T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Musikinin maden yataklarında

Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, kuruluşunun 25. yıl dönümünü pazar günü AKM'de verdiği muhteşem bir konserle kutladı. Koro ayrıca, musikimizin maden yataklarından derlenmiş görkemli bir de albüm hazırladı.

Klasik musikiyi korodan dinlemek, sanılanın aksine çoğu zaman pek de keyifli bir faaliyet değildir. Hele kulak ve repertuar zevki inceldikçe ayrıntılarla uğraşmaya başlar, çoğu kez müziğin ritmiyle eleştirel bir zihnin mücadalesi arasında gider gelirsiniz. Bundan dolayı, genelde bir koroya değil de soliste müptela olunur.

Solisti sesinden, yorumundan ya da yıllar içinde üslubundan tanıyabilirsiniz. Ama, bir koroyu solist gibi ayırt edebilmek, gözlerinizi kapattığınızda kimleri dinlediğinizi anlamak zordur hatta böyle bir şey istisnadır. Ama, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu hem musiki keyfi veren hem de yorumuyla bir solist gibi ayırd edilen bir topluluk olarak bu kuralların istisnası olmayı başarıyor. Sevdiğiniz bir solisti sesinden tanıdğınız gibi, bu koroyu da gözlerinizi kapatarak icrasından tanıyabilirsiniz. Çünkü "klasik koro", bir kar'ı, bir yürük semaiyi ya da bir nim türküyü aynı vakarla ve aynı disiplinle yorumluyor.

İsmiyle müsemma bir koro

Koroyu, musıkinin klasikleri arasına sokan, ayrıcalıklı kılan da işte bu abartısız, muhafazakar ve "klasik olanı klasik gibi okuma" becerisidir. Nevzat Atlığ'la başlayan bu yolculuk şimdi Ender Ergün'le devam ediyor ve Klasik Koro bugün 25. yaşını kutluyor. Pazar günü de bu münasebetle mutad konser mekanı olan AKM'de bir "demo konser" verdiler. Demo konser çünkü, klasik ve neo-klasik bestekarların seçme eserlerinden oluşan bir CD-albüm hazırlayan koro, Pazar günü bunların sadece bir saate sığdırılan bir özetini çıkardı. Bir "özel tanıtım konseri" olduğu baştan duyurulmuştu ama repertuar öyle özenle seçilmişti ki, bir değil beş saat de olsa kimsenin itiraz etmeye niyeti yoktu. Bu beğeni, konserin sonunda bir alkış rekoru ve iki bis olarak da tezahür etti zaten.

Kayıtsız kalmak imkansız

Bu son çalışma herkesi, "musikinin maden yatakları"nda görkemli bir gezintiye çıkarıyor. Evet, musikinin maden yatakları.... Meragalı Abdülkadir'den Üçüncü Selim'e, Itri'den Şevki Bey'e, Dede Efendi'den Haci Arif'e kadar klasik ve neo-klasik musikinin bütün zirveleri iki CD-kasetlik çalışmada bir araya getirilmiş. Ve ortaya sadece klasik müzik severlerin değil musikiyle uzaktan-yakından bir akrabalık bağı bulunan herkesin ilgisini çekecek bir çalışma çıkmış. Klasik ve ağır ama bu kültüre yabancı olanlar için bile sıkıcı değil... Hafız Post'un Rast yürük Semaisi "Gelse o şuh meclise" sine, Irti'nin Segah "Tuti-i mucize guyem"ine, Tabi'i Mustafa Efendi'nin Bayati "Gül yüzlülerin şevkine gel"ine ya da Dede Efendi'nin Rast şarkısı "Yine bir gülnihal"ine kim kayıtsız kalabilir?

Artık, musikinin "üvey evlat" olduğu dönemler geride kaldı. Musiki üvey evlat değil ama şimdi de musiki adına iyi, doğru ve değer ifade eden eserler ve icralar ortaya koyabilme meselesi var. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, bu iyi şeylerin lokomotifi olmayı başaran bir kurum. Eğer bu koro olmasaydı nelerin eksik kalacağı düşünülürse buranın önemi daha iyi anlaşılır. Klasik koro olmasaydı klasik hatta modern icranın bir ana çizgiye istinad etmesi mümkün olmaz, icra geleneğinin bir otorite ile hizalanması sağlanamazdı.

Geçiş taksimleri üzerine iki soru

Konser vesilesiyle geçiş taksimleri konusunda birkaç küçük soruyu da gündeme getirelim. Önce saz semaisi öncesi taksim konusu... Birçok korserde yapılıyor, bu konserde de yapıldı ve Dilhayat Kalfa'nın Evcara'sının önüne bir taksim konuldu. Saz Semaisi öncesinde ayrıca bir de geçiş taksimi gerekli midir? İkincisi, konser düzeni içinde taksimler kısa tutulmadıkları zaman ahenge zarar verebiliyor. Mesela, bu konserde de Nihavende geçişte yapılan taksim süre olarak idealdi ama diğer taksimler için bunu söylemek mümkün değildi. Albüm çalışmaları ayrı ancak, konser düzeninde taksimlerin maksadı hasıl edecek miktarda tutulmamaları daha doğru olmaz mı?

Son söz... Ender Ergün, Atlığ'dan devraldığı mirası zengileştireceğini apaçık gösteriyor. Bu zenginleştirme faaliyeti çok önemli zira, Klasik Koro bir kamu kuruluşu değil musikinin vakar ve bilgelik odağıdır. Ve klasik dönemden bugüne kadar bütün koordinatları belirgin tutmak gibi bir misyonu vardır.
Nice 25 yıllara...

Bilgi için tel: 0 212 243 61 65

 
Othello, 'Othello Kalesi'nde, sahnede William Shakespeare'in ünlü tiyatro eseri Othello, yıllar sonra olayın geçtiği Kıbrıs'daki "Othello Kalesi"nde seyirci karşısına çıktı.
'Hıristiyan kıyametçiliği' ve..
Fundamentalist kavramı medyanın da sık tekrarları nedeniyle neredeyse sadece İslam Fundamentalizmi olarak algılanır. Oysa bu kavramı ilk kendileri için kullananlar ABD'deki Hıristiyanlardır. Yeniçağ dindarlıklarının belki de en ilginç ve en garip biçimini teşkil eden Hıristiyan fundemantalizmi hakkında Türk efkar-ı umumiyesi son derece kısıtlı bilgilere sahip.
Güncel kitaplarla dikkat çeken Kim Yayınları, geçtiğimiz günlerde bu bilgi eksikliğini kapatmaya namzet bir kitap yayınlandı: "Tanrıyı Kıyamete Zorlamak: Armagedon, Hıristiyan Kıyametçiliği ve İsrail." Kitabın yazarı Amerikalı ünlü gazeteci Grace Hallsell.
Adı insanda bir ürpermeye neden kitapta Hallsell, Amerikan evanjelik geleneğinin sahip olduğu Kudüs, İsrail ve kıyamet senaryolarına ilişkin inançlar ile gerek Amerikan sağı gerek İsrail aşırı sağı gerekse de ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik dış politikası arasındaki yakınlaşmalar, tuhaf kesişmeler ve menfaat ortaklıkları inceleniyor. Böylece Amerikan Yahudileri ile Hıristiyan siyonizminin ABD seçimlerinde yüklendikleri aktif roller, Filistin'de bir İsrail devletinin kurulması, yaşatılması, güçlendirilmesi konularına Hıristiyan sağın verdiği mali destekler çarpıcı bir biçimde ve sade bir üslupla gözler önüne seriliyor. İçerdiği küçük lügatçeyle konuyu anlamada okura kolaylık sağlayan kitap, 11 Eylül sonrasında uluslararası düzendeki değişiklikleri daha sağlıklı değerlendirmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir okuma sağlıyor.
Kim Yayınları / Tel: 0 312 418 65 70
Ömer Kerimoğlu
9 Nisan 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED