T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kapandı mı, kapanmadı mı?

Amerikan savunma bakanlığının 'stratejik etkileme ofisi' (office of strategic influence) kurma girişimi ölü doğdu. Yabancı basına -gerekirse yalan ve yanıltıcı- haber sızdırmak amacıyla bir birim kurulacağının Amerikan basınına yansıması sonrası başgösteren tartışmaların Bush-Rumsfeld ikilisini niyetlerinden vazgeçmeye zorladığı anlaşılıyor.

ABD, 11 Eylül sonrasında büründüğü şaşkınlığı hâlâ üzerinden atamadı. Daha kuruluşta bireysel hak ve özgürlükleri anayasa güvencesine almış ve devleti hep 'katlanılması gereken bir kurum' olarak görmüş bir ülke Amerika. Tarihindeki birçok yanlış mâceraya rağmen, ABD'yi başka uluslar için 'câzibe odağı' haline getiren de onun bu özelliğiydi. Böyle bir ülkede, 11 Eylül sonrasında 'ulusal güvenlik' kavramının özgürlüklerin önüne geçmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin yerini keyfi uygulamaların alması bir şaşkınlıktı; 'stratejik etkileme ofisi' türü projeler, o şaşkınlıktan yararlanarak Amerika'yı ötekileştirecek yanlışlığı kurumsallaştırma çabalarıdır.

İkiz kuleler ve Pentagon gibi simgesel yapıları saldırıya uğrayan her ülke, ABD'nin başlangıçta verdiği türden tepkilerden kaçınamazdı. Yaşanılan şokun büyüklüğü, hiç değilse Amerikan halkının gözünde, alınan tedbirleri kabul edilebilir kıldı. Saldırıların, özünde 'milliyetçi' olan Amerikalılar'ın duygularını kabarttığı ve bunun her tarafa asılan bayraklarla dışa vurulduğu görüldü. O hengâmede, ABD, Üsame bin Laden'i, el-Kaide örgütünü ve Tâlibân iktidarını 'bitirmek' amacıyla Afganistan'a savaş açtı. Savaşın ABD kamuoyunda müthiş bir destek bulduğu biliniyor. Bir çok ülke de, 'teröre karşı' ilân edilen savaşta, ABD'nin yanına koştu.

Yönetimde şaşkınlık sürse de, Amerikan toplumu ile uluslararası câmianın ilk günlerin şokunu atlatmaya başladıkları belli. Üsame bin Laden ortada yok, Tâlibân lideri Molla Ömer de. Yakalanan el-Kaide örgütü üyeleri Küba'daki ABD üssüne götürüldüler, ama haberlere bakılırsa, onları yargılamak üzere kurulması düşünülen 'askeri mahkeme'de 'şov' yapılabilecek 'dişli' bir tutuklu bulunmuyor aralarında. ABD başkanı George Bush'un, Irak, İran ve Kuzey Kore'yi 'şer ekseni' ilân etmesi, Filipinler'e, Gürcistan'a, Kolombiya'ya asker göndermesi ise, "Bu işin içinde başka bir iş var" diye düşünenlerin sayısını artırdı. ABD'yi her seferinde destekleyen İngiltere başbakanı Tony Blair, Irak'a saldırı durumunda, kendi partisine bile söz geçiremeyecek gibi görünüyor.

'Stratejik etkileme ofisi', özellikle bundan sonra, ABD'ye daha fazla lâzım olacak. Dünyayı bir savaş olanı olarak gören, bu amaçla ülkenin kurucu felsefesini rafa kaldırmaktan bile kaçınmayan bir anlayış, artık 'petrole ulaşımı gücenceye alma' amaçlı olduğu iyice sırıtan yeni 'fetihler' peşinde koşarken, dünya kamuoyunu eğip bükmek zorunda. Körfez'de savaşmayı kafaya koyduğunda 'küvezleri çalınan bebekler', 'petrol sızmasından ölen karabatak kuşu' veya Kuveyt büyükelçisinin Washington'dan hiç ayrılmamış kızına oynatılan 'işgalden kaçan zavallı gençkız' türünden PR kampanyaları gibi...

Baba Bush'un Irak Seferi'nde kendisine ayrılan 23 milyon dolarlık bütçeyle dünya kamuoyunu çelmeyi başaran Rendon Group bu iş için de biçilmiş kaftan. 78 ülkede müşterileri var Rendon'un. Propagandayla görevlendirilmesi yeni de değil; Afganistan'a saldırıların olumsuz etkilerini silme amaçlı çabalar için Pentagon'dan 392 bin dolar aldı. Bundan böyle de ayda 100 bin dolar almayı sürdürecek...

Herhalde şu kuşkuyu duymak meşrudur: Kurulmaktan vazgeçildiği açıklaması 'stratejik etkileme ofisi'nin bir faaliyeti olmasın sakın?


1 Mart 2002
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED