Futbol basit bir oyundur, bu yüzden hakkında herkes konuşabilir derler. Biz de bugün yazıya böyle giriyoruz. Bir soru ile. Soru şu:

Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un, Gençlerbirliği'nin oynadığı mı futbol; yoksa Fenerbahçe ve Galatasaray'ın oynadığı mı?

Cevap: Her ikisi de futboldur.

Eee!... E'si şu: Birisi iyi futbol, öteki kötü futbol. Tabela yazarı değilseniz bu farkı koymanız gerekir.

Galatasaray Kocaeli önünde kötü oynadı. Orta sahada Berkant, savunmada Xavier döküldü. Fatih Terim eski günlerini unutmuş gibi tek gollü galibiyeti koruma derdine düştü. Emre'yi oyuna soktu, yetmedi Suat Usta'yı da aldı, iki bek, iki stoper ve bir liberoyla beşli savunmaya geçti. Bülent'in kale içinde mucize gibi çıkardığı top galibiyeti getirdi.

Lig bitimine on üç maç kala Fenerbahçe hâlâ bir takım kimliğine ulaşamadı. Ortega muamması sürüyor. Rebrow iyi ama yalnız kalıyor. Vladimir ağır. Sekiz kişi kalan Malatyaspor karşısında seyirciye ızdırap dolu bir doksan dakika yaşattılar. Revivo, Rapaiç, Ortega gitti. Peki Ceyhun neden hâlâ bildiğini okuyor. Bütün bunlar soru işareti.

Ziya Doğan'ın maçtan sonra atılan futbolcuları için hakeme hak vermesi sağduyunun eseri idi. Örnek alınsın. Her iki takım hafta sonu bir derbi oynayacak. Bakalım iki kötüden bir iyi çıkacak mı? Biz hiç umutlu değiliz. Dileriz futbol bir yana tatsız olaylar yaşanmasın. Buna mukabil 100. yılını kutlayan Beşiktaş bu kutlamaları gerçek bir şölene dönüştürdü. Aslında şölen Slavıa Prag maçında başladı. Dört gol ile öne geçen kartallar coştular. Bu coşkunluk başlarını döndürmüş olmalı ki maçı zora soktular. Son beş-on dakika geçmek bilmedi. İşte Beşiktaş'ın zaafı da burada.

Bu zaaf Göztepe karşısında da ortaya çıktı. Fark gelecek derken birden maç 4-3 haline dönüştü. Son dakikaya kadar oyundan düşmeyen, hücumu düşünen Göztepe'yi de kutlamalıyız. Pancu ve Tayfur bu takımın kilit adamları. Nitekim Slavıa maçında Pancu fevkalade idi. Lucescu Göztepe karşısına değişik bir on bir ile çıkınca hemen herkes bunun sebebini sordu. Oysa ortada izahı müşkil bir durum yok.

Beşiktaş üç kupaya birden koşuyor. Bu durumda Lucescu hem bütün kadroyu oynatarak herkesin hazır olmasını istiyor; hem maçına göre bazı adamlarını saklayıp diri tutarak önlem alıyor. Ancak Beşiktaş'ın kolay maçları bitti. Bu haftadan itibaren zorlu bir maratona çıkıyor. Haftada üç maç oynayacak. Ve belki de bu yüzden şampiyonluk şarkıları söylemek için vakit erken. Ama UEFA da çeyrek finale -tarihinde ilk kez- çıkmaları, belki final oynamaları 100. yılın en büyük olayıdır. Lucescu alındığında yüzünü buruşturanlar, geçen yıl yönetimi eleştirenler şimdi ne diyor acaba? Beşiktaş'ı, bu mutlu yılında kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Ve her yıl zirveye tırmanacak diye beklenilen Gençlerbirliği'ni de süper lige getirdiği güzel futbol, azim ve gayreti için tebrik ediyoruz. Gençlerbirliği şampiyon olursa kimse şaşırmamalı...

MUSTAFA KUTLU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu