T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Gazetecilerin emekliliği

Dindar DİLBAZ (Karaman): Konuyla ilgili olarak daha önce da soru sormuştum ve cevabı gazetedeki köşenizde yayınlanmıştı.Yeni Kanuna göre eşimin emekliliği ile ilgili olarak sizleri tekrar rahatsız ediyorum. Eşim 1.1.1960 doğumlu.15.02.1984 tarihinde bayan gazeteci olarak Karaman'da yayımlanmakta olan bir gazetede SSK sigortalısı olarak çalışmaya başladı. Belirtilen tarihten bu güne kadar aynı gazetede muhabir olarak çalışmakta. Ancak işveren, işten çıkarma olmadığı halde, bazı yıllardaki primleri tam olarak yatırmamış. Eşimin sigortalı oluştan bu güne kadar yatırılan primi toplam 4500 günü bulmakta. Sorularımı şöyle sıralayayım : 1-Yeniden düzenlenen Kanuna göre eşimin 506 ve daha sonra 2098 sayılı Kanunda belirtilen 360 güne ek olarak 90 günlük itibari hizmet süresi de dikkate alınarak, ne zaman emekli olacağı, itibari hizmet süresinin prim gün sayısına eklenip eklenmeyeceği, 2-Eşim fiili sigortalık başlangıç tarihinden bu güne kadar aynı işyerinde hiç işten ayrılmamasına rağmen, eksik yatırılan yıllara ait primleri yatırmanın mümkün olup olamayacağı.

*İtibari hizmet süresi ile ilgili olarak iki hafta önce de yazmıştım. Bu yazımı da okumuş olduğunuzu düşünüyorum. Sözkonusu yazımdaki hususları değerlendirmeye katarak eşinizin durumu hakkında çalışmayı sürdürelim.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na 2098 sayılı Kanun ile eklenip sonradan "ek madde- 5" olarak adlandırılan hükmün (I-a). fıkrasında, Basın İş Kanunu'nun 1. maddesinde belirtilen işyerlerinde, bu Kanun kapsamında çalışan bütün gazetecilere, bu görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için 90 günlük itibari hizmet süresinin sigortalılık süresi olarak ekleneceği, son fıkrasında ise, kesirlerin hesaplanmasında tam yılın 360 gün olarak alınacağı, fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülünün uygulanacağı düzenlenmiştir. 18. 02. 2000 tarih ve 1997/1-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda (Resmi Gazete,16. 05. 2000/24051), "...506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın Ek-5. maddesinde öngörülen itibari hizmet süresinin, salt sigortalılık süresine eklenmesi gerekeceğine ve ayrıca bu sürenin fiili prim ödeme gün sayısına eklenmesinin sözkonusu olamayacağına... karar verildi.." denilmektedir. Belirtilen Yasa ve Yargıtay Kararı hükümlerine göre, (4500 x 0,25 =) 1125 günlük (3 yıl 1 ay 15 gün) itibari hizmet süresi hesaplanmıştır. Bu süre, okuyucumuzun prim ödeme gün sayısına değil, sigortalılık süresine eklenecektir. Soruları arasında yer alan prim ödeme gün sayısına katılıp katılmayacağı hususunda olumlu cevap vermek mümkün değildir. Yani itibari hizmet süresi, prim ödeme gün sayısına katılamaz.

Sosyal Sigortalar Kanunu'na 11.08.1977 tarih ve 2098 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle eklenen Ek 6. Madde hükmüne göre, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi çalışmalarının en az 3600 gününü yukarıda belirtilen iş-lerde geçiren sigortalılar, ek 5. maddede yer alan itibari hizmet süresine ilişkin hükümlerden yararlanırlar. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, itibari hizmet süresinin sigortalılık süresine eklenmesi hakkından yararlanabilmek için, yukarıda belirtilen işlerde, en az 3600 prim ödeme günü çalışmasının bulunması gerekmektedir. Buna göre, 3600 gününü bu işlerde geçirmeyen sigortalılar, itibari hizmet süresinden yararlanamazlar.

Ayrıca 506 sayılı Kanun'a 4447 sayılı Kanun'la eklenen ek 39. maddeyle de 506 sayılı Kanunun ek 5 ve 6. maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen itibari hizmet sürelerinin, beş yıldan çok olmamak üzere, yaşlılık aylığına hak kazanılması için, Kanunun 60 ve kademeli geçiş süreci için değişik geçici 81/B,C. maddelerinde öngörülen yaş hadlerinden indirilmesi esası getirilmiştir. Kazanılan itibari hizmet süresi, sigorta başlangıç tarihini, farazi olarak geçmiş tarihe çekmektedir. Böylece sigortalılar, yaş ve sigortalılık süresi yönlerinden elde ettikleri avantajla daha erken yaşlılık aylığını hakedebileceklerdir.

Okuyucumuzun eşinin sigortalılık süresi, 4759 sayılı Yasa ile değişik Geçici 81.madde uyarınca, 23.05.2002-15.02.1984 tarihleri arasında 18 yıl 3 ay 8 gün olarak hesaplanabilmektedir. Bu durumda, fiili hizmet süresi itibariyle hesaplanan sözkonusu sigortalılık süresine (soruda belirtilen prim ödeme günü itibariyle), 3 yıl 1 ay 15 günlük itibari hizmet süresi de eklendiğinde, okuyucumuzun eşinin 23.05.2002 tarihi itibariyle sigortalılık süresi, 21 yıl 4 ay 23 güne ulaşmaktadır. Diğer bir deyişle verilen prim ödeme gün sayısı itibariyle hesaplanan itibari hizmet süresi kadar, yani 3 yıl 1 ay 15 gün önceye çekileceği dikkate alınarak, 01.01.1981 tarihinde sigortalılığının başladığı kabul edilecektir. Bu durumda, 23.05.2002 tarihi itibariyle sigortalılık süresi yönünden sorunu kalmamıştır. Okuyucumuzun eşi, yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda, 5000 prim ödeme gününü doldurduğu tarihte, SSK'ndan yaşlılık aylığını isteyebilecektir. Bu değerlendirme, önceki yazıma örnek olay eki mahiyetindedir.


9 Aralık 2002
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED