Elektrik şebekesinin çökmesiyle milyonlarca kişinin hayatı altüst olurken, yüz binlerce kişi metro ve asansörler gibi kapalı yerlerde mahsur kaldı.

Broadway şovları iptal edildi. Denizaltı tünellerinde havalandırma sistemleri çalışmadığı için tüneller trafiğe kapatıldı. Motorlu araçların hücum ettiği köprülerde trafik tamamiyle durdu. Kent içinde de trafik ışıkları çalışmadığından trafik son derecede yavaş aktı. Sokaklar insan seline dönüştü, ancak panik çıkmadı. İşten çıkanlar evlerine ulaşabilmek için saatlerce yürümek zorunda kaldılar.

Cep telefonları çalışmadı sabit telefonlar da devre dışı kaldı. Tünellerde hareketsiz kalan yaklaşık 600 metro trenindeki binlerce yolcu polis gözetiminde boşaltıldı. New York polis müdüriyeti tüm izinleri iptal etti. Su şebekesi de işlemez hale geldi.

Kentteki tüm dükkan ve mağazalar yağma ihtimaline karşı kepenklerini indirirken, barlar ve lokantalar geç saatlere kadar açık tutuldu. Manhattan adasına giriş yasak, sadece çıkışlana izin veriliyor.

Her zamanki ulaşım imkanlarından mahrum kalan New Yorklular umutsuzca evlerine dönmeye çalışıyor.

Polis yol açmaya çalışırken, ağlayan bir kadın polise evine nasıl gideceğini soruyor, ama kendisine ''nereye gidiyorsunuz'' diye soran memura ''bilmiyorum, bilmiyorum, sadece eve gitmek istiyorum'' diye cevap veriyor.

Bir tarafta da kalabalıkta bir papaz, ''İsa'ya dönme vakti geldi'' diye dolaşırken, Long Island'da oturan Elena Cruz, ''11 Eylül 2001'de de böyle bir tecrübe geçirmiştim'' diyor ve ekliyor: ''Köprüyü geçeceğim, orada birinin gelip beni alacağını umuyorum. Belki de o zaman elektrik gelir''.

Bir kafe müşterisi, ''Eve gidemiyorum, çünkü trenle gitmem gerek, ben de bir bardak birşeyler içeyim'' derken geceyi Manhattan'da geçirmeye hazırlanıyor'.

Her zaman ışıklı reklam panolarıyla aydınlanan Times meydanı da karanlıklara gömülmüş urumda.Teksas'tan ilk kez New York'a gelen 20 yaşlarındaki Justin Hayward, ''Süper bir şey bu, burada herkes çok eğleniyor'' derken, 60 yaşlarındaki Mike Pepper da, ''Bu hayatta bir kez başa gelecek türden bir deneyim'' ifadesini kullanıyor.

Dondurmacılar, erimekte olan dondurmaları bedava halka dağıtırken, seyyar dondurma satanlar hallerinden memnun. Kanada'nın başkenti Ottowa'da ise karanlık, suçluları ve yağmacıları sokaklara döktü. Polis şefi Vince Bevan, kentte ciddi yağmaların sürdüğünü söyledi. New York ve Ontario'da olağanüstü hal ilan edildi. Kesintiden etkilenen bölgelerde hava trafiği de birkaç saatliğine felç oldu.

New York 1965, 1977, 1981 ve 1983'te de karanlığa gömülmüş ve can kaybı ile yaralanmaların yanı sıra yağma olaylarına sahne olmuştu. (Bizde de son iki ay içinde dört kere elektrik kesintisi oldu. Ne kimse sebebini merak etti, ne hayat durdu.) Amerika'daki elektrik kesintisinin sebebi konusunda ABD ve Kanada topu birbirine atıyor. Henüz arızanın nereden kaynaklandığına dair bir bilgi yok.

KARİKATÜRKİYE

Ahmet Altan'ın, "Dünyanın en tehlikeli eğlencesi, Türk olmaktır" diyerek başladığı "Türk Olmak" başlıklı denemesinden birkaç cümle: "Başbakanımızı asar, genelkurmay başkanımızı hapseder, gençlerimizi idam sehpalarına gönderir, sonra en güzel aşk şiirlerini yazarız. Hep aptallığımızdan yakınır, sonra da dünyanın en akıllısı IMF'yi tam yedi kere dolandırırız. Devleti kutsal ilan eder, sonra devleti de soyarız.

Köylüye efendilerimiz der, köylüleri döveriz. Ulusal onuru bu kadar değerli, ulusal parası bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur.

Yurtta sulh, cihanda sulh diyerek, bütün komşularıyla düşman olan da biziz. Katillerin ulusal kahraman, şairlerin vatan haini olduğu tek ülke Türkiye'dir."

İYİ HABER

Türkiye, insani yardım çerçevesinde Bağdat'a 50 yataklı hastane yaptıracak. Irak Kızılayı tarafından belirlenen bölgeye yapılacak 50 yataklı hastane yapımı için 4 milyon dolar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na aktarıldı.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, hastane inşaatı için ihaleye çıkacak. İnşaat tamamlandıktan sonra hastanenin tıbbi donanımı ise Sağlık Bakanlığı'nca yapılacak ihale ile tamamlanacak. Bu arada, hastanede çalışacak personel için, Türkiye'de ve Bağdat'ta hizmet içi eğitimler düzenlenecek.

Aralarında özellikle kadın doğum, ortopedi, çocuk, genel cerrahi uzmanlarının bulunduğu doktorlar, Türkiye'ye davet edilecek ve hizmet içi eğitimden geçirilecek. Ayrıca, hizmet içi eğitim vermek üzere hekim ve diğer sağlık personeli de Bağdat'a gidecek ve hastanenin sağlıklı hizmet vermesi için takipler yapacak. Türkiye, Bağdat'a kurulacak hastanenin ardından Kerkük'te de bir hastane yapmayı planlıyor.

MÜNAZARA KONUSU

Elektriksizlik mi daha kötüdür, susuzluk mu?

GÜNÜN SÖZÜ

Maç, boksör yere düştüğünde değil, kalkamadığında biter.
(Murat Kayacan'a teşekkürler.)

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu