|
|
Tarih böyle yazılıyor
-5x1012 Güneşin oluşumu
Ufuk Ötesi'ne göz atalım
Kocaman bir "Ufuk", minicik bir "ötesi". Haziran'da üçüncü sayısı çıkmış aylık bir gazetenin adı Ufuk Ötesi. - 'Ötesi' küçük, 'Ufuk'u büyük gazete derdi, rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti görseydi. Yeni Düşünce için öyle söylemişti, yuvarlak hesap yirmi sene önce; "Yeni'si küçük, Düşünce'si büyük dergi." Ayda bir çıkan gazete olur mu diye düşünüyor kimisi de. Olur tabii. İsterseniz, yıllık periyotla da çıkarabilirsiniz, keyfinize kalmış. Mühim olan çıkış aralığı değil ki; işlevi. İlginç düşüncelere sahip bir arkadaşın, yüz yılda bir yayımlanan bir dergi projesi vardı. İlk sayısını biz çıkaralım, ikinci sayıyı nasipse torunlar çıkarır diyordu. İlginçlik parayla değil ki!.. Her neyse. Bir dergi, bir gazete lafı etmemin sebebi, aslında biraz da elimdeki Ufuk Ötesi'nin şeklü şemalinden kaynaklanıyor. Gazete adı altında -daha doğrusu sıfatıyla- tezahür etmiş ama, daha çok dergiye benziyor. (Bunun bir kusur olduğunu asla düşünmüyorum.) Burada önemli gördüğüm yazılardan kısaca bahsetmek istesem, yaklaşık bir ay sürer. O yüzden bazılarının sadece ismini anmakla yetinmek zorundayım. Merak eden, gider, arar, bulur, alır, okur. Kırım Türkleri lideri, Millî Meclis Başkanı Mustafa Cemiloğlu, Kırım'da demokrasiye adım adım" başlığı altında Kırım seçimlerini değerlendiriyor. Özdemir Özsoy, "Toplumsal uzlaşmanın önemi"ni yazıyor. Ünlü türkücü Mustafa Yıldızdoğan "Türkü hayattır" diyor röportajında. İki doktor, Yusuf Gedikli ve Alptürk Ünlü, "AB için Kıbrıs feda mı edilecek?" sorusuna cevap arıyorlar. Bulunca haber verirler herhalde.
KENARDAKİ ÇOCUK
Okul bahçesinde çocuklar futbol oynamaktadır. Hepsi topun peşinde koşturup dururken, kenarda bekleyen bir çocuk, genç öğretmenin dikkatini çeker. Yanına gidip sorar: - Bir derdin mi var? - Hayır. Çocuk kenarda beklemeye devam edince, öğretmen bir problem olduğuna inanarak tekrar yanına gider. - Bir problem varsa söyle. Belki yardımcı olabilirim. - Hayır öğretmenim bir problem yok. - Peki öyleyse herkes top için koştururken, sen niye burada bekliyorsun? - Çünkü ben kaleciyim. (Çocuğun adı büyük ihtimal Rüştü'ydü...)
KIRMIZI BEYAZ
Televizyon karşısında toplanmış onbeş kişi maç seyrediyor. Maçın orta yerinde biri soruyor: "Kırmızılar mı bizimkiler, beyazlar mı?.." Millî takımın sloganı "Kırmızı... Beyaz... Türkiye!" şeklinde olunca, arkadaşın kafası karışmış anlaşılan.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |