T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Medeni ölüm" cezası

Ceza hukukumuz uygulamasında birtakım garip terimler vardır. Bu terimler, ceza kanunumuzda mevcut olmadığı halde uygulamada bazı yanlış anlamalara sebep olmaktadır.

Bu terimlerden biri "yüz kızartıcı suçlar" deyimidir. Bu deyim, ceza kanunumuzda herhangi bir tanımı olmamasına rağmen hukuk mevzuatımıza girmiştir.

Suçun her türlüsü yüz kızartıcıdır. Ancak bunlardan bazılarının yüz kızartıcı olduğunu, diğerlerinin bu sınıfa girmediğini söylemek hukuk mantığına uymaz. Yüz kızartıcı suçun karşılığı nedir? "Göğüs kabartıcı suçlar" demek gerekiyor.

Bu ayrımın ifade ettiği manaya baktığımız zaman, bir kadına sarkıntılık yapmak yüz kızartıcı suçtur. Ancak, bir kadının ırzına zorla geçip onu öldürmek, bu kategoriye girmez. Tabiri caizse, "yüz kızartıcı bir suç fiili" öldürme olayından sonra "göğüs kabartıcı bir suç" haline dönüşür.

Cumhuriyet tarihimizde çıkarılan bütün af kanunlarının uygulanmasında, bu ayrım büyük kargaşalara sebep olmuştur. Anayasa Mahkemesi 1973 yılında çıkarılan af kanununun bazı maddelerini bu sebeple iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi suçların hepsinin yüz kızartıcı olduğu gerçeğini bu kararında belirtmiştir.

Bu ayrım, biz Türkler'in yanlış bir zihniyetinden ileri gelmektedir. Bizde adam öldüren bir kimse, kaç tane katil vakası olduğunu söyleyerek öğünür. Bir kimseyi methetmek için, "boynu iki defa ipten döndü" gibi sözler söyleriz. Bu anlayış, hukuk nosyonuyla bağdaşmayan bir uygulamaya dönüşmüştür.

Bu ayrıma son zamanlarda, "ideolojik olan veya olmayan suçlar" ayrımı da eklenmiştir. İdeolojik suçların ne olduğu kanunlarımızda tanımlanmamıştır. Ancak "ideolojik suçlardan birisiyle mahkum olanların" affedilseler bile milletvekili olamayacağı, mahkeme kararlarında içtihat haline getirilmiştir. Bu kararı verenler, ne gibi fiillerin ideolojik suç olduğunu, bu suçun tarifinin ne olduğunu ve bu tarifin hangi kanunumuzda yapıldığını kararlarında belirtmemişlerdir.

Uygulama şudur ki, mahkemelerimizin ideolojik suç saydığı bir maddeden mahkum olan kimseler, hayatları boyu bazı siyasi haklardan mahrumdurlar. Bu tarz bir mahrumiyet, Roma hukukunda bulunan, "medeni ölüm cezasıyla" eşittir.

Hukuki yönünü incelersek, mahkumiyet sebebiyle geliştirilen siyasi yasaklar, fer'i cezalardandır. Yani sürgün, bir meslekten men, kürek cezası gibi. Modern ceza kanunları fer'i cezaları tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Bizdeki bu zihniyet ve uygulama hukukun gitmekte olduğu istikametin tersinedir.

* * *

Türkiye'de ceza uygulamasında öyle çelişkiler vardır ki, bir taraftan mahkumlara sanat öğretmeye çalışırız; diğer taraftan bu mahkumların kendi bildikleri sanat ve mesleklerini icra etmelerine yasak getiririz. Bu uygulamanın mantığını anlamak mümkün müdür?

Bütün dünyada esaret kalkmıştır. İdam cezaları teker teker bütün ülkelerde kalkmaktadır. Fakat hâlâ, yaşarken ölüm manasına gelen ömür boyu siyasi ve mesleki yasak getirilmesi ülkemizin bir ayıbıdır.

Bir kimsenin ömür boyu meslekten men ve siyasi haklardan mahkum edilmesinin kölelikten farkı yoktur. Yani bu ceza, yüzyıllarca önce yasaklanmış olan köleliğin yeni bir versiyonudur.

Türkiye Avrupalı olmak iddiasındadır. Bu iddiayla Avrupa Birliği'ne girmeye çalışmaktadır. Bir yandan bu iddiaları taşımak, bir yandan da bazı siyasilerin önünü kapatmak için bu mekanizmayı işletmek, olsa olsa irticanın, gericiliğin ta kendisidir.

Bu uygulamadan daha vahim bir olay vardır. O da tanınmış birçok hukukçumuzun, böyle bir uygulamayı alkışlamasıdır.

Tayyip ERDOĞAN'ın Necmettin Erbakan'ın ve Abdülmelik Fırat'ın yasaklanması belki birkaç kişinin hukukunu zedeler. Fakat böyle bir uygulamaya kamuoyunun sessiz kalması Türkiye'nin ayağına takılmış bir prangadır.


23 Eylül 2002
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED