|
|
|
Kaynaşmalar
-Muharrem geliyor, haberin var mı?
- Hangi Muharrem, hatırlayamadım!
- Yeniyılcı Muharrem mi desem, Aşureci Muharrem mi desem?
- Dalga mı geçiyorsun benimle?
- Hangi dalga?
- Orta dalga mı desem, kısa dalga mı desem?
- FM, yani ef em yok mu?
- Yeter ki sen iste, efem olsun; dadaşım, zeybeğim, edem, gakkoşum, doktor civanım olsun!
- Yeniçeriden aşağısı kurtarmaz, haberin olsun!
- Alperen olmalı ilkin, eski yeni cümle çeriden önce.
- Sen karşımda durmayacak mıydın benim?
- Siz nasıl isterseniz, öyle olsun!
- Bak oyunbozanlık ediyorsun ama!
- Neden?
- "Nasıl?" demeliydin! "Neden?" diye sormak bana düşer.
- Nasıl?
- (Ah, ne kadar anlayışlı ve uysal biri!) Seninle senli benli konuşan birine "siz" dedin mi, oyunbozanlık etmiş olursun.
- Sıra sende. Sor hadi?
- Neyi?
- Neden oyunbozanlık ettiğimi?
- Sormayacağım, çünkü merak etmiyorum.
- Ama az önce siz demiştiniz, onu sormak bana düşer diye.
- Düşer, düşebilir. Kolundan tutup kaldırmak istemiyorsam düştüğü yerde kalır. Hem sen önce, bana nasıl sesleneceğine karar versen daha iyi olur. Ya "sen" de, ya "siz"!
- Niçin?
- Oyunun sürmesi için.
- Sürmeli oyun, ruj, rimel, oje de kullanıyor mu?
- Oyun içinde oyun, öyle mi?
- Böyle ya da şöyle de olamaz mı?
- Mevsimi gelince her şey olur.
- Önemli olan olması değil, dalında çürümemesi!
- Neden çürüsün.
- Neden çürürse ya da çürükse, sonuç da çürür ya da çürük olur.
- Neden böyle ters anlıyorsun?
- Şundan bundan!
- Niçin, niçin?
- Sizin düzgün anlamanıza ve anlatmanıza yardımcı olmak için!
- Bu iyiliğiniz gözlerimi yaşartacak!
- Ne hoş! Birlikte ağlarız.
- Balıklar!
- Muharrem geliyor mu dendiydi?
- Evet, biri öyle bir şey dediydi.
- İkimizden biriydi de, hangimizdi?
- Hangimizdik?
- İkimiz de dik olsak daha iyi değil mi?
- Akşam hava açık olsa da baksak.
- Bin dört yüz kaç olacak?
- Bin dört yüz yirmi dört.
ikardes@yenisafak.com
|
|
|
