AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İsrail zokası...

Türk gazeteleri, haberi, aşağı yukarı aynı kurguyla verdi: "Binbaşı Toytunç cinayetinin planlayıcısı olan Filistinli terörist, El Halil kentinde bir eve düzenlenen operasyonla ölü ele geçirildi..."

İsrail kaynaklarından alınan bilgiye göre, bomba yüklü araçla saldırı hazırlığı yapıldığına ilişkin istihbarat üzerine İsrail ordusu, önceki sabah İslamî Cihad'ın Şam ile bağlantısını sağlayan liderlerinden Muhammed Eyüp Mehmet Sider'i tutuklamak üzere El Halil'deki evine operasyon düzenliyor.

İsrail ordusu, evden ateş açılması üzerine füzeyle karşılık veriyor ve "Toytunç suikastinin faillerinden" Sider olay yerinde can veriyor.

Yukarıdaki satırları bir gazeteden "aynen" iktibas ettim.

Haber, metinde de belirtildiği gibi, İsrail kaynaklarından alınan bilgiye göre düzenlenmiş ve açıkca dile getirilmese de (manipülatif bir haber ancak bu açıklıkla kaleme alınabilir) bir taşla birkaç kuş vurmayı amaçlıyor.

Hem İsrail ordusunun "yargısız infazı" aklanıyor, hem de Toytunç bağlantısıyla Türk halkında oluşacak infialin önüne geçiliyor.

Ustaca kurgulanmış bir haber.

Soru şu:

Binbaşı Toytunç'u gerçekte Filistinli gruplar mı öldürdü?

Türk medyasına sorarsanız, evet.

Oysa bu konuda, geçmişte, farklı duyumlar ve kuşkular öne sürülmüştü: Toytunç, BM'de görev yapıyordu ve suikast İsrail kontrol noktasında gerçekleşmişti. Zaten İsrail istihbaratı da, cinayeti Filistinlilerin işlediğine dair ciddî bir delil sunamamıştı.

Türk medyası ise, İsrail tezine yatarak, Filistin polisini sorumlu tuttu. Hem de, yıllarca hayat hakkı ve alanı bulamamış, işgalci İsrail'in saldırılarına ancak (havaya) "geriye çekilme atışları"yla karşılık verebilen, üstelik kendi güvenliğini sağlamaktan aciz Filistin polisi...

Amaç neydi?

Amaç, elbette suçlamaların odağına yıllardır kuşatma altında yaşayan Arafat'ı yerleştirmek ve Filistin davasına olan sempatiyi yok etmekti...

Hatırlayacaksınız, Fethi Şikaki cinayetinin izini sürerken, tesadüfen eline geçen bir kitaptan, MOSSAD kaçkını bir ajanın kitabından ("Yahuda'nın Kılıcı") sözetmiş, elde ettiğim bilgileri bu sütunda paylaşmıştım.

İşte o kitaptan, fanatik bir gizli servisi görevlisinin sözleri:

"Barış bize ne kazandıracak? Yani, toprak vermek zorunda kalacağız. Belki de yerleşim merkezlerini (işgal bölgelerini) ortadan kaldıracağız. Stratejik derinliği kaybedeceğiz. Güvenlik, genel ordu ve askeri bütçelerde kısıtlamalar olacak. Belki Amerikalılar da yardımı azaltacaklar. Sonuçta savaş sona ermiş olacak. Dünyanın dört bir yanındaki Museviler artık bize yardım etmek zorunda olduklarını pek düşünmeyecekler. Biz bütün bu acıları çektikten sonra, bir fırsat kollayıp bizi denize döküverecekler. Rabin yaşlandı. Barışı, sırf Amerikalılara yaranmak için istiyor. Ayrıca bize bir şey yapabilmek için izin gerekli. Ama hiçbir şey yapmamak (Rabin suikastini önlememek) için izne ihtiyacımız yok. Biz de öyle yapacağız."

Kitap, İzak Rabin suikastinden iki yıl kadar önce yayımlandı.

Rabin'i öldüren Yigal Amir'in bir MOSSAD çalışanı olduğu hatırlanırsa, kitapta yer alan itirafların dehşet boyutları ortaya çıkacaktır.

Tüm bu olup bitenlerin Toytunç cinayetiyle ne ilgisi var?

Belki hiç ilgisi yok...

Ama, ortada, sıradan bir futbolcuyu bile "sempati unsuru" olarak kullanan, üstelik kendi Başbakanını gözünü kırpmadan öldürmüş, öldürebilmiş eli kanlı bir örgüt ve o örgütün "kulaklara küpe" binlerce cinayeti var...

Şimdi bu örgüt, Toytunç suikastinin planlayıcısını "ölü olarak" ele geçirdiğini öne sürüyor. Türk medyası da olaya balıklama atlıyor.


16 Ağustos 2003
Cumartesi
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED