T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sadri Alışık'ın ve Avni Anıl'ın eşliğinde bir tatil

Ben evimden uzakta tatil yaparken, yanımda kitap ve müzik kaseti götürürüm..

Önce denizde başlayıp, sonra Bodrum'da devam eden bu son tatilimde, tabiî ki bol bol kitap okudum.

Ama, beraberimde götürdüğüm üç tane ses kaseti, benim özellikle gecelerimi doldurdu, renklendirdi..

Bu kasetleri, sanatçı arkadaşım Zeki Çetin vermişti bana İstanbul'da..

Zeki Çetin'in Maltepe'deki lokalinde, haziran ayının 6'sında, "Avni Anıl Gecesi" vardı.. O gece, İnci Çayırlı'nın, Adnan Mungan'ın ve Mithat Özyılmazel'in de yorumcu olarak katıldığı bir "Avni Anıl Besteleri" olayı yaşanmıştı..

Ben, gecenin başında bulunabildim.. Sonra bir televizyonun canlı yayın tartışmasına katılmak için, erken ayrılmak zorunda kalmıştım..

Zeki Çetin gecenin tamamını ses bantına kaydetmiş.. Ben de, işte bu bantlarla tatile çıktım..

Ve sonunda bir şarkı, bana yine İstanbul'u getirdi.. Bodrum mehtabında, İstanbul'u ve İstanbul mehtabını, hep o şarkıyı dinleyerek yaşadım..

Bir "Ankara'lı"ya anlattım..

Şöyle dedi..

-Siz İstanbul'lular talihlisiniz.. Ankara'da mehtap yoktur.. Ankara'da ay vardır.. Mehtap, sadece İstanbul'da bulunur!..

Gelelim söz konusu şarkıya..

O gece, İnci Çayırlı'nın Avni Anıl'la birlikte seslendirdikleri şarkının güftesi, merhum sanatçı Sadri Alışık'ın..

Belki sizler daha önce okumuş veya duymuşsunuzdur Sadri Alışık'ın "İstanbul"unu..

Bilmeyenler için ben aktarayım..

Keşke mümkün olsa ve bu yazıyla birlikte, size Avni Anıl'ın bestesini, İnci Çayırlı'dan dinletebilseydim de..

İşte İstanbul!..
"Bu benim dünyaya ilk gelişim.
Yıkarak saltanatını koca Fatih'in
Kundakla kefen arasında bir gün
İstanbul, İstanbul deyişim..
Merhaba Kız Kulesi, merhaba
Eyüp Sultan
Kanlıca, Şehremini merhaba..
Bir İstanbul istiyor eski
çocukluğumdan
Ekşi bozalı arnavut kaldırımları
lapa lapa
Yüşâ'dan mı okunur bu ezanlar
Hırka-i Şerif'ten mi?
Komşularımız kaptanlar, malta
taşlı ikindilerden kalan
Hâlâ o beyaz gergeflerden mi?
Bir tarihi gömmüşler
Karacaahmet'in ve Üsküdar'ın
Ve mercan terliklerinde unutulan
çarşaflı kadınlar
Sanki Dûyûn-ı Umumiye'den
kalma faytonlar
Bak.. Bak hâlâ bir sonbahar
Acıbadem'de
Cuma selamlıklarından beri
Saraylılar..
Merhaba Beylerbeyi, merhaba
Sultan Selim
Merhaba iki gözüm İstanbul'um
merhaba..
Aşı boyası sokaklarında ne
mevsimler eskimiş..
Sakalsız saçlar
kestirdiğim inci
boncuklu
berber dükkanları
Kapalıçarşı, bakırcılar
Lacivert mayıslarda
köprü altları
Ve Boğaziçi'nde
Şirket-i Hayriye
duman duman
Nerdesin o İstanbul
nerdesin?
Hani çıkrık seslerinde
mehtapları dinlediğim
Mediha teyzelerin
leylak bahçeleri
Hani büyükbabamın
bitmeyen Kuvayi
Milliye hikayeleri
Hani tahta tekerlekli
süslü arabalarım
Hani bayram
yerlerinde
unutulan âsûde çocukluğum
Gene bir başka İstanbul'du
kafesli ıtırlarıyla bir sabah
Beyaz başörtülerin lavanta
çiçekli öğleden
sonralarında ıslanan
Açılır kapanır iskemlelerinde
Uzun Çarşı'nın
İstanbul'u taşırdı bakır sînîler
Sultanîyegâh'tan bir Hıdırellez
mesîresi
Sessiz sadakat şarkıları söylerdi
Haliç vapurlarında söz kesilmiş
tazeler
Hey yavrum hey
Burunbahçe Dalyanı'ndan
İstanbul'u çekerlerdi denizden
Hiç ıslatmadan..
Kaç bayram mendili geçmişti
elimden çeyiz sandıklarının
Bütün uykularımı koynuma alıp
uyurdum İstanbul."

ŞAKA

Evlilik aşkı bitirir mi?

Milliyet'in manşetine göre, Hüsamettin Özkan "Kemal Derviş'le nikah kıydık" demiş..
Şimdi sorular var gündemde..
-Acaba kız tarafı kim, erkek tarafı kim?
-Acaba bu nikah, boşanması olmayan Katolik nikahı mı, yoksa dandik Las Vegas nikahı mı?

GÜREL ÇİFTİNE HAKSIZLIK

Eşi ile birlikte sosyal yaşam ayıp mı?

Ecevit'in yeni sağ kolu Şükrü Sina Gürel, İstanbul'da basın toplantısı yapmış..

Gürel'in neler söylediği ve bu söylediklerinin ne kadar gerçekleri yansıttığı ayrı bir konu..

Ama Hürriyet, Şükrü Sina Gürel'in basın toplantısında, yanına eşi Zeliha Gürel'i oturtmasına takılmış..

"İkinci Rahşan Hanım Vakası" diye manşete, Gürel ve eşinin fotoğraflarını koymuş..

Şimdi elimizi vicdanımıza koyup, biraz aklımızı ve belleğimizi çalıştıralım..

Hepimiz "Kadın"ın da, erkeğin yanında toplumsal yaşama katılmasından yana değil miyiz?

Karısını, kızını eve kapatıp, kendisi ortalarda esip savuran erkek modeli mi aradığımız şey?

Doğan şirketlerinin veya Vakfı'nın törenlerinde, açılışlarında Aydın Doğan'ın eşi Sema Doğan'ın pasta kesmesi, ödül vermesi, modern ve uygur yaşamın bir parçası olarak algılanmıyor mu?

Rahşan-Bülent Ecevit çiftinin veya Şükrü Sina Gürel'in şu andaki siyasal tutumları, bazılarımıza ters gelebilir..

Ama bir erkeğin, toplumsal olaylarda, yanında eşi ile birlikte görünmesi, kınanacak değil, övülecek bir olaydır..

Her çeşit magandalığın egemen olduğu erkeklerin dünyasında, kadın sadece, Hürriyet'in hafta sonu ilavelerindeki mankenlerin yaptığı türde mi katılmalıdır toplumsal yaşama?

Bana göre, Hürriyet'in hem Gürel ailesine, hem de kadınlara bir özür borcu var.. Bir gazete, sadece erkekler için hazırlanmaz..


28 Temmuz 2002
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED