T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kim bu devlet?

"Devlet Tayyip Erdoğan'ı istemedi.", "Devlet AK Partiye rezervli yaklaşıyor." Böyle yorumlanıyor son olan bitenler...

Herkes gibi ben de sorma ihtiyacı hissediyorum: Kim bu devlet?

YSK'nın 7 üyesinden dördü mü? Tayyip Erdoğan'la ilgili kararı verirken Çanakkale Savaşı'ndan Mudanya Meydan muharebesine kadar neredeyse bütün Türk tarihini değerlendiren ve oradan olumsuz karar üreten Tufan Algan mı?

Anayasa Mahkemesinin, 11 üyesinden 6'sı mı?

Yargıtay 8'inci dairesi mi?

Diyarbakır 3 nolu DGM'si mi?

Yoksa bunlara da rol yükleyen daha başkaları mı? Kim o başkaları?

YSK'nın diğer üç üyesi, Anayasa Mahkemesi'nin 5 üyesi ve Diyarbakır 4 nolu DGM neden devlet değil? Azınlıkta kaldıkları için mi? (Burada çoğunluk iradesi devlet oluyor da, seçimlerde çoğunluk olanlar neden devlet olamıyor? sorusu bir anlam taşıyor mu?)

Devlet'i devlet yapan kim ve neden, devlet olmayanı devlet yapmayan kim ve neden?

MGK devletin neresinde, asker neresinde, hükümet neresinde, meclis neresinde ve millet neresinde?

Seçimler ne demek devlet için?

Vatandaş devlet konusunda hangi yetkilere sahiptir ya da tersine, devlet vatandaşa karşı hangi yetkilere sahiptir?

Mesela "devlet bu seçimlerde nasıl bir sonuç istiyor?" diye bir soru sormamız mantıklı mıdır?

Vatandaş seçimlerde devletin beklediği sonucu vermezse bunun sonucu ne olur? Devlete göre vatandaş neyi seçebilir, neyi seçemez?

Tayyip Erdoğan'ı, toplumun çok büyük kesimlerinin vicdanını zorlayan bir biçimde safdışı bırakma kararı "Devlet böyle istedi" yorumuna bağlanınca ister istemez bu soruları sorma ihtiyacı hissediyorsunuz..

Bu sorulardan en anlamlısının "Devlet seçimlerde nasıl bir sonuç istiyor?" şeklindeki soru olduğuna düşphe yok. Hemen ardından da "Vatandaş seçimlerde devletin beklediği sonucu vermezse ne olur?" sorusu geliyor.

Bunlardan hiç şüphesiz devlet'in bir siyasi ekibi iktidarda görmek istediği gibi bir sonuç ve vatandaş bu beklentiyi karşılamazsa, hiç de hoş şeyler olmayacağı tarzında bir beklenti çıkıyor.

Böyle bir durumun, demokrasinin canına okumak demek olduğunu, "Olur böyle şeyler, burası Türkiye" yaklaşımıyla bir kenara bırakıp, hakikaten devletin seçimlerde nasıl bir sonuç istediğini tahmin etmeye çalıştığımızda ne çıkabilir karşımıza?

Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye karşı rezervi olduğu kabul edildiğine göre, devletin, oynasa oynasa, AK Parti'ye en yakın rakip olarak görülen CHP'ye oynaması gerekiyor. Bu, çok yabana atılır bir tahmin değil. CHP de, geçmişi ile, böyle Ak Parti benzeri (DP gibi, AP gibi, Özal'ın ANAP'ı gibi) siyasal oluşumlara hep rezerv koyan "devlet" eksenli formüllere yakın duran bir parti. Devlet adına bir siyasi hareket safdışı bırakılmayagörsün, hemen baş rollere CHP'li kadroların soyunduğu görülür.

Şu sıralarda da, "devlet"in Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye rezev koyma iradesini kutsayanlara baktığımızda, onların alternatif olarak Türkiye'ye bir CHP iktidarının yakıştığı görüşünde oldukları gözleniyor. Medyadaki CHP sempatizanlarından tutun, dış kaynaklı güç odaklarına kadar AK parti çizgisi ile sorunu olanlar, ya da en azından AK Parti iktidarına soru ile bakanlar, "devlet" kararını ya etekleri zil çalarak karşılıyor, ya da zımnen, utangaç onaylarla onaylıyor, ama çok net bir biçimde CHP iktidarına aşk ilan ediyorlar.

Her şey iyi güzel, ama ortada derin bir sorun var: O da, CHP'nin seçimlerde yüzde kaç oy alacağı sorunu... Yani "devlet"in iktidara gelmesini istediği parti halktan iktidara gelebilecek kadar oy alacak mı?

Kimbilir belki de Tayyip Erdoğan'ın tasfiyesi ve Ak Parti üzerine "devlet kuşkuları" düşürmek de, AKP'yi zayıflatmak ve birinci parti olacak şekilde CHP'nin önünü açmak içindir diye düşünecek insanlar...

Buna rağmen, vatandaş bu "devlet partisi"ne oy vermez, birinci parti yapmazsa... Hatta aksine, devlet adına rezerv konan partiyi açık ara birinci parti durumuna getirirse...

Belki o zaman için de bir formülü vardır "devlet" diye nitelenen dünyanın...

Ama o durumda, "vatandaş" iradesi ile "devlet" iradesinin karşı karşıya gelmesi gibi, çok sakil bir durum çıkmaz mı?

Diyelim CHP yüzde 20 oy aldı?

O zaman "devlet"in sosyal tabanı yüzde 20 mi olur?

"Devlet" adına ahkam kesenlerin devleti nasıl bir ateşin içine attıklarını düşünebiliyor musunuz?

Türkiye bu oyuna çok tanık oldu. CHP=Devlet denklemi, çok müsta'mel bir uygulamanın adıdır Türkiye'de... Ve bu, çok ciddi bir toplum, hukuk, ahlak, demokrasi, insan hakları sorunudur.

CHP bundan rahatsız oluyor gözükmüyor. Rakip partinin liderinin tasfiye edilmesi karşısında pek kıllarının kıpırdadığını gözlemleme imkanımız olmadı. Bu Baykal'ın bütün "değişme" söylemlerine rağmen CHP'ye yakışır deyip geçebiliriz. Baykal'ın "sayısal ağırlık – siyasal ağırlık" yorumu ile 28 Şubat'ı içine sindirme yaklaşımı da dikkate alındığında olay CHP'ye gerçekten yakışabilir.

Bizce asıl sorun, bu sakil oyunun içinde "devlet" in adını kullanmaktır.

Biz ya, işi bu noktaya getirenlere "Hadi canım sen de, devlet aklını peynir ekmekle mi yedi ki, bu ülkenin insanları ile zıtlaşacak bir irade beyanı içine girsin." diyeceğiz, ya da "Hakikaten garip bir durum var bu memlekette, sonucuna saygı gösterilmeyecek seçimin ne anlamı olabilir? Demokrasi bir oyundan mı ibaret bu ülkede?" gibi dehşet verici sorularla uykularımızı kaçıracağız.

Seçimlere gidiyoruz ve şayet sonuçlara etki edecek bir bir siyasi refleksi varsa, "devlet"i bilmek istiyoruz. Devletin adayının kim olduğunu bilmek istiyoruz. "Bilmeniz gerekmez, sonuca boyun eğin yeter" deniyorsa, o zaman da Türkiye'deki düzenin isminin ne olduğunu bilmek istiyoruz... Çünkü gına geldi artık demokrasi diye diye oylarımızın içinin boşaltılmasından... Neyiz biz, vatandaş mı, serf mi, vatandaşsak hangimiz kaçıncı sınıfın içine giriyoruz? Hani şu "Türkiye'de herkes birinci sınıf vatandaştır" sözünü kim ne kadar içselleştirmiştir, "devlet" diye bize sunulan şey de vatandaşı vatandaş olarak kabul ediyor mu? Mesela vatandaş olmak için de "devlet"in uygun gördüğü partiye oy vermek gibi bir zorunluluk var mı?


23 Eylül 2002
Pazartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED