T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

DSP'liler iyi eğitilmiş!

Başbakan Ecevit'e geçmiş olsun ziyareti için Or-an Sitesi'ne çıkan milletvekillerinde Milletvekili Salih Dayıoğlu'nun Rahşan Ecevit'e anlattığı bir fıkra, herkesi kırıp geçirdi. Fıkra şöyle: Kadının biri, kedisine eğitmen tutarak bir insan gibi yetiştirmiş. Kedi öylesine hünerli bir hale gelmiş ki, temizlik işlerini yapıyor, konuklara çay bile ikram edebiliyormuş. Bir gün kadın evine çağırdığı konuklara kedisinin marifetlerini göstermeye karar vermiş. Kediye çay servisi yaptırmaya başlamış. Kedi tam tepsi içinde çayları getirirken, muzip konuklardan bir tanesi cebinde taşıdığı yapay bir fareyi ortaya bırakmış. Kedi elindeki tepsiyi misafirlerin üzerine fırlatarak farenin peşine düşmüş. Salih Dayıoğlu, fıkrayı anlattıktan sonra Rahşan Ecevit'e dönerek, "Efendim, biz öyle bir eğitim aldık ki, önümüze fare de atılsa, balık da atılsa eğitimimizi unutmayız. Demokratik Sol Kültür'ü öylesine özümsedik ki, farelerde balıklarda gözümüzü yok" dedi. Diğer milletvekillerinin de onayladığı fıkra DSP kulislerinde Ecevit sonrası liderlik hesapları güden isimlere uyarlanınca anlamlı bulundu.


'Bari hayvanları amblemden çıkarın'

Bir grup hayvansever, yaklaşık iki yıldır Hayvan Hakları Yasası'nın çıkarılması uğraşıyor. Her partinin desteğini alan ancak bir türlü çıkmayan tasarıyı gizli bir elin engellediği konuşuluyordu. Yasanın çıkarılmasi için cansiperane çalışanlardan biri ise Milliyet Gazetesi Parlamento Muhabiri Günseli Önal'dı. Önal, tüm partilerin grup başkanvekilleri ile görüşmüş, kuliste yakaladığı liderlere de bu yönde telkinlerde bulunmuştu. Gazeteciler Hayvan Hakları Yasası'nın neden bir türlü çıkarılamadığını tartışırken, konu birden partilerin amblemine kaydı. DSP'nin güvercini, MHP'nin kurdu, ANAP'ın arıyı, DYP'nin atı amblem olarak kullandığı konuşuldu. Önal bunun üzerine dayanamayıp patladı: "Madem yasayı çıkarmıyorsunuz o zaman hayvanları da amblem olarak kullanmayın."


'Korumalar, korumalar... Aa Mesut Bey!'

Tarih 5 Haziran Çarşamba. Yer TBMM. ANAP Grup toplantısı yeni bitmişti. Grup toplantısı uzun sürünce dışarıda bekleyen korumalar serin bir köşeye çekildi. Toplantıdan çıkan bakanlar korumalarını göremediler. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler de bir yandan korumalarını arıyor, bir yandan da "Korumalar... korumalar.. korumalar..." diye söyleniyordu. Bu sırada ANAP lideri Mesut Yılmaz da toplantıdan çıkarak Keçeciler'in yanına geldi. Keçeciler, korumaları ararken birden Yılmaz'ı karşısında görünce, "Korumalar... korumalar... Aa Mesut Bey!" diyerek durdu. Yılmaz da tuhaf tuhaf bakanın yüzüne baktı.


Bahçeli'nin hastane fobisi

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin hastane fobisi olduğu ortaya çıktı. Mikrop kapacağı korkusu yaşayan Bahçeli'nin bu özelliği TBMM Başkanvekili MHP'li Murat Sökmenoğlu'nun By-Pas ameliyatı olması ile ortaya çıktı. Ziyaret için GATA'ya gitmeyen Bahçeli, Çin'den bile telefon ederek Sökmenoğlu ile ilgilendi ama geçtiğimiz hafta aynı hastanede By-Pass ameliyatı olan MHP Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Nursefa Pandar'ı da ziyarete gidemedi.


Milletvekili ve 'Devletvekili'

SP Hatay Milletvekili Mustafa Geçer, trafik polislerinin milletvekillerine değil, vali ve emniyet müdürlerine daha fazla itibar ettiğini anlatıyordu.

Geçer, "Bize ehliyet ve ruhsat soruyorlar ama vali veya kaymakamı durdurmuyorlar" diyerek, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanvekili Bülent Orakoğlu ile birlikte Hatay'a giderken yaşadıklarını anlattı: "Orakoğlu, bana 'sen kullan' dedi. Ben de, 'polisler beni durdurur ama sana dokunmaz' dedim. Orakoğlu bana inanmadı. Yolda kontrol yapan polisler bizi durdurdu. Ancak sürücü koltuğunda Orakoğlu'nu görünce hiçbirşey sormadan 'devam edin' dediler. Orakoğlu bana bakarken, 'sana söyledim, biz milletvekiliyiz, sizler ise devletvekili' dedim."


Vekil oğlu da kaytardı

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol, ilkokula giden oğlu Fatih İzol'u Meclis'e getirerek "uyanıklığını" anlattı:

"Akşam 'karnım ağrıyor' dedi. Hastaneye gittik ama doktor 'birşeyi yok' dedi. Sabah yine şikayet etti. Bu kez doktorlar dinlenmesini önerdiler. Fatih 'Ama okula gidiyorum nasıl dinleneceğim, rapor vermediniz ki' dedi. Doktordan 3 gün rapor alınca Fatih birden iyileşti. Havaya fırlayarak 'Yuppiii' diye bağırıyordu."


DYP Lideri Çiller 'tezekkür' ediyor

Çankaya'daki Liderler Zirvesi geçen haftanın en önemli olaylarından biriydi. DYP Lideri Tansu Çiller, Başbakan Bülent Ecevit'in gelmemesini gerekçe göstererek zirveye katılmadı. Çiller, gazetecilerin ısrarla "Katılacak mısınız?" sorularına ise hep şu cevabı verdi: "Arkadaşlarla tezekkür ediyoruz..." Çiller'in sürekli olarak 'tezekkür' halinde olduklarını söylemesi üzerine gazeteciler "tezekkür"ün anlamının "hatırlama" olduğunu öğrendi ve şu yorumu yaptılar; "Çiller kurmaylarıyla birlikte toplanarak Cumhurbaşkanı Sezer'in davetini hatırlamaya çalışıyor."


Bürokrat eşi ressam olunca tabloları mütehhitler kaptı

Başkent'te, iki genel müdürle ilgili olaylar konuşuluyor. Bunlardan birincisi, enerji alanında faaliyet gösteren bir KİT'te geçiyor. Resme merakı olan Genel Müdür'ün eşi, Ankara'da sergi açıyor ve resimlerin tümü satılıyor. Meğer tabloları genel müdürün kurumuyla iş yapan müteahhitler almış. İkinci olayda ise, görevi kötüye kullanmaktan yargılanan bir KİT genel müdürü, sekreterine, yönetmeliklere aykırı olarak müşavir kadrosu veriyor. Sekreterinin eşine de kurumla iş yapan bir firmada iş buluyor.


ERCAN YAVUZ
BİLAL ÇETİN
NEVZAT DEMİRKOL
VELİ TOPRAK
MUTLU ÇÖLGEÇEN


10 Haziran 2002
Pazartesi


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED