|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
WASHINGTON- Başbakan Bülent Ecevit'i Amerikan başkentine taşıyan özel uçağın Andrews Hava Üssü'ne indiği saatlerde, ben de, THY'nin tarifeli seferiyle yollardaydım. Sağolsun, başbakanlık, Yeni Şafak adına beni de dâvet etti, uçakta yerimi de ayırdı; ancak ben kendi başıma yola düşmeyi yeğledim. İyi de yapmışım: Özel uçakla gelip askeri üsse inenler "Değişen bir şey yok" sanırken, New York'tan United ile Washington'a giden bizler, üzerimiz ve çantalarımız arandıktan, pabuçlarımız kontrol edildikten sonra uçakta yerimizi alabildik. Başbakan Bülent Ecevit 11 Eylül'ün etkisi altındaki Amerika'ya geldiğinin farkında. Farkında olduğunu, kalabalık heyeti arasına Diyanet işleri başkanını alarak, el yazması nâdide bir Kur'an-ı Kerim nüshasının tıpkı-basımını hediye paketine yerleştirerek gösterdi. Yarın (bugün) Beyaz Saray'da Başkan George W. Bush ile görüşürken, Ecevit, Türkiye'nin dünyada ve İslâm coğrafyasında 'kendine özgü' bir yeri bulunduğunu vurgulayacak. Amerikan tarafı da böylesine bir vurguyu beklediğinin işaretlerini veriyor. 1995 yılında, Tansu Çiller'le buraya geldiğimizde, Beyaz Saray adına verilen bir basını bilgilendirme brifingine katılmıştım. Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi görevlisi bir bayan subay, "Ayrılıkçı terörle mücadele nasıl yapılır?" sorusuna kendi cevaplarını açıklamıştı. Amerikalılar brifinglerde açık sözlü oluyorlar. ABD'ye göre, demokratik bir ülkede hak silâhla aranmazdı, aranmamalıydı; PKK'nın silâhları bırakmasından sonra kimliğe dönük talepler siyasi sistem içerisinde ifade edilmeli ve demokrasinin sınırları tecavüz edilmeyerek soruna çözüm aranmalıydı. O brifingde duyduklarım, ABD'nin Türkiye politikasına dair tahlillerime yıllar boyu zemin oluşturdu. Yanılmadığımı sanıyorum. Bu defa da, Ecevit'in gelişinden bir gün önce, yine bir brifing verildi. Ulusal Güvenlik Konseyi'nin başındaki Bn. Condoleezza Rice şahsen bilgilendirdi Washington'da yerleşik Türk gazetecileri. Daha önceki brifingler 'yazılmaması kaydıyla' ya da 'ad anılmadan' verilirken, Rice'ın anlattıkları Beyaz Saray tarafından herkese duyuruldu. Sanıldığının aksine, Beyaz Saray'da kapalı kapılar ardında konuşulacak konular çevre ülkelerle veya askeri işbirliğiyle fazla ilgili olmayacak. Bu Kıbrıs ve Irak sözcüklerinin hiç geçmeyeceği anlamına gelmiyor elbette; ancak ABD'nin konuğuna altını çizerek vurgulayacağı iki önemli konu var: Ekonomik reformlar ve Türkiye'nin siyasi sistemi... Bn. Rice'ın sözleri çok açık: Türkiye ekonomik alanda sistemini elden geçirmeye devam ettiği sürece, ABD'nin teşvikiyle IMF'den gereken desteği bulacak. Rice, "Reformlar ve kaynak aktarımı birbirine bağlı" bile demiş... Amerika'nın Türkiye'den bir beklentisi de şu: "Radikal İslâm karşısında bir modele dönüşmesi..." Brifingde söylenenler Ecevit'in Bush'un ağzından duyacaklarının da bir özeti: "Biz Türkiye'nin ekonomisini iyileştirmesini, hayat standardını yükseltmesini, Yunanistan'la ilişkilerini geliştirmesini, eğitim sistemini kaliteli hale getirmesini, teknolojide ileri gitmesini, modern ve ılımlı bir İslâm ülkesi haline dönüşerek başarılı olmasını istiyoruz." Şahsen tanıklık ettiğim 1995 deneyiminden hareketle bir tespitim olacak: Türkiye'yi yönetenler mesajları algılamada çoğu kez zorluk çekiyorlar. Tansu Çiller Washington'da kendisine iletilen mesajı tam algılayabilseydi 1995 sonrası Türkiye'de çok daha sâkin geçebilirdi. 'Ilımlı bir İslâm ülkesine dönüşme' ve 'ekonomik reformlar yapma' beklentilerini, Bülent Ecevit, bugüne kadar yapılanlardan ibaret sanırsa, bu vahim hatasının ceremesini hepimiz çekeriz. Başbakan Ecevit, Türkiye'nin, ekonomik açıdan, ABD'nin eline baktığı bir dönemde Washington'a geldi. ABD 11 Eylül sendromu etkisinden henüz kurtulmuş değil. Beyaz Saray'daki görüşme sırasında taraflar iyi bir iletişim kurabilirlerse, bunun sonucu, yalnızca ekonomik açıdan olumlu açılımlar getirmekle kalmayacak, Türkiye'yi daha yaşanılır da kılabilecek. Bunun tersinin de pekâlâ mümkün olduğunu ise hiç unutmamak gerekiyor. Bu ziyaret, akıllıca ve akılsızca kullanılma durumuna göre, Türkiye için olumlu veya olumsuz ama mutlaka önemli sonuçlar doğuracak...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |