|
|
Geçtiğimiz bir yılın öyküsü
"Sevinç Çokum, Fatma K. Barbarosoğlu, Cihan Aktaş, Müge İplikçi Türkçe peteğinin kraliçe arıları olarak öykü çiçeklerinde gezindiler yine."
Fadime Özkan
2001 yılında 45 öykücünün yeni yayımlanan 46 öykü kitabına erişebildim. Zeki Bulduk; Giovanni Scognamillo; Nail Kırmızıgül; M.Sadık Aslankara; Nihat Ziyalan; Murat Saraçoğlu; Nemika Tuğcu; İnci Asena; Habib Bektaş; Gaye Boralıoğlu; Gönül Kıvılcım; Saliha Yadiğar; Kenan Biberci; Ali Tokul; Ömer Ayhan; Yücel Balku; Murat Sohtirik; Aylin Süer; Selvigül K. Şahin; Mihriban İnan; Recep Ş. Güngör; Ahmet Sait Akçay 1., Kamil Yeşil; Nalan Barbarosoğlu; Yekta Kopan 2., Müge İplikçi; Şebnem İşigüzel; Uğur Özakıncı; Faruk Duman; Fatma Gürel; Fatma K. Barbarosoğlu 3., Vüs'at O. Bener; Ayla Kutlu; Demir Özlü; Erdal Öz; Hakan Şenocak; Suzan Samancı 4., Cihan Aktaş; Ahmet Önel 6., Cemil Kavukçu 7., Sevinç Çokum; Orhan Duru 8., Ali Haydar Haksal 10., Mustafa Kutlu 11., Muzaffer Buyrukçu 17. öykü kitaplarını yayımladılar. 90 kuşağının kurgusallığı belirgin
Nicelik açısından durum bu ve bu rakamlar bir önceki yılınkiyle yaklaşık olarak aynı. Nitelik açısında baktığımız ise 90 kuşağına mahsus "kurgusallık" eğiliminin 2001 yılında daha da belirgileştirildiğini görüyoruz. Ustalara gelince: Mustafa Kutlu, Uzun Hikâye'sinden sonra Beyhude Ömrüm'üyle yerli öykücülüğün manivelâsını elinde tuttuğunu gösterdi. Vüs'at O. Bener ustamız, ilerleyen yaşına rağmen gençlerinkine taş çıkartan diri ve dinç bir zihinle hayatın nabzını tutmaya devam etti. Orhan Duru, zamanımızın kimlik, bilinç, değer, maddi ve manevi kıymetler karmaşasında anlamsızlaşan hayat" anlamların kaydını tutmayı sürdürüdü. Sevin Çokum, Fatma K. Barbaroğlu, Cihan Aktaş, Müge İplikçi Türkçe peteğinin kraliçe arıları olarak öykü çiçeklerinde gezindiler yine. Erdal Öz, Demir Özlü, Cemil Kavukçu, A. H. Haksal ve Muzaffer Buyrukçu bilginiz gibi... İsim vermek gerekirse, başarılı ve başarısız bulduğunuz kalemler ve eserleri nelerdi? Başarılı ya da başarısız mührünü kullanmayalım isterseniz. Yargım şudur ki, eline kalemi alan her yazar bir iddia sahibidir ve gönül ister ki o yazar daha ilk kitabında iddiasını büyük oranda kazansın. Bunu derken, ilk kitaplarını yayımlayanlardan Yücel Balku, Mihriban İnan, Ömer Ayhan ve Gaye Boralıoğlu'nun mevcut çıta seviyesini aştıklarını da saklamayalım isterseniz. Bu ürünler edebiyat ortamında nasıl karşılandı sizce? Aldıkları yankı yeterli miydi? Sanatsal bir çaba için gösterilebilecek her olumlu tutum yetersizdir. Bu, sanat eserinin zamana ve birikime bağlı farklı yorumlanma niteliğinden kaynaklandığı gibi, değerinin aşkın bir nitelik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Sorunuzu, "haklarında yazılanlar yeterli miydi?" şeklinde aldığımızda ise onu ürkek-kaçak bir "evet"le tamamlayabiliriz. Daha çok, tanıtma, gösterme, işaretleme kabilinden birçok yazı yazıldı kuşkusuz ama derinlemesine bir çözümleme için beklemek gerekiyor. 'Öykü dünyası'nda yıl içinde sizi en fazla heyecanlandıran ve hayal kırıklığına uğratan şey ne oldu? Beyhude Ömrüm (M. Kutlu) Sükut Ayyuka Çıka (Y. Balku), Senin Hikâyen (F.K. Barbarosoğlu) ve Suskunun Gölgesinde (S. Samancı)'nin yayımlarıyla, Ahmet Kekeç'in deyim yerindeyse ölü doğmuş öykü kitabını diriltmesi beni sevindirmiştir. Ahmet Kekeç, benim kuşağımdan ve onunla aynı edebi poker masasındayız. Erken kalktı ve oyunumuzu bozdu diye üzüldüm yıllardır. Şimdi, "Son İyi Şeyler" yeniden tahakkuk etti; seviniyorum. Dergiler ortamı canlı tuttular
Dergâh, Hece, Adam Öykü, Üçüncü Öyküler, E, Kırklar, Atlılar, Ay Vakti, Yitik Düşler, Virgül, Varlık dergileri öyküler, öykü eleştirileri, öykücülerle konuşmalar yayımlayarak öykü ortamını canlı tuttular. Selçuk Orhan ve Necati Mert öykü eleştirilerileri yazmaya iyiden iyiye ısındılar. Kamil Yeşil, Türkiye Yazarlar Birliği Öykü Ödülü'nü, Murat Gülsoy, Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandılar. İthaki, çeviri öyküde kutlanası bir performansı gösterdi: Poe (tüm öyküleri), Bierce, Wells ve Eliade'ı dilimize taşıdı. İş Bankası Yayınları Saramago ile Kipling'i, Bilge Kültür Sanat, H.E. Bates'in Kısa Öykü'sünü Türkçeye kazandırdılar. İş Bankası Yayınları Tahsin Yücel Kitabı ile Adalet Ağaoğlu kitabını, Nehir Yayınları Mustafa Kutlu Kitabı'nı okura sundurlar. Bunlar Türk öykücülüğü adına güzel kazançlardı.
Türk öyküsü, prestijini 2002'de de koruyacak
"Başkalarıyla beslenmekten daha özgün, daha kendince bir şey olamaz. Ama sindirmek gerekir onları. Aslan, sindirilmiş koyundan yapılmıştır." der ValÈry. Öykünün genç yazarlarından bu beklenmeli ilkin; Attar'dan Nabi-zâde'ye, ondan Tanpınar'a, Orhan Kemal'e, Tarık Buğra'ya, Orhan Duru'ya, Mustafa Kutlu'ya, Selim İleri'ye, Kamil Yeşil'e köprüler kuracak oranda bir birikimi edinmeliler ama sonuçta kendi öykülerini yazmalılar. Okurun beklentisi açısından tedirgin edici bir duruma hükmetmemeli. Artık kitap bile lüks tüketim malları arasına giriyor ama iyi okur her zaman var olacak, en ağır ekonomik koşullarda bile, "has bilginin maliyeti yüksektir" anlayışıyla kitap okumaya devam edecektir. Yarınımız belirsiz ama okurlar ve yazarlar umutlarının aydınlığında yollarına devam edecekler; Türk öykücülüğü de son yıllarda kazandığı prestiji koruyarak yoluna devam edecek inşallah.
|
|
|