|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye'de merkez medyanın kâh açık kâh zımni savaş bayraktarlığı yapmasını teskere öncesi anlamak mümkün değildi. Ama şimdi, tezkere sonrası hiç mümkün değil. Yapılan şey iki yönlü: Bir yandan ABD kaynaklı tehditler, buradan kaynaklanan korkular haberleştiriyor ve mutlaklaştırılıyor... Diğer taraftan Meclis'teki oylama AKP'nin iktidarsızlığı olarak ele alınıyor, hatta bunun arkasında kişisel nedenler, örneğin Gül-Erdoğan farklılaşması, Gül'ün yeterince açık tavır koymaması gibi "durumlar" aranıyor... Bu iki ayaklı tavrın iki ayağı da sakattır... Bir kere ABD kaynaklı tehditlerin bir gerçekliğe dönüşme şansı hemen hiç yoktur... En keskin "Amerikan yanlısı ve savaş çığırtkanı kalemşorlar" bile tezkere sonrası ani bir U dönüşü yaparak, bunu kabul etmeye başlamışlardır. Onlar bile analiz adıyla ABD adına savurdukları tehditleri geri çekmeye, ABD-Türkiye ilişkilerinin uzun vadeli stratejik ilişkiler olduğunu söylemeye koyulmuşlardır. Malum kalemşorlar bir yana, bu birinci ayağa ilişkin ortada daha ciddi ve iyi okunması gereken birkaç mesele var... 1. Bölgeye ve Transkafkasya'ya ilişkin niyetleri dikkate alındığında ABD hiçbir şekilde Türkiye'den vazgeçebilecek bir durumda değildir. Bu çerçevede Bush yönetiminin Türk siyasi ve ekonomik sistemini "destabilize" etmeye kalkışması kendi stratejisi açısından intihar etmesi anlamına gelir... 2. ABD'nin Irak'a müdahale etmesi durumunda, "Türkiye devrede olsa da olmasa da, Kuzey Irak'ta Kürt merkezli yeni bir oluşuma bugünün koşullarında, bölgedeki fiili durum ve etnik yapı çerçevesinde gidilmesi kaçınılmazdır." Türkiye'nin ABD operasyonuna destek vererek bu operasyonu hızlandırması devlet kurumlarının korktuğu bu gelişmeyi biraz daha tahrik etmesinden başka bir anlam taşımaz... 3. Hükümetin TBMM'in aldığı kararın arkasında durması, yeni bir tezkereyi zorlamaması Türkiye'ye itibar ve güç kaybettirmez, tersine uluslararası arenada güç ve itibar kazandırır. Türkiye'nin Almanya ve Fransa'yla yakınlaşması, "barışçı AB içi bloğa ilerlemesi", bu durumda ciddi bir ihtimal haline gelir ve Türkiye-AB ilişkilerinin önünde yeni bir pist açılabilir. 4. Bu son maddeyi özellikle kuvvetlendiren başka bir durum da "tezkerenin kabul edilmemesinin asli anlamı"na ilişkindir. Türkiye'nin attığı adım sadece kuzey cephesinin açılmasını engellemekle kalmamıştır. Tezkerenin reddi savaşı bile durdurabilir, en azından bu, başka koşullara da bağlı olmakla birlikte göz ardı edilmemesi gereken bir husustur. Başka bir deyişle Güney cephesinin yaratacağı yüksek dozlu askeri zorluklar, iklim koşulları ve BM'in yakında alacağı savaş karşıtı yeni karar bu savaşı uzunca süre rafa kaldırma ihtimaline sahiptir. Böyle bir gelişme halinde Türkiye'nin güç ve itibar kazanmasının önü iyice açılacaktır. 5. En çok korkulan mesele olan piyasaların tepkisi ise bu iki maddedeki gelişmelerle yakından ilgilidir... Evet, neticede Türkiye siyasal sistemi doğru bir adım atmıştır ve bu adımın arkasında durmayı bilmelidir... Zira bu adımın arkasında durmayı bilmek "demokrasiye sahip çıkmak", alınacak "riskli kararların ardında ciddi bir toplumsal destek ve meşruiyet bulundurmak" anlamına gelir... Bu anlamda savaş yandaşlarının ikinci iddiası da tutarsızdır. Meclis, iktidar partisinin grup kararı almadığı bir çerçevede parlamenter sistemin gereklerine uygun bir şekilde ve parlamenter sistemin sınırları içinde davranmıştır. Kaldı ki, başka güdülerle de olsa, ülkeyi savaşa itecek bir tezkere konusunda grup kararı almadan ikna yöntemini seçen AKP üst yönetimi bu çerçevede son derece anlamlı bir iş yapmıştır. Grup kararı almayan, milletvekillerini vicdanlarına göre hareket etmeye çağıran, sadece ikna yolunu tercih eden hükümet ve parti genel merkezi bugün bu adımına iyice sarılmalı, bunu sahiplenmeli ve ikinci tezkereyi aklından bile geçirmemelidir. Dünya barışı, dünyada ve ülkede demokrasi, en önemlisi ulusal fayda bugün aynı pota içinde toplanmaktadır... Yeter ki, ucuz tahlillere ve tespitlere kulak kapatmayı bilelim...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |