T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Milli takım ruhu

Bir yönüyle bakarsanız, "Buraya kadar!" deyip hayıflanabilirsiniz; kazanılabilecekken kaybedilmiş bir maçın ardından bu sözler müsekkin yerine geçebilir. Ya da, Türk milli takımının bundan önceki Dünya Kupası mâcerasının 48 yıl önce ilk turda elenmekle bittiğini hatırlayıp rüyada bile görülemeyeni 'gerçek' olarak yaşatan millilerimizi heyecanla bağrınıza basabilirsiniz...

Sizi bilmem, ama benim niyetim, ilk gençlik dönemlerinden sonra küllenmeye terk ettiğim futbol heyecanını yıllar sonra bir kez daha bana yaşattığı için, milli takıma şükranlarımı sunmak... Onları, en şefkatli kollarla bağrıma basmak için ise, bundan çok daha ileri sebeplerim var...

Türkiye başarıya susamış insanların ülkesi. Uluslararası yarışmalarda esâmisi okunmayan, bilim, sanat, felsefe, ilâhiyat gibi alanlarda parlak temsilciler yetiştirememiş, bilinen ödüllere ismi geçmeyen bir ülke. Sporda bile, bir-iki alan dışında, Türkiye'nin bir iddiası bulunmuyor. Milli futbolcularımız, böylesine çorak bir arazide, dünya çapında insanlar yetişebileceğini hepimize gösterdiler. Bu çok önemli.

Daha önemli olan ise, "Tasada ve sevinçte bir" olma özelliğimizi Dünya Kupası sırasında yeniden keşfetmemiz... Gözleri ve kulakları futbola tıkalı yığınları bile sarıp sarmaladı 'milli takım ruhu'. Farklılıklarımızı televizyon ekranları önünde terk ettik, her başarıdan sonra kırmızı-beyaz renkler için kendimizi sokaklara vurduk... Herkes, hepimiz...

Milli takım, sonuçta, halkın içinden gençlerden oluşuyor; onlar biziz, bizim kardeşlerimiz, bizim çocuklarımız... 90 dakika peşinde koştuğu topu fırsat yakaladığında kaleye sokmak amacı gibi basit bir eylem için biraraya gelen gençler, oyunu bir sanat haline dönüştürebildiler. Her karşılaşmada takım ruhu sergilediler. Çoktandır unuttuğumuz, aklımıza geldiğinde dudak büktüğümüz, yapmaya çalıştığımızda beceremediğimiz birarada ve senkronize hareket etme başarısını milli takımımız yetkin biçimde gösterdi. Yenerken asildiler, yenilirken de sportmen.

Spora siyaseti -hem de en âdicesini- sokmaya, takımı 'inananlar-inanmayanlar', ya da en yaygın anlaşılan biçimiyle 'Cuma namazı kılanlar – Cuma namazı kılmayanlar' olarak ikiye bölmeye gayret edenlere, milli takım, bir bütün halinde hakettiği cevabı verdi. Beraberliğini bozmadı, eski ve yeni değerlerini birarada harmanladı ve bölücü faaliyetlerin gayretlerini akim bıraktı. Şenol Güneş, "Milli takımımız sadece futbol oynamıyor, Türkiye'yi değiştirecek bir örneğe dönüşüyor" derken, bölücü zihniyete futbolda attırılan geri adımın, ayrılıkçı zihniyet ve hesapların etkisi altına düşmüş her alanda yaşattırılabileceği mesajını vermeye çabalıyor.

O çabanın sonuca ulaşabilmesi için, dikkatlerimizin Dünya Kupası'nda yoğunlaştığı son üç hafta içerisinde kafamıza "Dank" eden her yanlışlığın üzerine kararlılıkla gitmemiz gerekiyor. Bölünmeye, tek ağız halinde "Hayır" demeliyiz. "Tasada ve sevinçte bir" olabilmek için, kimsenin inanç, etnik kimlik, gelir düzeyi temelinde bir ayrımcılığa uğramaması gerekiyor. Kısacası, 28 Şubat'ın açtığı rahneleri, milli takımın 'duruşu' ile verdiği mesajlar istikametinde süratle telâfi etmeliyiz.

Futbol, bu üç hafta içerisinde belki yüzlerce kez işittiğimiz gibi, 'dürüst oyun' kavramı üzerine oturuyor. Güzelliği, oynayanların çirkefleşmemesiyle, karşısındakine zarar vermeksizin bedeninin gücünü, zekâsını ve dayanıklılığını göstermesiyle yakından ilgili. Hakemin takımlar karşısında yansız kaldığı, çelişkili kararlar vermediği maçlar daha bir zevkle izleniyor. İzleyicinin bile düzeyli olması gereken bir spor dalı futbol.

Başarıya susamış Türkiye, futbolda, dünyanın ilk dört takımından biri olma başarısını gösterdi. Aynı ruhla başka alanlarda da daha büyük başarılara imza atabileceğimizi biliyoruz artık; bunu nasıl gerçekleştirebileceğimizi de... Umarız, milli takımın başarısı, kalın kafalı tiplere de, epeydir unuttukları gerçekleri hatırlatmıştır...

Milli takıma bir kez daha gönül dolusu sevgiler...


27 Haziran 2002
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED