördüklerini ve gerçekleştirilen reform paketlerinin gerçekten çok önemli bir adım olduğunu belirten Rasmussen, "Avrupa Birliği'nin amacı Türkiye ile ilişkileri geliştirmektir. Avrupa Konseyi 2004'te Türkiye'nin politik kriterleri yerine getirdiğine karar verirse, müzakere mümkün olduğu kadar erken başlayabilir. Türkiye, müzakere sürecinin başlaması için politik kriterleri yerine getirmelidir" şeklinde konuştu. Blair: 2005 tarihi fazla uzun AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Abdullah Gül, İngiltere Başbakanı Tony Blair ile biraraya geldi. Hilton Oteli"nde yaklaşık bir saat süren görüşmeden sonra, kısa bir açıklama yapıldı. Hem Türkiye, hem de AB için "çok heyecan verici" bir dönemde olunduğuna işaret eden Blair, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini karşılamada büyük ilerleme kaydettiğini belirtti. Blair, "Türkiye"ye açık bir tarih verilmesi gerekir" dedi ve Türkiye"nin AB"ye tam üye olması fırsatının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Blair, Türkiye"ye uygulanan kriterlerin diğer adaylarınkinden farklı olmadığını, bu çerçevede 2005"in "fazla uzun" olduğunu söyledi. Arınç: İyi bir sonuç hakkımız TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçmişte AB'ye üyelik konusunda siyasi iradenin çok güçlü olmadığını, bu nedenle de yapılması gerekenlerin büyük ölçüde son zamanda yapıldığını belirterek, "Bu çabalar bir netice verecektir. Kopenhag'da iyi bir sonuç almamız bizim hakkımızdır. Aksi bir karar çıkması Türkiye'nin de dünyanın da sonu değildir" şeklinde konuştu. "2005'e büyük tepki gösterilmeli" Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan, "AB'den çıkan netice bizi ne çok sevindirmeli, ne de çok üzmeli" dedi. Özilhan, Ankara Sheraton Oteli'nde düzenlenen TÜSİAD kokteylinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Avrupa Birliği (AB) konusundaki bir soruya Özilhan, şu yanıtı verdi: "Karar ne çok sevindirmeli çünkü işin başındayız. Ne de çok üzülmeliyiz çünkü çok yapacağımız iş var. Türkiye, Helsinki'den beri 18 ay hiçbir şey yapmadı. Almanya'nın Başbakanı Gerhard Schröder ile görüşmemizde 2005 Temmuz tarihini açıkça söyledi. Biz de üye sayısının 25'e çıkmadan Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi gerektiği mesajını verdik. 2005 olduğu takdirde bu işin sonu demek değildir. Çok büyük reaksiyon gösterilmeli, 2005 oldu diye." Özilhan, görevinde başarılı olduğunun belirtilerek, TÜSİAD'a yeniden başkan adayı olup olmayacağı yönündeki bir soruya, "Herkes performans gösterdi, benden sonra da gösterecekler. Çalışma devam ediyor. Bir 10-15 gün içinde belli olur" şeklinde cevap verdi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |