T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Bir şampiyonun kaçışı...

Gürcistan'dan Türkiye'ye gelişinde, zamanın Bakanlarından Refaiddin Şahin ile Boks Federasyonu Başkanı Caner Doğaneli başrolü oynamıştı. Büyük bir sporcuydu ve Türkiye'ye büyük Şampiyonluklar kazandıracaktı.

Öyle de oldu.

Evet, bahsettiğim sporcu boksör Ramazan Palyani'den başkası değil...

Rusya'da yapılan Avrupa Şampiyonası'nda neden kadroda olmadığını sorduğumda "Gürcistan'a kaçtı" lafını duyunca, adeta başımdan kaynar sular döküldü...

Büyük ümitlerle Türkiye'ye gelip, ülkemize 57 kiloda bir Dünya Şampiyonluğu'nun yanısıra, Avrupa ve Akdeniz Oyunları birinciliği elde etti. Gittiği her turnuvada, rakiplerine ringi dar etti. Hem de Ay Yıldızlı forma altında. Yani, Ramazan Palyani, Türkiye'ye geldikten sonra, hem ülkemiz, hem de kendisi, başarıdan başarıya hep koştu.

Sonra...

Bu büyük şampiyonu kaderi ile baş başa bıraktık. Polis Akademisi'nden aldığı 350 milyonluk maaşla geçinmesini istedik. Evi bakımsızdı. Üstelik, çevredeki bakkal ve manav borçlanmıştı. Borçlarını ödemek için çalmadık kapı bırakmadı. Ama, her seferinde kapılar yüzüne kapanmıştı. Başarıyı yakalamak için iyi beslenmesi gerekiyordu. Bunlar için de para lazımdı. Ramazan borç, harçla başarıyı yakalamıştı. Ancak, esas rakibi yalnızlıktı.

Caner Doğaneli, Ramazan'a her seferinde desteğini vermiş, ama tek "tabanca" kalmıştı. Destek vermesi gerekenler sahaya inmeyip, hep tribünde oturup, "ahkam" kesmeyi uygun bulmuştu.

Sonunda...

Ramazan Palyani, bohçasını topladığı gibi Gürcistan'a gitti. Tribündekilerin etekleri zil çalıyordu.

Şimdi, durup dururken bunları ne için yazdığıma geleceğim.

Rusya'da yapılan 34'ncü Avrupa Şampiyonası'nda boksörlerimizden başarı haberi gelmemişti. Oysa, son dönemlerde boksörlerimizin başarılarına O kadar alışmıştık ki...

Anlaşılan yılların boks adamı Caner Doğaneli de sonunda pes etmiş ve Türkiye'ye hep başarı getiren bu spor dalı ile uğraşmayı bir kenara bırakmıştı. O da tıpkı Ramazan Palyani gibi "yalnız" kalmıştı.

Caner Doğaneli ile henüz karşılıklı gelip, bu sorunları konuşamadım. Ancak, yakın dostları Türk boksuna defalarca büyük hizmetler sunan Doğaneli'nin önümüzdeki seçimlerde, artık Federasyon Başkanlığı'na adaylığını koymayacağını söylüyorlar.

İşte, bu sözleri duyunca, yüreğim sızladı.

Zira, Türk boksunun yerlerde süründüğü dönemlerde kolları sıvayıp, bu işe kalkan Caner Doğaneli'nin yakaladığı başarı oranı yükseldikçe, ayağından çekenlerin çok olduğunu biliyordum.

Bu görüntüye, Spor Teşkilatı'mızın başındakilerin de "çanak" tuttuğuna şahidim...

Çünkü, "rüyalarında" göremeyecekleri başarıyı Caner Doğaneli Federasyonu gerçekleştirmişti.

Şimdilerde, hem Teşkilat, hem de boksu sevdiğini söyleyip, devamlı olarak saçma sapan gözlerle başarılı insanları karalamaya çalışanlar, rahat edebilirler. Bu görüntülerini de, yakınlarında bulunan "kına" dükkanlarına giderek tamamlayabilirler.

Artık, bugüne kadar hep "başarısızlıklarla" eşdeğer olan görüntülerini sergileyebilirler.

Hem de, aldıkları "kınaları" müsait yerlerine sürerek.


28 Temmuz 2002
Pazar
 
GÜRAY SOYSAL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED