T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

'Susurluk kaza değildi'

Adı Metin Kaplan. 1970-1980 arasında siyasi hareketlerde rol aldığı için derin devlet ve gizli örgütleri daha yakından gözlemleme imkanı buldu. O cezaevinden çıktıktan tam 10 yıl sonra meydana gelen Susurluk kazasını duyunca yeni edindiği bilgileri eski deneyimleriyle birleşti ve kendince bir Susurluk fotoğrafı çekti. Kaplan'ın çektiği bu fotoğraf Timaş Yayınları'ndan çıkan Matruşka adlı romanda tasvirini buldu. Kaplan, her ne kadar, "Hayır Matruşka Susurluk değil" dese de öykü bir tarafa, kahramanların adları bile bize kamuoyunun zihninin 'Susurluk' olarak adlandırdığı olayı anımsatıyor. Kaplan, "Araştırmacı ya da uzman değilim, sadece romancıyım" diyor ama eklemeyi de ihmal etmiyor: "Susurluk bence kaza değildi." İşte Kaplan'a sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar:

Neden Susurluk olayından ilham alan bir roman yazma ihtiyacı hissettiniz?

Aslında Susurluk olayı diye tasnif edilen olay yazmayı isteyenler için çok mümbit bir alan. Üzerinde çok konuşuldu, çok yazıldı, çizildi. Mevlana'nın bir benzetmesi var. Körlere 'fili tarif et' demişler. Herkes filin dokunabildiği yerine göre bir tarif yapmış. Kulaklarına dokunanlar 'yelken gibi' demiş, bacaklarına dokunanlar 'sütun gibi' demiş. Galiba Susurluk da biraz fil hikayesine benzedi. Herkes bir tanım yaptı ama tablonun tamamı ortaya konulamadı. Romanı yazma düşüncem biraz da bundan beslendi.

Susurluk bir file mi daha çok benziyor, yoksa Matruşka'ya mı? Neden Matruşka? Yalnızca daha estetik olduğu için mi?

Fil tanımını nasıl koyabilirdim? Bulamadım.

Peki siz Susurluk'u yani, fili bir bütün olarak gördüğünüzü iddia edebilir misiniz?

Ben Susurluk olayına filin bütünü olarak baktığıma inanıyorum ama bu bir roman. Burada olaylar gerçek olaylar değil, kurgu. Yani Matruşka, Susurluk olayı demek değil. Ama Susurluk olayını anlamaya yardımcı olan bir kurgu. Aslında tezgahta iki kitap daha var. Onlar da benzer konular. Birisi kafamda şekillendi. Ama ben çok zor yazıyorum. Yazmak kabiliyet işi, tevazu gösteriyor değilim ama yazmak gerçekten benim için çok zor. Bu yüzden yeni projelerden ilki en az bir yılı, belki de iki yılı bulur.

Matruşka'ya gerçekten beslenen bir kurgu diyelim öyleyse. Dünyada bu tür romanlar yazılıyor. Forsyth tarzı gerçekten beslenen kurgu romanların en somut örneklerinden biri. Hatta kitabın arka kapak yazısında da 'Frederick Forsyth kurgusu içinde muhteşem bir atmosfer sizi bekliyor' iddiası yer alıyor.

Dediğim gibi ben yazma konusunda kabiliyetli değilim. Ama Susurluk gerçeğini anladığımı düşünüyorum.

Peki Susurluk olayının tüm fotoğrafını düşünürsek Matruşka'daki olaylar Susurluk'u anlama sürecinde nasıl bir etki yaratacak? Matruşka'nın bize verdiği Susurluk tanımı ne?

Yani bir defa ben Matruşka'yı kurgularken Susurluk'u şöyle anladım: PKK'ya ve Türkiye'deki bölücülüğe karşı organize gayriresmi bir teşkilat kurulmuş, bu teşkilat bölücülüğe ve PKK'ya karşı mücadele etmiş, fakat bu arada kendi içinde de rekabetle başlayan savaşlara kadar gitmiş. Tabii Susurluk olayı derken yalnızca orada olan kaza gibi olan olayı kastetmiyoruz. On yıllık bir perde gerisi var bu işin.

Daha eski olduğu yönünde görüşler de var.

Aslında Gladio ve Kontgerilla olgusu kapsamında çok daha eskilere dayandırılabilir ama, ben öyle düşünmüyorum.

Yani Susurluk aktörlerine ve olay örgülerine 10 yıllık geçmiş içinde karşılık bulabiliriz diyorsunuz. PKK'yla mücadelenin başladığı tarihler de aşağı yukarı buna yakın. Peki kopma nerede başladı?

Başkaları ne düşünür bilemem ama Susurluk'un ortaya çıkışından sonra Ağar-Eymür kavgası tanımları yapanlar oldu. Bence Ağar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hizmet etmiş en önemli üç kişiden biridir. Şahsen kendisini tanımam, hiçbir yerde temasım olmadı. Olması da mümkün değil, öyle bir teması da arzulamam.

Neden? Bir araştırmacı ve yazar olarak temas kuramaz mıydınız kendisiyle?

Ama ben romancıyım, benim işim o değil. Susurluk'u araştırmak da benim işim değil esasında. Şahsi kanaatimi söylüyorum. PKK'yla mücadele konusunda Mehmet Ağar ülkesine çok büyük hizmetler yapmıştır. Hataları, eksikleri, yanlışları olmuştur. Onlar beni alakadar etmez. Onları tarih değerlendirecek, benim işim o değil.

Son olarak özgeçmişinizi alabilir miyiz?

Ben 1954 Samsun Bafra doğumluyum. 1973 yılında Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne girdim. 1975 yılında tutuklandım ve cezaevine girdim. 1986 yılında tahliye oldum. Ondan sonra Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'ne girdim. Okulu bitirdikten sonra ticaretle ilgilenmeye başladım.

Yazmaya devam edeceğim. Dediğim gibi zor yazıyorum, ama yine de projelerimi hayata geçireceğim.

Malki'nin bir lirası kaybolmadı

Siz Bursa'da yaşıyorsunuz. Bursa'da bir dönem büyük yankı yapmış bir cinayet işlendi. Nesim Malki cinayeti... Malki güçlü bir Musevi. Dünyadaki tüm Yahudiler'in bir şekilde İsrail devletine hizmet ettiği bilinir. Malki cinayetinin ortaya çıkarılmasında MOSSAD'ın bir rolü var mıydı sizce?

Cinayetin çözülmesinde mutlaka bir rolü olmuştur MOSSAD'ın. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun MOSSAD bir Yahudi'nin başına bir iş gelirse onu araştırır. Bir sonuca bağlar. Ve devlet olmak böyle olur zaten. Malki olayının aydınlanmasında MOSSAD'ın payı ve katkısı olmuştur.

Peki Malki'nin ölümünden sonraki para hareketini düşünürsek sizce MOSSAD bu parayla ilgilendi mi?

Bence Malki'nin bir lirası bile kaybolmamıştır. İnanıyorum ki İsrail Devleti adına MOSSAD gelip o paraların hepsini tahsil etmiştir. Nesim Malki kimden alacaklı idiyse bunu almışlardır.

MOSSAD, Münih Olimpiyatları'nda İsrailli atletlerin öldürülmesini organize eden Kara Eylül yönetici ve elemanlarını da teker teker ortadan kaldırmıştı. Museviler bu konularda neden bu kadar ısrarcılar?

İsrailliler başka türlü çalışamazlar. 3.5 milyon nüfusla 100 milyonluk Arap dünyası içinde kontrol sağlayamazlar. Taşınarak Ortadoğu'da kendilerine bir devlet kurdular, ayakta tutuyorlar. Hatta yayılıp genişliyorlar.




10 Mart 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED