T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kaynaklar bankalara

Bu hükûmet, Bankalar Kanunu'nu tam 4 defa değiştirdi. Her defasında, müzakereler ve oylama, yangından mal kaçırır gibi gerçekleştirildi.

Malî sektörde o kadar büyük bir rahatsızlık var ki, düzenlemeler derde deva olmadı. Olmuyor.

Sorumlular

Bankaların bünyesinin böylesine zayıflamasında birkaç faktör birden rol oynadı.

Yaşanan ekonomik krizler ve büyük çaptaki devalüasyon, kur çıpasına güvenen bankaları açıkta bıraktı. Dışardan borçlanarak devlet kâğıdı alanlar, kur-faiz makasından yararlanıp, önemli kârlar elde etmeyi düşünürken, beklenmeyen devalüasyon yüzünden açık pozisyona düştüler. Devlet kâğıdının yabancı parayla değeri en az yarı yarıya azaldı. Sermayeleri aşındı; nefesleri kesildi.

Burada sorumluluk, hem ekonomi kurmaylarına, hem de yüksek kâr beklentisiyle sürekli borçlanıp parasını devlet kâğıdına yatırana ait.

Bir de, kendi şirketlerine veyahut paravan şirketlere, halkın mevduatını aktaranlar var. Burada, kişisel sorumluluk, birçok yönetici ve patron açısından, Bankalar Kanunu'nun 22'nci maddesine göre, zimmet suçundan hesap verme neticesini doğurdu. Onlar sadece, hatalı ekonomik tercihlerin ve devalüasyonun kurbanı değil. Onlarınki düpedüz hortum. Tutmuşlar kendi şirketlerine -limitleri aşarak- doğrudan veyahut dolaylı yollarla kaynak aktarmışlar. Şimdi, yargılanıyorlar.

Kamu vicdanı rahat etsin isteniyorsa, son çıkan, Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanun'dan, kendi şirketlerine, ölçünün dışında kaynak pompalayanlar yararlandırılmasın. Bir başka ifadeyle, Bankalar Kanunu'nun 14/4'üne göre el konulacak durumda bulunanlara kol kanat gerilmesin.

Meclis Araştırma Komisyonu

Ama hiçbir şey berrak değil. Müzakereler sırasında, Saadet Partili Cevat Ayhan'ın güzel bir teklifi olmuştu: "Bankaların batışı ile ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kuralım. Kimin ne sorumluluğu var? Bankalar Yeminli Murakıpları, raporlarını ne zaman vermişler, hangi hükûmet uygulamamış? Bu anlaşılsın."

Malî sektör, hem ekonominin raydan çıkması, hem de özel ve kamu bankalarının içinin boşaltılması yüzünden zaafa düştü.

Bu sebebten dolayı, bugüne kadar 20 milyar dolarlık bir kaynak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen 19 bankaya aktarıldı. Kamu bankalarını sağlığa kavuşturmak için de, 8.4 katrilyon liralık kâğıt, görev zararlarını kapatmak maksadıyla verildi. Oysa kamu bankaları, bu batak duruma sadece görev zararı yüzünden de düşmediler.

Bir araştırma komisyonu kurulsa ve sorumlular ortaya çıksa, herkes zordaki bankaların desteklenmesine daha büyük bir gönül rahatlığı ile razı olacaktır.

Emlâk Bankası

Geçen hafta, yazımızda, Emlâk Bankası Bahçeşehir örneğini verdik. Emlâk Bankası 500 milyon dolar bu projeden zarar etmiştir. Buna mukabil işbirliği yaptığı Nurol ve Mesa isimli taahhüt şirketleri, dimdik ayakta duruyor. Diğer ortak Süzer'in ise, bankası batmış (Kentbank devlete devredilmiş) ama kendisinin, koskoca Ritz Carlton'un bulunduğu Gökkafes isimli gökdelen de dahil, servetine halel gelmemiştir.

* * *

Bugün bir başka olayı anlatacağım. Raks firmasının, eski teknoloji kullandığı için, fabrikası zor durumda kalıyor. Emlâk Bankası'nın da içinde bulunduğu çok sayıda bankadan kredi vadesinin uzatılmasını, ek kredi ve taksitlendirme gibi kolaylıklar istiyor.

Karşılıklar Kararnamesi'ne göre, zorda olan şirketlere, devlet, zaten bir imkân tanımış: Teminatları gözden geçirip, aşınan meblağı takviye ettikten sonra, borcun % 15'i ödendiği takdirde, alacağı, 5 yıla kadar taksitlendirmek mümkün.

Raks şirketi, Emlâk Bankası'na gittiğinde, 52 milyon dolarlık borcunun vadesinin uzatılmasını talep ediyor. MHP'li bakan Sadi Somuncuoğlu, Karşılıklar Kararnamesi'ne uygun bir düzenleme yapılabileceğini söylüyor. Ama Raks, daha farklı şartlar talep ediyor. Diğer bankalarla anlaşıyor. Emlâk Bankası o anlaşmaya uymayacağını söyleyince, pişmiş aşa su katılmaması için, şu ara formül bulunuyor: Emlâk Bankası, diğer 17 bankayla imzalanan protokole katılmış gibi görünüyor ama, Raks ile özel ve gizli bir protokol imzalıyor. Bu gizli protokole göre, Raks firması, Emlâk Bankası ile ilişkilerini, Karşılıklar Kararnamesi'ndeki şartlara uymak suretiyle, tanzim ediyor.

Sadi Somuncuoğlu direniyor ve Raks, devletin menfaatine uygun, yeniden yapılandırma planını benimsiyor.

Buna mukabil o tarihte Anaplı Yüksel Yalova'ya bağlı olan Vakıflar Bankası'ndan 30 milyon dolar ilâve kredi kullanıyor. Bile bile lâdes. 30 milyon dolar da buharlaşıp uçuyor.

Dönemin Emlâk Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, "Raks'ın teknolojisini yenilemesi için, en az 90-100 milyon dolara ihtiyacı vardı. 30 milyon dolar çözüm değildi; bu husus biliniyordu ama, gene de kamu kaynağı maalesef söz konusu şirkete verildi. Devletin zirvesinden en hatırlı kişiler aracı oldular. Biz direndik; direnemeyenler ise, kamuyu zarara soktu..." diyor.

Somuncuoğlu, bütün bu bilgiler "ticari sır" kapsamına girdiği için, o tarihte açıklayamadığını, şu anda Emlâk Bankası'nın kapanması sebebiyle, gerçeklerin anlatılmasında bir beis görmediğini belirtiyor.

Halk Bankası

Cumhurbaşkanı'nın Emlâk Bankası gibi, Halk Bankası'nın da üzerine gideceği umudunu taşıyoruz. Malûm Hüsamettin Özkan hakkında, DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e gönderdiği bir suç duyurusu var. Bu suç duyurusu Meclis'e intikal etti mi? Ettiyse, Başkan Ömer İzgi ne yaptı?

Halk Bankası kaynakları da tıpkı Emlâk Bankası gibi, hesapsızca kullanıldı. Birçok kredinin vadesi -teminatlar yenilenmeden, borcun hiç değilse bir kısmı geri ödenmeden- uzatıldı; kredi hacmi genişletildi.

Meclis'te Hüsamettin Özkan'a benzer soruları sorduğumuzda "Dönemimde yeni kredi açılmadı" demekle yetindi. Ama asıl sorun, eskilerin vadesinin uzatılması, şartlarının iyileştirilmesi, ilâve ödenen paralarla kredi hacminin büyümesi ve böylece, donuklaşmış kredi yükünün ağırlaşmasından kaynaklanıyor.

Teferruata girilemiyor. Cevap hazır: "Ticari sır; konuşamam. Belge ve bilgi veremem."

Siyasetçilerin rolü

Türkiye'de malî sektörün bu hale gelmesinde siyasetçiler çok önemli bir rol oynadılar. Bankaları yanlış kişilere verdiler. Raporları işleme koymadılar. Kamu bankalarından hesapsızca kaynak aktardılar.

Ekonomi çöktü, hesap veren iki bürokrat oldu. Ekonomiden sorumlu bakan Recep Önal dahi, halâ koltuğunu muhafaza edebiliyor.

* * *

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun raporunda 2001 yılının ilk çeyreğinde, 3.1 milyar doların, ikinci çeyreğinde 6.4 milyar doların, üçüncü çeyreğinde ise 1.1 milyar doların (9 ayda toplam 10.6 milyar doların) ülkemizi terk ettiği anlatılıyor.

IMF'den 10 milyar dolar bekliyoruz. Boynumuz bükük. Ama kötü yönetilen bir ekonomi yüzünden 10 milyar dolar, 9 ay içinde yurt dışına kaçmış gitmiş.

Halâ aynı iktidar iş başında. Halk işte bu yüzden, daha beter bunalıyor.

Vatandaşa sorsanız, "Cumhurbaşkanı bu kanunu veto etmeli" diyecek.

1) Hiç değilse denetim ve sorumluluk ile ilgili maddeler yeniden gözden geçirilmeli. Sayıştay'ın özerk kurullar üzerindeki denetimi sürmeli; ayrıca malî yapılandırmada görev alacak yetkililer, kasıt ve ağır kusur halleri görüldüğünde, mutlaka, yargıya hesap vermeli.

2) Bunun yanısıra, bankalarının kaynaklarını, kendi şirketlerine aktarıp zor duruma düşenlere destek verilse bile, hâkim sermayedar kişi Bankalar Kanunu'na göre, zimmet iddiasıyla (kendisine tevdi edilen kaynakları emniyeti suistimal ederek, menfaatine hizmet edecek şekilde kullandığı için) yargılanmalı. Hâkim sermayedar grubu olmayan bir banka söz konusuysa, yöneticiler, kaynakları belirli holdinglere peşkeş çektikleri için, hesap vermeli.

3) Yardım edilecek bankalar ve sermaye yeterlilik rasyoları kamuoyuna açıklanmalı.

4) Verilen desteğe karşılık, sadece banka hisseleri değil, aynı sermaye grubuna ait diğer şirketlerin hisseleri de teminat olarak alınmalı.

5) 5 rasyodan yüksek olanlara verilecek kredinin faizi düşük tutulmamalı ve piyasa tarafından belirlenmeli.

Bu hususlara dikkat edilmezse, bir kaç aileye veya holdinge servet transferi yapılmış olur ki, açlıkla boğuşan halkın tepkisi daha da büyür.


16 Ocak 2002
Çarşamba
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED